Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
BOYNUZ KULAK 1 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

BOYNUZ KULAK

                           ZAMAN SANA UYMAZSA SEN ZAMANA UY

            Öğretmene saygının sonsuz olduğu, eti senin kemiği benim diyerek biricik evlatların gözü kapalı okula gönderildiği dönemlerde köy ile kent arasında iki ışık yılı gelişmişlik farkı vardı.Maddi gelişmişlik adına ne varsa şehirde olur, köylerde ise koyun kuzu melemesinden, keçi çıngıraklarından başka bir şey olmazdı.

            Kaf dağının ardındaki şeherden gelen uzaylı gibi duran şık giyimli, ütülü pantolonlu öğretmen köyün ufkundan güneş gibi doğardı.Köyü, köylüyü aydınlatır, yeni gelişmelerden haberdar ederdi.Köylü  radyoyu öğretmende görür ve ne olduğunu anlardı.Okulun çatısına çamaşır ipi gibi asılan radyo anteniyle sinyal çeken radyodan köy kahvesinde memleket havadisleri dinlenirdi.

Gençler giyinmeyi kuşanmayı, yemeyi içmeyi, saça biryantin sürmeyi öğretmenden öğrenirdi.

            Televizyon köylere ilk kez öğretmenler tarafından getirilmişti.Evlerin çatılarına dikilen antenleri ve televizyondan izleyebildikleri tek kanalı aramayı da öğretmenden öğrenmişlerdi.

            Kerpiç yerine taş ve kireçle ev yapmayı, modern tarım tekniklerini hasılı şeherden gelen hangi yenilik varsa öğretmenden öğrenilirdi.

                                                                        *

            Zaman değişti.Fakülteden mezun olur olmaz kendini kuş uçmaz kervan geçmez bir köye atandığını düşünen genç öğretmenler köylere navigasyonlu, hava yastıklı son model mercedes minibüslerle gidiyorlar.Şehir merkezinde çanak anten nedir bilmeyen öğretmenlerin okul lojmanına çanak antenlerini köyün gençleri kuruyor.

            Köydeki gençlerin kılık kıyafeti ve kullandıkları cep telefonları öğretmeninkinden daha şık ve pahalı.Eskiden bir bilen olarak görülen köy öğretmenleri psikolojik üstünlüğünü kaybetmiş durumda. Yeni gelen öğretmen için bütün köy teyakkuza geçerken şimdilerde hiçbir köylü köy kahvesindeki sandalyesinden bile kalkmıyor.İçlerinden;

            “Buda yakında gider, durmaz buralarda” diyorlar.

            İletişimin hızı şehirde nasılsa köyde de aynı.Bu yüzden tarımla uğraşan ve bol vakti olan köylüler yeni gelişmelerden şehirdekilerden daha hızlı haberdar oluyorlar.Köye bırakın Odtü mezunu bir mühendisi, Harward mezunu bir dahi gelse köylünün dikkatini çekemiyor.Köylü, köy kahvesinde  masaya dördüncü olarak oturup kendisiyle okey oynayan öğretmeni daha çok seviyor ve onu daha çok sayıyor.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...