DİJİTAL ÇOCUKLARI ANLAMA KILAVUZU
Eğitimci ve yazar Marc Prensky, 1980 sonrasında doğanları ‘dijital yerliler’ olarak adlandırıyor. Ona göre dijital yerliler, dünyaya geldiklerinden itibaren bilgisayar, internet ve cep telefonuyla büyüyen insanlar. Teknoloji, yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası; ekmek, su gibi…
Onlara göre, yüzyıllarca geride kalan ebeveynlerle yaşadıkları, kuşak çatışmasından daha öte bir şey. Onlara ilişkin taşıdığımız kaygılara, ya da onlardan beklentilerimize o kadar yabancılar ki. Gösterdikleri tepkinin adının sadece hayret etmek. Her şeyden o kadar çok sıkılıyor ki ve her şeyi o kadar çabuk tüketiyorlar ki. Ama biz hayret etmek yerine kızmayı tercih ediyoruz. Kızmakta o kadar çok haklıyız ki. Bu çocuklar, yazı yazmayı, kitap okumayı sevmiyor. Bize göre çok benciller. Odalarını toplamıyorlar. Anlamadığımız başka bir dilden konuşuyor gibiler. Evet kızıyoruz ama kızmanın bir işe yaramadığını anlamadığımız için, kızmak bir işe yaramıyor.
Dijital çocuklar ile ilgili göz önünde bulundurmamız gereken en önemli özellikleri, bizden çok daha zeki oldukları gerçeğidir. Çatışarak, onları alt etme şansınızın olduğunu sanıyorsanız kesinlikle yanıldığınızı söyleyebilirim. Zeka, pratiklik ve tabi ki beraberinde mükemmel stratejileriyle başa çıkmamız pek mümkün görünmüyor.
O halde, onların bizi anlamasını beklemeden ( ki bu da imkansız gibi bir şey),biz onları anlamaya çalışmakla işe başlayabiliriz pekala. Onlara bir şeyler öğretmek yerine onlardan öğrenebileceğimiz çok şey olduğundan hareketle, işbirliği yapmayı denemeliyiz. En önemlisi de öğüt vermek gibi bir hata yapmak yerine, yaşantımızla onları etkilemeye çalışmalıyız. Bizi eleştirmelerine izin vermeliyiz ki, onları eleştirme hakkımız olsun. Patron ebeveynler yerine, arkadaş olmayı denemeliyiz zaman zaman. En önemlisi de, evdeki krallığımıza son verip, demokratik bir yönetime geçerek, evdeki tüm bireylerin aile yönetimine etkin katılımını gerçekleştirmeliyiz.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...