ANNE Mİ?ÖĞRETMEN Mİ?
Dün oğlum YGS sınavına girdi. Oğlum gibi birçok pırıl pırıl genç,tertemiz insanlar,yürekleri umut dolu, gözleri ışıl ışıl, beyinler bilgiyle doldurulmuş( çoğu nerede kullanlacaksa:(),zamanlarının çoğu kurs, özel ders, deneme vs ile geçen bizim canlarımız , yavrularımız . Sınav öncesi yaşananlar, çekilenler, hazırlıklar , zorluklar, tartışmalar, heyecanlar, kaygılar , korkular ve daha birçok şeyler.. Ve geri gelmeyen şey ZAMAN, GENÇLİK. Ve daha bu ilk aşama.Aşama aşama bitecek sınav ,aşama aşama bitecek kaygı, aşama aşam bitecek eziyet.
Büyükler bilir de yaparlar, düşünür,araştırır, ölçer, biçer de yaparlar . Çocuk gelişimi, ergen psikolojisi,insan psikolojisini,eğitim felsefesini ,toplumun gereksinimlerini iyi bilirler,en iyisini ,en doğrusunu bilirler.Hem sonra onlar da o dönemlerden geçmedi mi?. O zorlukları yaşamadılar mı?.Bekliyoruz umutla ,bekliyoruz sabırla.Ama yurdumun insanı ,yurdumun genci, yurdumun yaşlısı, kadını,erkeği,çoluğu, çoçuğu hepsi, hepimiz...Onun için başta gençlerimiz patlamaya hazır bomba gibi, herkes kavgaya hazır, herkes ben bilirim diyor.Biz de "Du bakem nolcek?".Duruyoruz.Duruyoruz.Duruyoruz.
Sonra DUYUYORUZ...Ankara'da patlama.Sadece duyuyoruz.Bir sürü can , biri de OzanCAN .
Ne idi?
Ne oldu?
Ne olacak?
Sözün bittiği yer...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...