ÖĞRETMEN VE MEDDAH
MEDDAH, ÖĞRETMEN…
Öğretmenlik mesleği, ilk insanla beraber ortaya çıkmış kutsal bir meslektir.Peygamber mesleğidir.İlk insanların neler yaptıklarını, günlük yaşamlarını ve avlanma serüvenlerini mağara duvarlarına yaptıkları resimlerden anlıyoruz.İlk insanlar, yazı daha icad edilmediğinden bir sonraki nesle resimler yolu ile bilgi ve tecrübe aktarımında bulunmuşlardı.
Yazının icadından sonra ceylan derileri, papirüsler, taş tabletler ve pişirilmiş tuğlalar üzerine yazılan tarihi aktarım günümüze kadar gelebilmiş ve arkeoloji müzelerinde sergilenmektedir.
İskenderiye, Bağdat, Buhara ve Semerkant gibi geçmişin ve zamanın ruhunu taşıyan paha biçilmez eserlerle dolu kütüphanelerin Dünya savaşları sonucu yakılıp yıkılmasıyla, bilim adamlarının yok edilmesi, öğretmenlik mesleğine ket vuran tarihi olaylardır.
Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında bütün eğitimli insanlarını, öğretmenlerini, meslek erbabını ve subaylarını şehit veren Cumhuriyetimiz’de böyle bir yokluk zamanında kuruldu.
Yeni Cumhuriyeti oluşturan genç neslin eğitilmesi ve memleketin muasır medeniyetler seviyesine çıkarılması hedefleniyordu ama ortada eğitim verecek öğretmen kalmamıştı.Okuma yazma seferberliği başlatıldı ama memlekette bırakın öğretmeni, okur-yazar insan bile bulmak çok zordu.Birazcık okumayı ve yazmayı bilenler eğitmen olarak köylere gönderildi.Yeni eğitmenlerin geçmişten gelen bir eğitim-öğretim tecrübesi olmadığından asker ocaklarında akıllarında kalan askeri disiplin anlayışı bir eğitim geleneği olarak doksanlı yılların sonuna kadar etkisini sürdürmüştür.
Eğitim ve öğretimin yapılabilmesi için gerekli olan dikkat ve motivasyon sağlamak için kullanılan falaka, kızılcık sopası, kötek ve zorlama yöntemler artık günümüzde kullanılamıyor.
Alışılagelmiş ve babadan oğla geçer gibi aktarılan eğitim sisteminde öğrenilmiş ve geleneksel hale getirilmiş metotlar yerine çok yönlü, çok boyutlu, hareketli ve interaktif yöntemler kullanmak için günümüz öğretmeninin modern meddahlık yapması ve zamanın ruhunu anlaması gerekiyor.
Edilgen, etken öğrenci ve öğrenci merkezli eğitim sistemi derken kendimizi birden interaktif etkileşimin ışık hızına ulaştığı yerde bulduk.Kıdemli öğretmenlerimizin ciddiyeti ve otoritesi sınıf hakimiyetini sağlamada yetersiz kalıyor.Biraz işini bilenler kırkından sonra sınıfta maskara olmamak için idareci olup bir kenara çekiliyor.İdareci olamayanlar ise emekli oluncaya kadar idare ediyor.
Yeni nesil öğretmenlerimizin işi hem çok kolay hem de çok zor. Gençlik enerjileri, iletişimi iyi kullanmaları, her şartta diyalog kurabilmeleri, öğrencilerin ilgisini çeken her türlü moda akımını takip edebilmeleri yeni nesil öğrenciler karşısında onları bir nebze avantajlı kılıyor.Ama nereye kadar?
Sınıf hakimiyetine gelince işte burada modern meddah olmak gerekiyor.Çok kısa sürede derse olan ilgisi tükenen öğrencileri tekrar motive edebilmek için öğretmenin adeta bir ip cambazı gibi dikkatleri üzerine çekmesi gerekiyor.Eskisi gibi Nasrettin Hoca fıkraları veya bilmece-bulmaca ve tekerlemeler işe yaramıyor.Sahne almış bir showman edasıyla yada bütün salonu hınça hınç doldurmuş bir stand-up’çı gibi dikkatleri toparlayabilen öğretmen öğrencilerin dilinden anlayabiliyor.
Takım elbise içine gizlenmiş, hareketsiz, somurtkan, otoriter öğretmen modeli 56 model klasik arabalar gibi demode oldu.Günümüz öğrencileri öğretmenlerini idol olarak görmüyor.Eskiden beri bilinen “Beni ne doktorlar, mühendisler istedi” kategorisine öğretmenler hala girebilmiş değil.
Hızlı, enerjik, modayı takip eden ve bilişim teknolojisini çok iyi kullanan modern Meddahlar, stand-up’çı, showman özellikli öğretmenler öğrenciyi motive etmede ve önlerine hedef koymada daha başarılı oluyorlar.Siz ne dersiniz?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...