Bir mucize: ÖMEM!
Gün boyunca duyduğumuz "öğretmenim" sesleri kulağımıza aslında yabancı değil..Bana renkli renkli BONİBON şekerlerini hatırlatır her seferinde.Farklı çocuklardan farklı ses tonlarından oluşan bu kelimenin sihri sizi alır götürür aslında.Isıtan yüreğimizle gidecek yolumuzun ne kadar da uzun olduğunu her seferinde hatırlatır.
Nedense bugün yüreğim daha da ısındı.Yolumun aslında var saydığımdan daha da uzun olduğunu hatırlattı. Düşüncelerimi bırakıp, duygularımın ön plana çıkmasına da sebep oldu. Tarif etmekte zorlandığım bu duyguyu daha önce hiç yaşamamıştım.Ne özel hayatımda ne de mesleki hayatımda.Mutluluk duygusunun zirve yapmış haliydi sanırım.
Hiç işitme engelli bir öğrenciniz oldu mu? Çok sonraları işitme engelli olduğu anlaşılmış, 2 tane cihazla da olsa az duyabilen; ve hatta bu engelinden dolayı ses çıkarmakta zorlanan bir öğrenciniz? Duymadığı için konuşamayan, derdini anlatamayan, sadece işaretlerle dile getirmeye çalışan bir öğrenciniz? Yaptığı resimlerde kulaklarından çıkan eller çizen bir öğrenciniz? Yazdıklarını göstermek için ceketinin ucundan çekiştiren ve defterini uzatan bir öğrenciniz? Sıra arfkadaşından her seferinde yardım isteyen bir öğrenciniz?....
Çok nadir de olsa engeli olan öğrencilerin varlığı bizlere ek bir sorumluluk verir elbette. Nitekim bu yıl 1.sınıf olan sınıfımda ilk defa işitme engelli bir öğrencimin olması neyi, ne zaman, nerede, nasıl yapacağımı 2 defa daha düşünmeme sebep oldu, oluyor ve olacak.
Enes, verdiğim sesleri duyuyor, gösterdiğim sesleri, heceleri, kelimeleri gayet güzel yazabiliyor. Okumaya gelince, öğrendiği sesleri (e-l-a) çıkartamadığı için başarılı olamıyor. Çabalıyor... Çabalıyoruz. Sesleri çıkartacaktır bir gün diye umut ediyorum.
Bugün, oluşturduğumuz cümleleri okuyup defterlerine yazmalarını istedim. Yazılanları kontrol etmek için sıraların arasında gezinirken ve başka bir öğrencinin yazılarını düzeltirken, sınıftaki uğultunun arasından duyduklarım benim bir an duraksamama sebep oldu.İşte o an, yaşadığım, hissettiğim bu duyguyu 19 yıllık meslek hayatımda ilk defa yaşadım. Enes, her zamanki gibi beni çekiştirirken, bu sefer "ömem" dedi. İlk defa "öğretmenim" kelimesi beni bu kadar çok etkiledi. İlk defa yüreğime sıcak su serpti, ısıttı. İlk defa şöyle bir sarsıldım...Enes' le göz göze geldiğimde ona "bir daha" söyle dedim. "ÖMEM"!...Kulağıma nasıl da hoş geldi...Nasıl da güzel söylüyordu. Farkında mıydı bilmiyorum, ama beni nasıl da etkilemişti. Sadece sarıldım ona. Umut verdi bana...Yapabileceklerimin yolunu açtı.
Ben onun "ÖMEM"iyim. Okumayı-yazmayı öğretmekten çok konuşmaya yardımcı olabilecek "ÖMEM" iyim.
Yapacak çok işim var...Çoooooooooook!!!!!
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Çok etkilendim..... Bambu ağacının hikayesi gibi dimi Ömemim. İşitme engeli olmayan yalnız sesleri çıkaramayan, çeşitli seviyelerde 3 öğrencim var bu yıl. Sizi çok iyi anlıyorum. Burda-burda değil oyunu oynarken ( yoklama ) böleeee diye bağırdı günler sonra, olsun öyle olmasın böyle olsun dedim, kocaman bir aferin ile süsledim.. Yapılacak çok işimiz var ömemim, katılıyorum size.
Arslan Gürbüz
1.11.2014
Umut veren heyecanınızın tüm meslektaşlarınıza yayılması dileklerimle, yüreğinize sağlık...
Mustafa Göktaş
1.11.2014
Bir sözcüğün kişiyi bu kadar mutlu ettiği,her şeyi unutturduğu başka bir meslek var mıdır Ömemim?Sevgiyle...
Havva Atalay
2.11.2014
Filiz hocam inanılmaz derecede zor bir iş ,bir yandan zoru başarmanın verdiği inanılmaz keyif. Kolay gelsin iyi çalışmalar....
Baysan Banu Uzun
7.11.2014