Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
HEM ÖĞRETMEN, HEM DE ANNE-BABA OLMAK! 0 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

HEM ÖĞRETMEN, HEM DE ANNE-BABA OLMAK!

 

ÖĞRETMEN OLMAK BAŞKA, ANNE-BABA OLMAK BAŞKA...

 

Doksanlı yılların başıydı.Hasan'ın liseyi bitirdiğinde tek bir hedefi vardı.Sınıf öğretmeni olmak.Üniversite sınavına girerken bütün tercihlerini sınıf öğretmenliği bölümlerinden yaptı.Arkadaşlarının hepsi sınıf öğretmenliği bölümünü en son tercihe yazmışlardı.Ne olur olmaz herhangi bir bölümü kazanamazlar ise en azından sınıf öğretmenliği çantada keklikti.Ama Hasan dışında hiç biri sınavı kazanamadı.

Hasan öğretmen olduktan sonra kendisi gibi öğretmen olan Selma Hanımla evlendi.Anne baba öğretmen olursa, doğacak olan çocukların ideal bir eğitim-öğretim hayatı olurdu."Kendi çocuklarıma hem babalık hem de öğretmenlik yaparım" idealiyle yaşıyordu.Hayat bu...Günler, haftalar, aylar ve yıllar çabucak geçiverdi.Küçükler büyüdü, büyükler kocadı.Hasanla Selma çiftinin büyük kızı okul çağına geldi.Anne Selma Hanım, kızını görev yaptığı okuldaki en başarılı öğretmenlerden Nevin Hoca'nın sınıfına yazdırmak istiyordu.Ama en yakın arkadaşı Sevde Hoca da bu sene birinci sınıfları okutacaktı.Arkadaşına ayıp olmasın diyerek kızını istemediği halde Sevde Hocanın sınıfına yazdırmak zorunda kaldı.

Aradan bir kaç ay geçmiş ve Selma Hanımın kızı Büşra okumaya başlamıştı.Büşra'nın çantasından her akşam bir sayfa fotokopiye çekilmiş ev ödevi çıkıyordu.Ödev kağıdının en üstünde şunlar yazılıydı;

"Sayın veli, bu ödevi çocuğunuza beş defa yazdırın ve on defa okumasını sağlayın."

Selma Hanım, ödev kağıdını kızına vererek;

"Büşracım, benim mutfakta yemek hazırlamam gerek. Babana söyle, ödevini takip etsin"

Büşra, oturma odasında televizyonda haberleri izleyen babasının yanına gider ve elinden çekiştirerek dikkatini çekmeye çalışır;

"Baba, baba.."

Baba, gözünü haberlerden ayırmadan cevap verir;

"Ne var kızım?"

"Ödevimi yaptıracakmışsın"

Hasan, gözünü televizyondan ayırmadan kızının saçlarını okşayarak;

"Annen yardım etsin.."

Büşra elinde fotokopi kağıdı sallana sallana annesinin yanına gitti.

"Annee...Babam, ödevine annen yardım etsin diyor"

Selma Hanım ellerindeki bulaşık köpüklerine aldırmadan hışımla oturma odasına daldı.

"Sen nasıl bir baba, nasıl bir öğretmensin? Bu senin üvey kızın mı? İnsan çocuğuna bu kadar ilgisiz olabilir mi? Benim mutfakta yemek yaptığımı bilmiyor musun?"

Hasan, bir eliyle sus işareti yaparak fısıldadı;

"Tamam Hanım, sessiz ol, bak konuşmalarımızı kızımızda duyuyor.."

Anne ve babasının tartışmasından korkan küçük Büşra ağlayarak annesine sarıldı.

"Anne, baba.. Benim için kavga etmeyin ne olur.."

****************

Büşra, beşinci sınıfa geçmişti.Öğretmeni her gün ödev veriyordu.Ödevlerini yaparken annesi ve babası yardım etmeye çalışıyorlardı.Bir gün Büşra'nın Matematik ödevlerine yardım eden babası problem çözümünün nasıl olacağını gösterdi.Büşra babasının anlattıklarından hiç bir şey anlamadığını söyledi.Hasan, defalarca anlattığı halde Büşra anlamadığı için ağlamaya başladı.Mutfakta işlerini bitiren Selma Hanım yanlarına geldi.Kızının ağladığını görünce çılgına döndü.Kızına sarılarak Hasan'a çıkıştı.

"Sen nasıl bir baba, nasıl bir öğretmensin? Okulda çocuklara böyle mi ders anlatıyorsun?"

"Hanım, anlatmaya çalışıyorum ama olmuyor."

"Sen anlatmasını bilmiyorsun.Sakin, sevecen ve şefkatli anlatacaksın.Anlayışlı ve sabırlı olacaksın.Allah bilir ben yokken, dayak bile atmışsındır sen kızıma.."

"Yok daha neler...Hanım sen ne diyorsun?"

"Sen nasıl öğretmen oldun Allahaşkına? Senin gibileri öğretmen yapmamak lazım.."

"Hanım, sakin ol.Benim öğretmenliğime laf etme."

"Senin öğretmenliğinede, babalığınada laf ederim...Çünkü hakediyorsun.."

"Eeee, yeter artık...Sende öğretmensin.Sen ilgilen bundan sonra kızınla..."

"Ben işten yorgun argın geliyorum.Birde evin işlerine bakıyorum.Sen ne yapıyorsun? Okuldan gelip doğru televizyonun başına..."

Bu sırada tartışmadan etkilenen Büşra annesi ile babasına kızarak;

"Benim yüzümden kavga etmenize dayanamıyorum, ödevlerime yardım etmenizi istemiyorum.Ben kendim yaparım" diyerek odasına gitti.Kapıyı sert bie şekilde çarparak kapattı.

Kapının çarpılma sesiyle kendine gelen Hasan ile Selma bir süre konuşmadan sessizce oldukları yerde kalakaldılar.İkiside birbirinin yüzüne bakmaya çekiniyordu.Hasan lafa girdi:

"Hanım, öncelikle sakin bir şekilde konuşalım, problem nerede?"

"Problem, sen öğretmen olduğun halde kızına faydalı olamıdığındır"

"Ama sende öğretmen olduğun halde faydalı olamıyorsun.."

"Anne baba olmak başka şey, çocuğuna öğretmen olmak başka şeyy.."

"Yani diyorsunki, mum dibini ışıtmıyor.."

"Büşra yüzünden birbirimize giriyoruz, kötü laflar ediyoruz.."

"Bunun bir çözümü olmalı.."

"Uzman yardımı alalım..."

"Yani..."

"Uzman yardımı derken dershaneyi kastediyorum, hemen bir dershaneye yazdıralım.."

"Daha küçük değil mi? Orta sonda yazdıralım bence..Hem konu komşu ne der? Anası babası öğretmen ama çocuklarını dershaneye gönderiyorlar, demezler mi?"

"Senin mantığına göre doktorlarında hastalandıklarında doktora gitmemesi gerek.Kendi kendini iyileştirsin..."

"..!?"

"Dershanelerin beşinci sınıf bölümlerine kaydı var.Biz yazdıralım, akşamları etütleri var.Anlamadığı dersleri ödevlerini dershanede öğretmen kontrolünde yapar.."

"Faydalı olur mu dersin..?"

"Başka çaremiz yok Hanım..Yoksa aile saadetimiz mahvolacak, kızında psikolojisi bozulacak.."

"Tamam, yazdıralım dershaneye.Ama önce bunu Büşra'ya anlatmamız gerek.."

****************

Hasan ile Selma Hanım bir kaç yıl sonra küçük kızları Buse'yide dershaneye yazdırdılar.Kızların derslerinde ve seviye tespit sınavlarında başarıları artmıştı.Kızlar artık bütün ödevlerini dershanede yapıyorlar ve sınavlarda çok başarılı sonuçlar alıyorlardı.

Hasan ile Selma kızları dershaneye gidince çok rahat ettiler.Hasan, televizyonda dikkati dağılmadan haberleri izleyebiliyor, Selma'da evin işlerine bakabiliyordu.Evdeki tartışmalar sona ermiş, eve bir huzur gelmişti.Bir akşam Hasan, televizyon izlerken son dakika haberiyle sarsıldı.Ekranın alt köşesinde yavaş yavaş geçen bantta yazılanları gözlerini kırpmadan okudu.

"Cumhurbaşkanı, dershaneleri kapatan kanunu onayladı"

Mutfakta bulaşıkları yıkayan eşine selendi;

"Selmaa...!"

Selma hem bulaşıkları yıkıyor hemde cevap vermeye çalışıyordu;

"Ne var?"

"Yandık hanım, yandık...Dersaneler kapanıyormuş.."

"İyi ya işte...Sen öğretmen değil misin? Sen yardım edersin derslerine..."

"Ben yardım ederim etmesine ama..."

"Aması ne?"

"Öğretmen olmak başka, anne-baba olmak başka..."

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...