Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
İDARECİ KİMDİR? 2 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

İDARECİ KİMDİR?

                             İDARECİ VEYA YÖNETİCİ KİMDİR?

        Bilimsel literatüre bakacak olursak;
       Yönetici, insanları kullanarak işleri yaptıran veya yürüten kişidir. Bu kimseler kaynak ayırır, karar verir ve belirli amaçlar doğrultusunda başkalarının etkinliklerini yönlendirirler. Yöneticiler işlerini belirli bir örgüt içinde yürütürler. Örgütler bilinçli bir biçimde koordine olmuş, sosyal birimlerdir. Örgütler iki veya daha fazla kişiden oluşur ve sürekli olarak belirli fonksiyonları ortak amaç veya amaçlar doğrultusunda sürdürürler. Hizmet ve üretim amaçlı şirketlerin hepsi birer örgüttürler. Yani okuldan hastahaneye, karakollara, askeri örgütlere kadar hepsi birer örgüttür. İşte bu örgütlerde çalışan bireylerin davranışlarını ve çalışmalarını yürüten, belirli amaçlara ulaşmayı hedefleyen kimseler yöneticilerdir.
                                                      *****

          En basit anlamıyla;
          İdareci, anlaşıldığı üzere “İdare eden” anlamına gelir.Kars’ın dağ köylerinde bulunan okulların müdür yetkili stajyer öğretmenleri de idarecidir, İzmir Valisi de idarecidir.İdareci deyince köy muhtarıyla Cumhurbaşkanı arasında yer alan binlerce merkezi ve yerel yöneticilerin hepsini saymak gerekiyor.
İdareci; idare ettiği kurumun görev alanı ile ilgili ilke, hedef ve amaçlarına ulaşmada ön alan, yol açan, motive eden, ilham veren, sorun çözen, halden anlayan ve her şeyden önce yasalardan aldığı kamu gücünü otoritesini acil durumlarda yangın merdiveni olarak bir kenarda hazır tutan yöneticidir.Bir gemi, açık denizde ne kadar badire atlatırsa atlatsın, kaptanın ustalığı, gemiyi sahili selamete ulaştırmasıyla ölçülür.İdarecinin kalitesi de kriz zamanlarında belli olur.
        Çok katlı binalarda asansör ve ana çıkış merdivenleri bulunsa da, bir kenarda duran yangın merdiveni herkese güven ve huzur verir.İdarecinin, insan yönetme becerisi, katılımcı ve paylaşımcı değerlere sahip olsa da kamu gücü otoritesi, çalışanlara korku değil “yangın merdiveni” gibi huzur ve güven vermelidir.
           Kurumlarımızda yöneticilik ve idarecilik akademik bir gelenekten değil daha çok “alaylı” denilen geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır.Kurumlar, yönetici ve idarecilerini çağdaş yönetim ve liderlik seminerlerine sık sık gönderseler de uygulama hep geleneksel olmaktadır. “Etkin Liderlik ve Yöneticilik” semineri boyunca bir hafta bir arada kalan idareciler, birbirlerine “idareci” olmanın zorluklarını ve başa çıkma yollarını empoze etmektedirler.Bu etkileşimler genelde kamu gücünün, otoritenin tadını çıkartma, ilk memurluk yıllarında kendilerini bezdiren zorba idareci baskısının intikamını alma, haddini bildirme, çalışanın lehine olması gereken kararlarda kişisel tavırlarla aleyhinde tutum takınma gibi bir idarecide olmaması gereken bütün negatif yönleri taşıma şeklinde olmaktadır.
“Etkin Yöneticilik ve liderlik” seminerlerinde katılan idareciler teorik boyutta öğrendiklerini pratiğe dönüştürmede isteksiz davranmaları kolaycı yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır.Kurumlarına dönen idareciler otoriter sıkıyönetimlerini “ personele fazla yüz verirsek, ensemizde boza pişirirler” düşüncesiyle pervasızca devam ettirmekte yarar görmektedirler.
Otoriter ve baskıcı yönetim anlayışından yaşanmış örnekler;
          “Sabah işe beş dakika geç gelmişsin, bir daha olmasın, yakarım…”
          “İzin dönüşü rapor almayın, soruşturma açarım…”
          “Akşamları beş dakika erken çıkıyormuşsunuz, bu son uyarım, yoksa…”
          “Makam odasına gelirken ceketinin bütün düğmeleri ilikli olmalı, bir daha uyarmam…”
          “Bu senin görevin değil ama ben emrediyorum, yapacaksın…”
          “Ben bu mesleğe yıllarımı verdim, benden iyi mi bileceksiniz?…”
          “Ayağınızı denk alın, bu karda kışta sizi sürgün ederim…”
          “Yıllık izninizi en fazla üçe bölerim, sonra feriştahınız gelse benden izin alamaz…”
          “Ama müdürüm, siz kendi izninizi dört beş defada kullanıyorsunuz…”
          “Haddini bil!, Ben idareciyim...İstediğim zaman izin kullanırım…”
          “Şehir dışı eğitim yolluklarında taksi parası ödemem, dolmuşa binin…”
          “Ama müdürüm, taksi parası ödenir, diyor yönetmelik…”
          “Harcama yetkilisi benim, ben imza atmasam üçün birini alırsın…”
          "Pazartesi ve Cuma günleri izin vermem, hafta sonu tatiliyle birleştirip uyanıklık yapıyorsunuz…”
          “Sakın tayin isteme, sana ihtiyacım var…”
          “Ama müdürüm, beş yıldır buradayım, memleketime gitmek istiyorum artık…”
         “İşi en iyi bilen sensin, sen gidersen işler karışır…Tayin dilekçene olumsuz kanaat yazarım, sittin sene burada kalırsın…”
         “Seninle çalışmak istemiyorum, sen mi tayin istersin yoksa ben mi göndereyim?”

          * Makamlar ve unvanlar insanları yüceltmez. Bunları yüceltecek olan insandır. İdare de 'insan'caysa anlamlı ve değerlidir.*(İ.KOÇ)
                                                                  *******
          Örneklerden anlaşılacağı gibi idarecinin gözüne girmek ayrı bir dert, gözünden düşmek ayrı bir derttir.İdareci olmak için görevde yükselme sınavına giren memurlara, müdürleri kulaklarına küpe olsun saikiyle, müdürlüğe tevessül edip muhtemel rakiplerimizden olmasın diyerekten “Sakın idareci olmayın!Biz oldukta noldu? İdarecilik çok zor, insan yönetmek çok zor.Hafta sonları ve akşamları eve iş götürüyoruz, yinede işler yetişmiyor.Birde rotasyon var.Çoluk çocuk kaplumbağa gibi evimizi sırtımızda taşıyoruz…” şeklinde ağlamaklı tavsiyelerde bulunurlar…Evlenecek damat adaylarına evli arkadaşları tarafından “ Aklın varsa evlenme! Biz evlendikte noldu? Gör halimizi…” ironisinin tercümesi şudur.
         “Kadını yöneten devleti yönetir…”
         “İdareciği en iyi, eski kulağı kesik olanlar yapar, yeniler anlamaz…”
         Son söz… “Çingeneyi padişah yapmışlar, önce babasını asmış..” Sizce idareci kim? Padişah mı, çingene mi?

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...