Tebdil-i Mekan
Eğitim işini hep ciddiye aldım meslek hayatım boyunca. Talep eden olarak pek çok farklı eğitimler alma fırsatım oldu. Bunların bana katkısıyla eğitimci olarak katıldığım eğitimler de oldu elbette. Tabi kırsalda bir ilçede yaşıyorsanız bütün bunlar oldukça kısıtlı oluyor.
Meyve veren ağacın taşlanması gibi meyvesi yenen ağaç da siz ona bakarsanız meyve vermeye devam ediyor sanırım. Öğrenenler ve öğretenler her zaman karşılıklı olarak birdiğerinden besleniyorlar aslında. Yani bir tanım uydurmak gerekirse "ÖĞRENİŞİYORUZ" diyebiliriz sanırım. Hemen gülmeyin canım. Yönetişim oluyor da öğrenişim neden olmasın. Maksat literatüre katkı osun. :)
Hepimizin farkında olduğu gibi öğrenme ihtiyaçla başlar. İşte tam da burada kendimize sormak lazım: "Öğrenmeye ihtiyacım var mı?"
Eğer cevabınız evet ise zaten siz devamlı öğreniyorsunuzdur. Sokaktan, caddeden, mahalleden, okuldan, resmi kurumlardan vs. Ve öğrendiğiniz yerdeki davranışlarınız da değişiyor. Ya uyum sağlamaya meylediyorsunuz ya da orayı geliştirmek için yeni ve farklı metodlar uygulamaya meylediyorsunuz. Bu tamamen sizin bakışınızla alakalı. Değişimden yana olan değişmek yerine değiştirmeyi tercih etmeli. Tabi gelişim yönünde...
Değiştirmek çok emek ister, bilirsiniz. Bir buğday tanesini ekmek, biçmek, harman etmek, öğütüp un yapmak, su katıp hamur yapmak, dağdan odun getirip fırını yakmak, hamuru pişirip ekmek yapmak. Bir buğday tanesinden kolayca koparıp yediğimiz ekmeğe kadar ne kadar zaman ve emek harcanıyor...
Kaldı ki, bizim işimiz insanla. Daha uzun zaman, daha fazla emek. Başka çaresi yok sanırım. Bu aşamda "Çaresiziz" deyip köşemize çekilip "Ben kendimden sorumluyum." deyip oturmak var ya da "Çarebazım" deyip mümkün kılmak için çareler aramayı bir seviye atlayıp çareler üretmek var.
İlki gayet dinlendirici ve rahat ettirici. Hatta sonsuz dinlenmeye de antrenman yapmanızı sağlıyor.
Diğeri ise oldukça yorucu ve zahmetli, meşakkatli. Bunu yapmak için kale duvarlarını yıkarak kişilere ulaşmanız bile gerkebilir. Ama şu muhakkak ki sonsuz dinlenmeyi de sonuna kadar (!) haketmiş olursunuz. Burada sizi rahtlatacak iki etmen var; birincisi sonsuz dinlenceyi sonuna kadar etme, diğeri öğrenişmekten alacağınız haz. Tercih sizin.
Haddimi aşıp biraz felsefe yapmaya çalıştım herhalde. Bu kadar mümkün olabildi. İngilizcem ya da Arapçam daha iyi olsaydı belki dahah iysini yapabilirdim.
Sürç-i lisan ettimse affola. Kalın sağlıcakla.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...