LAK LAK LAK .....
Daha önce bazı güncelerimde de bahsettiğim bir köyümüz var. Nette gezinirken bir öğretmenimizin yazısından esinlenip kendime uyarlayarak genişlettiğim bir köy. Adı Sesler Köyü. Resimde gördüğünüz ev '' El Ele '' tutuşan Ali ile Eda çiftinin. Evden sürekli sesler yükselmekte, içerde '' Ela '' var çünkü. Ali ile Eda sırayla Ela' nın işleri ile ilgileniyorlar. Evde '' görev paylaşımı '' var. '' e '' sesi ile ilgili güncede zaten Ela ile tanışmıştık.
Köyümüz yeni sesler geldikçe genişliyor. Muş-Varto'da ilk uygulamasını yaptığımda 2. sınıfa geçtiğimizde bile, hangi sesi köyümüzdeki hangi hikaye ile öğrendiğimizi hala hatırlıyor olmaları, bu yıl da aynı yöntemi takip etmeme etken oldu.
'' Ev ''imizin yanında artık kurumaya yüz tutmuş ağacımızın üzerinde bir '' leylek '' ailesi yaşıyor. Leylek yavrularımız acıktıkça '' lak lak lak lak '' sesler çıkarıyor. Sınıfta hepimiz leylek yavrusu olup onları güzelce taklit ediyoruz. Arkasından Ali'nin aklına çocukluğunda öğrendiği bir tekerleme geliyor, '' Leylek leylek havada, yumurtası tavada, aş pişirdim yemedi, gömlek diktim giymedi '' Eda ile birlikte çocukluk anılarına dönüp gülüşüyorlar. Akşam yemeklerini yerlerken görgü kurallarına uyuyor, yatmadan dişlerini fırçalıyorlar.
Yakında '' el '' '' el ele '' den sonra Ali ile Eda el ele diyebileceğiz. Sonrasında köyümüzün çılgın ihtiyarı '' Talat '' amca ile tanışacağız, ormanda tarzan misali '' aaaaa '' diye bağırarak ormanı koruyan, ilerde bu işi bıraktığını ve pansiyon açtığını öğreneceğimiz huysuz aksi Talat Amcamız. Açtığı pansiyonu, tek odalı 9 yataklı olan amcamız 9 kişiden fazlasını pansiyonuna almayarak bize birlik- onluk kavramında yardımcı olmuş olacak. Ne söylesek de on kişi almayacak huysuz ihtiyarımız. On kişiden fazlasını, '' r '' ve ' n ' seslerinde tanışacağımız ve yine ilerde otel açtığını öğreneceğimiz şöförümüze gönderecek. Onun da her odayı 10 kişi olmadan kiraya vermemek gibi bir huyu var.
Sözü uzattım yine yolda bizi bekleyen hikayelerimizi düşününce. Kocaman bir resim çizeceğiz zihinlere günler geçerken. Seslerimizin, rakamların, sayıların, işlemlerin, sınıf kurallarımızdan görgü kurallarına kadar öğreneceğimiz herşeyin içerisinde olduğu ve hayalgücümüzle-hayalgüçleri ile esneyen, katkılarıyla her yöne doğru genişleyen bir hikaye. Üstünden geçen zamana direnen,unutulmayan bir hikaye. Ben sadece dış ses olarak yön vereceğim.
Ne de olsa Hayat bir hikaye yazma yolculuğu, başkalarından dinlediğimiz hikayeleri unutabiliriz belki, kendi yazdığımız hikayeyi ?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...