ÖĞRETMEN OLMAK..
Öğretmenlerimizin ve mesleğimizin kutsallığının hatırlandığı nadir günlerden birindeyiz bugün...
Bugün hepimizin günü.....
“ Gerçekten “ kutsallığını derinden hissettiğim bu mesleğe başlamamın ilk yıllarındayım. Şu an yaşadığım coşkuyu ve heyecanı ifade etmem inanın hiç kolay değil... ama bu coşku ve heyecanı, etrafımda,yanı başımda çocuklarım olduğu sürece kaybetmeyeceğimden ve ASLA terk etmeyeceğimden eminim.
Şimdi sizlerden küçük bir kız çocuğu hayal etmenizi isteyeceğim...
Küçük bir kız çocuğu düşünün...bir ilkokul öğrencisi...saçları iki yanından örgülü, gözleri ışıl ışıl yanan sevgiyle!! Öğretmenine aşık, öğretmenine delicesine bağlı....
Her okul çıkışında eve gidip,hazır çalışan annesi evde yokken onun kırmızı topuklu ayakkabılarını giyen ve sehpanın üzerine çıkıp topuklu ayakkabıdan çıkan o cezbedici “tık-tık” sesinin eşliğinde, bağıra bağıra ders anlatan....
Evde şevkinin kırılmaması için dokunulmayan duvar kağıdına problemler yazan Ali’li, Ayşe’li ....
Bir kız çocuğu düşünün saçları örgülü... O yaşta Atatürk, okul ve öğretmenlik aşkıyla yanıp tutuşan.....
O kadar ki; kendisine özel not defterleri hazırlayan ..ama muzurluğu da hiç eksik etmeden sınıf arkadaşlarına birler, beşler dağıtan...
O küçük kız çocuğu işte burada,karşınızda!..
Artık annemin kırmızı topuklu ayakkabıları yok ayağımda, topuk izlerinden üzeri gözükmeyen sehpamız yok,rengarenk kalemlerim,boyalarım yok duvarları yazıp karalamaya,o not defteri yok...Tek bir şey hiç değişmedi o küçük kız çocuğundan geriye kalan...o da içimdeki aşk ! öğretmenime, öğretmenlik mesleğine karşı duyduğum...
Bugün burada bir öğretmen olarak bulunduğum ve mesleğimi en iyi şekilde yapmaya çalıştığım için , içimi bu kadar çocuk sevgisiyle,öğretmenlik aşkıyla dolduran öğretmenlerime ve evde saatlerce bağıra çağıra ders anlatmama katlanan, beni bu yüzden bir gün olsun kırmayan anne ve babama teşekkürü bir borç bilirim.
Şartları her ne olursa olsun “ öğretmenlik” için bence altın anahtar olan yüreğinizdeki çocuk sevgisi ve meslek aşkı hiç eksik olmasın..
Hepinizin öğretmenler gününü kutlarım..
Nihan TOPTAN
24/11/2004
Bundan tam 8 yıl önce,hayatımın en önemli günlerinden birinde kaleme alınmış bir yazı bu..Öğretmenlik mesleğine başladığım yıl adaylığımın bitip, Türk bayrağına elimi koyup,ömrüm yettiğince bağlı kalacağım ant içme törenimden!Bugün yeniden aynı heyecanla aynı coşkuyla okuyunca paylaşmak istedim sizlerle..Değişen hiçbir şey yok mu düşüncelerimde..elbette var..Her geçen yıl daha anlamlı,daha özel oluyor mesleğim benim için..gelişmek,öğrencilerimle öğrenmeye devam etmek,Onlar için daha iyi ne yapabilirim diye düşünmek beni besleyen ve ayakta tutan aslında..
Çocuklarım..onların hayatımdaki yerini dile getirebilmek gerçekten cok zor..Onlar beni asla incitmeyen dostlarım,asla yarı yolda bırakmayan arkadaşlarım,gelişimime en çok katkısı olan tüm egolarından arınmış gerçek yaşam koçlarım ve belki de en değerlisi…çocuk sevgisinin en güzelini yaşatan evlatlarım..
Neden bu kadar öğretmenlik sevdası..neden bu kadar çocuk sevgisi diyen dostlarım var zaman zaman..kabul ederseniz işte bu da benim cevabım..
Yüreği bu müthiş çocuk sevgisiyle dolu ve yarınlarımız,geleceğimiz olan çocuklarımız için çalışan,emek veren başta kendi öğretmenlerim olmak üzere tüm öğretmenlerin gününü en içten dileklerimle kutlarım :)
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...