CEZAEVİ LOJMAN DEDİKODULARI
BUNUDA YAZICAM GASTEYE…
Hasan, lojman balkonunda etrafı seyre dalmıştı.Bahçede domateslerini toplayan komşularını izledi bir süre.Yol kenarında bir sağa bir sola saatlerce cep telefonuyla konuşarak tur atan Adil Bey dikkatini çekti.Adil Bey evli ve üç çocuk babasıydı.Cep telefonuyla saatlerce yol kenarında bir eli cebinde lakayt tavırlarla dolaşması bir iş çevirdiğinin işaretiydi.Bu sırada balkona kahve getiren eşine söylenmeye başladı;
“Şu Adil Bey var ya! Saatlerce cep telefonuyla konuşuyor.Kesin bunun bir dalgası vardır…”
Hanımı telaşlı bir şekilde eliyle sus işareti yaparak;
“Yavaş konuş, herkes duyacak.Sana ne elamemin telefonla konuşmasından…Hem ben Adil Beyleri iyi tanırım.Eşiyle severek evlenmişler.Birbirlerini çok seviyorlar.Aklına bile getirme böyle düşünceleri..”
“Yahu Hanım, kesin bir iş çeviriyor bu adam.Evli olması bir şey ifade etmez ki…Ben ne evliler gördüm..Mutlaka bir dalgası olmalı.Yoksa bu kadar konuşulmaz telefonla..”
“Memleketten anasıyla konuşuyordur, hayra yormak lazım.” Dedi hanımı..
“İnsan anasıyla bu kadar konuşur mu?, yakında kokusu çıkar bunun..”
“Sen önündeki kahveni iç, boş ver rmilletin dalgasını.Evli-barklı adam, sen kalbini bozmuşsun.İşi gücü bıraktın milletin dalgasını mı merak ediyorsun?”
Aradan birkaç hafta geçmişti.Hasan işten çıkıp eve geldiğinde hanımı çok teleşlıydı, sanki bir şeyler söylemek istiyordu.Aceleyle içeri girdiğinde hanımı dayanamayıp bombayı patlattı;
“Adil Bey var ya! Ne yapmış biliyor musun?”
“Ne olmuş Adil Bey’e?”
“Gül gibi karısının üstüne kuma getirmiş, hem gelen kadında çok çirkinmiş...”
“Ben sana demiştim…Gönül bu, otada konar, çirkinede…”
****************
Hasan, lojman balkonunda etrafı seyre dalmıştı.Bahçede domateslerini toplayan komşularını izledi bir süre.Yol kenarında bir sağa bir sola saatlerce cep telefonuyla konuşarak tur atan alt kattaki Dilek Hanım dikkatini çekti.Dilek Hanım evli ve iki çocuk annesiydi.Cep telefonuyla saatlerce güle oynaya neşeli tavırlarla dolaşması bir iş çevirdiğinin işaretiydi.Bu sırada balkona çay getiren eşine söylemeden duramadı;
“Şu karşı yoldaki Dilek Hanım var ya! Saatlerce cep telefonuyla konuşuyor..…”
Hanımı yola doğru bakıp Dilek Hanıma bir göz attıktan sonra konuşmaya başladı;
“Sen balkonda milleti mi dikizliyorsun” diyerek kocasına çıkıştı.
“Kimseyi izlediğim falan yok Hanım.Yolada mı bakamayacağız? Dilek Hanım komşumuz olduğu için dikkatimi çekti.”
“Adil Bey gibi onunda mı dalgası var diye düşünüyorsun?”
“Yahu Hanım çok safsın.Aç gözlerini, bir etrafına bak.Olanı biteni gör.”
“Dilek hanım asla öyle bir şey yapmaz…”
“Demedi deme Hanım..”
“Sen çayını iç, soğudu nerdeyse…”
Aradan birkaç hafta geçmişti.Hasan işten çıkıp eve geldiğinde hanımı çok teleşlıydı, sanki bir şeyler söylemek istiyordu.Aceleyle içeri girdiğinde hanımı dayanamayıp bombayı patlattı;
“Dilek Hanım var ya! Ne yapmış biliyor musun?”
“Sakın sevgilisiyle kaçmış olmasın?..”
“Nasıl bildin?”
“Hayat tecrübesi hanım, içime doğuyor sanki..”
“Çocuklarını yanına alarak kaçmış diyorlar…”
“Kiminle kaçmış?”
“Kaçtığı adamla evlenmeden öncede görüşüyorlarmış.Şimdiki kocasıyla zorla evlendirmişler.Hatta çocukların kaçtığı adamdan olduğunu söylüyorlar.”
“Ben sana demiştim…”
****************
Hasan, lojman balkonunda etrafı seyre dalmıştı.Bahçede domateslerini toplayan komşularını izledi bir süre. Bu sırada balkona kahve getiren eşi söylenmeye başladı;
“Gene birilerini mi izliyorsun..?”
“Yok Hanım, sende kalbini bozmuşsun.Bahçede domates, biber toplayan komşulara bakınıyordum.”
“Herkesin bahçesi var, ama sen tembellik yapıp bir bahçe yapmadın..”
“Su kıtlığı var Hanım.Şehirde araba yıkamak bile yasak..Yazıcam bu bahçe yapanları gasteye..”
“Memleketin bir akıllısı sen mi kaldın?
“Ben doğru bildiklerimi dile getirmekten çekinmem..”
“Bak herkes bedavadan domates, biber zerzavat sahibi oldu, pazara para vermiyorlar..Sen tembelliğine yan..”
“Merak etme Hanım, ben bahçe yapmadım ama yakında bir sürü domatesimiz, biberimiz olacak..”
“Nasıl yani?”
“Havalar çok sıcak, bir haftaya kalmaz bahçelerdeki bütün domatesler, biberler çoğalacak..”
“Eee, sonra..”
“Millet yiyemeyecek ve bize getirecekler…”
“Sen hayal kuruyorsun…Çok beklersin, kimse sana bahçesinden bir kuru dal bile getirmez…”
Aradan birkaç hafta geçmişti.Hasan işten çıkıp eve geldiğinde hanımı çok teleşlıydı, sanki bir şeyler söylemek istiyordu.Aceleyle içeri girdiğinde hanımı dayanamayıp bombayı patlattı;
“Bey, sen haklı çıktın..”
“Ne oldu ki?”
“Bahçedeki domatesler ve biberler çok verince komşular ne yapacaklarını bilememişler.Hasan Beylerin bahçesi yok diyerek poşetler dolusu domatesi, biber ve salatalığı bize getirdiler..”
“Ben sana demiştim…”
****************
Hasan, lojman balkonunda etrafı seyre dalmıştı.Bahçede domateslerini toplayan komşularını izliyordu. Bu sırada balkona kahve getiren eşi söylenmeye başladı;
“Yan komşunun şohbeni bozulmuş..”
“Eee, bize ne bundan..”
“Millet laf ediyor..”
“Ne lafı.?”
“Diyorlar ki…”
“Eeee, hadi hanım heyecanlandırma..ne diyorlar.?”
“Şohbeni bozulan komşumuzun şohbeni çok çalıştığı için bozulmuş, diyorlar..”
“Evet, olabilir, ne var bunda?”
“Sizin şohben niye hiç bozulmuyor diyerek bize laf atıyorlar kinayeli kinayeli..”
“Sağlamdır, ondan bozulmuyordur, deseydin ya..?”
“Şohbeni az kullandığımız için bozulmuyormuş diyorlar..”
“……..!!??”
"Ne oldu, bozuldun mu? Milleti izler durursan, millette seni izler.."
"Gizlimiz saklımız kalmadı canım, nerde kaldı aile mahremiyeti?..Yazıcam bunuda gasteye..."
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...