Çççöööç Çeççiiim Çüüüü çççkkkçiii? desem ne anlarsınız ?
Konuşma bozuklukları, konuşma sırasında ağızdan çıkan seslerin anlaşılmaz ya da yanlış olarak telaffuzu, konuşmayı sağlayan organların doğru hareket ettirilememesi ya da kontrol-koordinasyon bozukluğu sonucunda iletilmek istenen mesajın doğru olarak iletilememesidir. Konuşma bozuklukları, konuşma seslerinin yanlış ya da eksik üretilmesi (artikülasyon-sesletim bozukluğu),konuşmanın akıcılığında sorun (kekemelik, takipemi), ses bozukluğu (ses kısıklığı ya da kaybı) motor konuşma bozukluğu (apraksi), konuşma ile ilgili kasların zayıflığı ya da aşırı gerginliği (dizartri) şeklinde görülebilir. ( kaynak : internet )
Sanal sınıf oturumumuz zümrelerim bazında bitince zıpladım hemen başka bir sınıfa. 4. sınıflar zümre sanal sınıf oturumunu dinledikten sonra Mustafa Göktaş ve Güneş Erkan öğretmenlerimle çok güzel bir sohbete devam ettik. Mustafa öğretmenimin deneyimlerinden faydalanabilmek adına sınıfımda konuşma bozukluğu olduğunu düşündüğüm öğrencilerimle ilgili destek aldım. Ders sonrası da konu ile ilgili biraz okuma yaptım.
Öğrencilerimden artikülasyonu, kekemeliği ve artikülasyon belki de apraksi olan 3 ü ile tedbir planlarımı genişlettim. Konuşma bozukluklarını ancak ses kaydı ile burada anlatabilmem mümkün olacağı için, boyutlarından ziyade yapılması gerekenler, daha doğrusu yapmaya çalıştıklarımdan bahsetmek istiyorum. Sizlerin değerli deneyimleri ve katkıları ile çözüm sürecini hızlandırabilir, yanlış bir yol takip etmekten dönebilirim bu sayede diye yazıyorum.
Öncelikle akademik başarılarını ilk etapta geri planda tutuyorum. 1. sınıf olduğumuz için burada kastettiğim sesler bazında tabi ki. Sınıf kuralları ve diğer becerileri konusunda yapılması gereknlerde diğerlerinden ayırmıyorum. Parmak kaldırma,izin isteme, kısacası sınıf-okul kuralları konusunda diğer öğrencilerimle eşite yakın bir seviyede ilerliyorlar. İzin isterken cümleleri kurmakta zorluk çektikleri için muhakkak tekrarlatıyorum. Burada dikkat ettiğim, diğerlerini uyardığım noktalardan uyararak tekrar ettirmek. Böylece eksikliklerini arkadaşlarına hissettirmeden ve kendilerinin güvenlerini kırmadan iletişim becerilerini artırmak, zorlamadan doğal yollardan ortaya çıkan diyalog fırsatlarını maksimum verimlilikte kullanmak. Örneğin tuvalet iznini isterken, benim yavaş yavaş anlamaya başladığım, bir başka öğretmenin belki de çözemeyeceği dillerini, nezaket sözcüklerini kullanması gerektiğini hatırlatarak tekrar ettiriyorum. Bu arkadaşlarını da sık sık uyardığım bir konu olduğu için hem onlar göze batmıyor, hem sürekli uyarılarak anlamıyormuşum gibi bir izlenim yaratmamaya çalışıyorum. Bir tekrarı yeterli görüyorum. Dili ne kadar dönmüşse onu kabul edip izni veriyorum. Amaç hemen o an cümleyi doğru söyletmekten ziyade, benden duyarak aşama kaydetmesi. Sınıf içi gözlemlerime göre arkadaşları ile iletişim kurmaya çalışıyor ve anlaşıyor gibi görünüyorlar. Yaklaşıp kontrol etmeye çalıştığımda akışı bozacağımı düşünerek akranlarından sesleri bol bol duyacakları bu sohbetleri bölmüyorum. Başlangıçta arkadaşlarıyla daha az iletişim kuran, oyunlara çok katılmayan, daha çok yalnız gezen veya birlikte olduğu arkadaşlarıyla konuşarak birşeyler paylaştıklarını görmediğim bu 3 öğrencim şu an bu konuda ilerleme kaydetmiş görünüyorlar, bu sevindirici bir durum. Mustafa öğretmenimin değerli katkılarıyla uyardığı yanlış uygulamalardan birine düşmediğim için çok mutluyum. Tekerleme,sayışma vs yaptırarak dili kullanma becerilerini artırmaya çalışmanın, sınıf önüne çıkarmanın, sürekli bunun üzerinde durmanın geri çekilmelerine, içlerine kapanmalarına neden olacağını öğrendim. Sanırım, hemen şu sesleri çıkarsınlar, okusunlar-yazsınlar gibi kaygılardan çok uzak bir sınıf atmosferinde olmam bu öğrencilerim ile de ilgili baskı kurma tuzağına düşmeme engel oldu. Şimdilik yarıyıl tatiline kadar üstüne ekleye ekleye bu şekilde ilerleyeceğim. Uygulayabileceğim deneyimleriniz varsa lütfen paylaşın.
Tabi aile yapıları, zihinsel yeterlilikleri gibi bir çok faktörün de etkileri olabileceğinin farkındayım. İlk etapta amacım diğer öğrencilerimden ayırmadan ayrı tutmak. Özgüvenlerini artırıcı çalışmaları da beraberinde yapıyorum. Bir tanesi ritm tutmayı çok seviyor, sürekli kalemi,eli ile tempo halinde, dersin akışını etkilemediği sürece izin veriyor hatta bazen destekliyorum uygun şartlar oluştuğunda ( müzik açtığımızda ) Dikkatini toparlamada ve verilen görevi ( yazma-boyama gibi ) bitirmede-yapmakta güçlük çeken ve sınıf içinde sürekli gezen öğrencime çok müdahale etmiyorum. Çoğu kez sınıfın bir köşesinde yanyana denk geliyoruz. Arkadaşları fark edip yerinde olmadığını söylediklerinde uyarıp yerine gönderiyorum. Kuralların herkes için olduğu bilinci ve adil olmak adına. ( gezinen öğrencimin tanılanmamış olsa da zihinsel olarak diğerlerinden biraz geri olduğunu belirteyim, aynı zamanda konuşma bozukluğu var )
Hayata hazırladığımız hayat bilgelerimizin birinci sınıfta önlerindeki aşılması gereken ilk engel okuma-yazma gibi görünse de eşit belki daha önemli konularımız da var. Bunları da yeri geldikçe paylaşıp birbirimizden destek alarak onlar için en faydalı, güvenilir, eğlenceli, mutlu huzurlu seve seve geldikleri bir okul-sınıf iklimi oluşturmak da işimizin en önemli parçlarından biri. Örnek uygulamalarınızı, bilgilerinizi tecrübelerinizi yazarsanız çok memnun olurum.
Bu aralar sanalda çokca paylaşılan bir söz ile bitireyim ne de olsa yol uzun :
Hızlı gitmek istiyorsanız yalnız, uzağa gitmek istiyorsanız bir yol arkadaşı ile gidin. Dostkalın yol-daşlar :)
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...