Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
YAZMAYI SEVEN KALPLERİM 1 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

YAZMAYI SEVEN KALPLERİM

 

  ""

  Güncelerde kim, ne yazıyor? Ne yazmalıyız? Bizden beklenen nedir? Yahut niçin yazıyoruz?Ne yazsam okunurum? "diye dolaştım..

   söz konusu mademki yazı  benim için "Öğrencilerim nasıl yazıyor?" sorusuyla başalamak istiyorum.

     Geçenlerde sınıfta "güven "hakkında bir öykü okudum.Güvene dair duygu ve düşüncelerini, hayal kırıklıklarını ve kırdıkları hayallere dair anılarını dinledim.

   Konuyu kapatırken  öğrencilerimden bazıları " Öğretmenim bu konuyla ilgili kompozisyon yazalım! " Bir Türkçe öğretmeni olarak duyduklarımı zihnimden bir kez daha geçirdim: " Öğretmenim kompozisyon yazalım! Evet, kompozisyon yazalım!"

   Bu dalda en çok zorlandığımız nokta yazılı anlatım çalışmasıdır. Yazılı anlatım dediğimde isyanlar, oflamalar; yapmayalım diye ricalar, yalvarmalar ve sonunçta da çoğunlukla yapılmayan çalışmalar.

   Çocuklarım yazmayı neden , nasıl bu kadar çok sevmişlerdi? Onları heyecanlandıran neydi?

   Öğrencilerim 6. sınıf .Geçen yıldan beri Türkçe öğretmenleri benim.Sınıfta hakim olan harika bir davranış vardı: Hangi ödev olursa olsun yanlış, eksik  yaptıklarını fark ettiklerinde hemen onu düzeltme yoluna gitmek. Yazılı anlatım çalışmalarında da bu davranışı hiç üşenmeden yapıyorlardı.Bu davranışı sınıf öğretmenlerinin kazandırdığını düşünüyorum.

  Benim onlarla yazma çalışmamın sistematiği ise şuydu: ilk iki çalışmamda tek sözcük çağrışımla konu belirledik.Örneğin ilk sözcüğümüz "kuş". Kuş, sözcüğünün çağrışımları hiçbir sınır koymadan bir öğrenciden çağrışım aldık. Diyelim ki "özgürlük", özgürlük kime ne çağrıştırıyorsa sorduk.(5-10 öğrenciye) Son çağrışım sözcüğünü çalışma konusu olarak belirledik.(Bu basamak onları heyecanlandırdı.)

  ikinci adımda  belirlenen konu hakkında ne yazabiliriz? Her öğrencinin düşüncesi bir yardımcı düşünce olarak tahtaya yazıldı.10-15 yardımcı düşünce çıkabiliyor.

  Herbir yardımcı düşüncenin bir paragrafta ele alınacağını konuştuk.

   En az altı yardımcı düşünceyi işlemelerini ve bu düşünceleri de en az bir sayfa uzunluğunda yazılması çalışmanın mutlaka yapılması gerekenleri arasındaydı.(Defterler kesinlikle büyük boy) İki yıldır da bu kriter hiç değişmedi.

   Sözcükleri cümlede kullanırken de en az altı sözcüklü cümle kurmalarını zorunlu tutuyordum.Bu koşulu da yazılı anlatım çalışmalrında uygulattım.(Tüm bunlar eğlenceli bir atmosferde eleştiriliyor, düzeltiliyor, oyuna dönüştürülüyor.)(yanlışlarda ve eksikliklerde asla kızmıyor, yargılamıyoruz.Sadece "Nasıl tamamlayabiliriz?" Dersimizde bu yaklaşım esastır.

  Bu tutum öğrenciye güven veriyor.Kendisini geliştirmek için düşünmeye, üretmeye çalışıyor. Başardığı andaki çoşkusunu hem öğrencinin hem sınıfın yaşamasına izin veriyoruz.

  Çalışmalar okunduğunda doğruları üzerinden geçiyoruz. Farklı fikirleri ön plana çıkarıyoruz.Hataları, zayıf noktaları da belirleyip düzeltmeleri için zaman veriyoruz. Düzeltilen çalışmaları tekrar inceleyip geri bildirimde bulunuyorum.

   Bu yıl da çalışmlarındaki benzetmelere ağırlık veriyorum. Onları sınıfta okuyoruz.  Bu davranış çok öğrencimde motivasyon oluşturdu.

  Ve benzetme yapabilmek için yarışıyorlar.

  Yazılı anlatım çalışması yapmak için istekte bulunuyorlar. Yazmayı seven kalplerim bana müthiş bir heyecan veriyorlar.

  Sizlerle bir sınav sonucumu paylaşmak istiyorum..Bu örnekler 6. sınıf öğrencilerime ait. Anlatımlarından seçtiğim alıntılar...

........................................................................................................................................

Yağmur yağar, seller olur. Can pazarı yaşanır. Herkesi ayırır bu sel. Sevdalılar içinse bu sel bir cehennemdir.....................................TARIK BAŞAR
..................................................................................................................
Her gün sıcak soğuk demeden güneş doğmadan çıkardık evden...Ama nafile izin verilmezdi böyle bir şeye............................................ELİF EYLÜL

...................................................................................................................

Her zamanki günlerden biriydi köyümüzde. Her zamanki yoksulluk kokusu sarmıştı köyü. Ama biz bu yoksulluğa alışmış çocuklardık. Zenginliğin ne olduğunu bilmezdik...O an çocuğu kazada ölmüş analar gibi bir hal aldım. Zeynep on bir yaşındaydı ve hayatı bile evcilik oyunu zannediyordu.............ELİF SÖZEN
..........................................................................................................

Genellikle köyümüzde "Sonbahar hüzün olurdu." Güneş usulca bulutların arasına geçer, kaybolurdu gökyüzünden. Ağaçlardaki yapraklar pamuk gibi yere dökülürdü. Rüzgar hafif bir serinlikle ortalığı sarsardı....Köyümüz iki dağ arasındaydı. Bu yüzden pek bilinmezdi bizim köy....Bu durum benim için okulda kenarda sıkıştırılıp parası alınan bir çocuğun durumu gibi.................................................................................İREM
......................................................................................................................
Güçsüz ve fakirleri bir böcek gibi ezmeleri, içimde kara bir sarmaşık gibi büyüdü...(Kara bir sarmaşık benzetmesini ilk kez duyuyorum.)
Gerçekler , hayalleri yener ama biz onu içimizdeki toprakta büyütmeye devam ederiz.(İçimizdeki toprak, benzetmesi beni çok etkiledi.).................................................................SUDENAZ
..................................................................................................................
Perdeler açıldı yine ...bir kez daha pırıl pırıl yıldızlara.................EYNA DİLA
.......................................................................
Bulutların çatık kaşları arasından sızan ışıklar aydınlatırdı pencereleri/Köy gündüzleri uykuya dalar koynunda sessizliği büyütürdü.....İLAYDA KAYA
........................................................................................................
Yaz bitti, yine geldik sonbahara... Her şey unutulur gider, umutsuzluk denizi gibidir buralar. Dertlerle dolu her yer....Hepsi uçtu gitti, geriye bir tek hüzün kaldı...1980'ler. Köy giderek hüzünden uzaklaşıyordu. Küçük yaşta evlilikler azalıyordu.Karanlık köyden gitmeye karar verdiyse de tam gitmemişti. Neyse ki azalıyordu.......................................................................MELİS 

...................................................................................................................

Yarım kalan resim gökyüzüne böyle yansıdı...Ali'nin kendisi fakir olsa da yüreği zengindi. Çalışkandı, zekiydi. Ali'nin babası kırk metre derinlikteki kara sularda boğulmuştu...Ve işte korktuğum an. Sıra bende.("Burası babasının boğuldu yer?". Bu acıyla nasıl yüzebilir, diye feryatlar koparıyordu annesi.........................................................................MERTCAN

...................................................................................................................

Her çocuk özlem duyardı çocukluğa. İçim yanmıştı. Onunla oynamak, eğlenmek istiyordum. Onu çok özlüyordum....İki sene sonra çocuğu olmuştu on üç yaşında...Pencereden bizi izliyordu...Biraz seyretti sonra içeri girdi. İçim acımıştı. Ama asıl merak ettiğim seneye hangi ayrılacaktı aramızdan... .......Umut, öz babasını özlüyor. Babası ölmüş. Ona ulaşamıyor. Bu nedenle aralarında bir duvar varmış gibi çizdim. Bu duvar, yukarıdaki yaşam ile gerçek yaşam arasındaki, yani ölüm ile hayat arasındaki duvar..........................................................................DURU
................................................................... ................................................

Uçar gider de çocukların düşlerindeki kuşlar/ Ta ki yuvalarını bulana kadar kuşlar /Onlara ekmek almak istiyorum ilk fırsatta.....(Kezban'ın Ayakkabı Şirketi -  öğrecinin resmine verdiği ad)...............................................................ORHAN

................................................................................................................

 

 



  

  

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...