Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
ÇOCUKLARIMIZ 2 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

ÇOCUKLARIMIZ

ÇOCUKLARIMIZ

Çocuklarımız, geleceğimiz olan çocuklarımız. Yapıp ettikleriyle anne babasının ve toplumun aynası olan çocuklarımız. Başarmak, güzel bir geleceğe ulaşabilmek için önünde dağlar kadar engelin olduğu ve bitmek bilmez bir mücadelenin eşiğinde yaşayan çocuklarımız.

Çağımız insanlığı öğütme makinesi gibi çalışıyor. Her geçen gün olumsuz örnekler artmakta, dünya ise katlanılması zor şartlara bürünmektedir. Ayakta durabilecek bilgi ve yeteneğe sahip olması için mücadele verdiğimiz çocuklarımız da maalesef bundan fazlasıyla etkilenmektedir.

Çocuklarımız iyi tanımakla, ilgi ve yeteneklerinin, zaaf ve üstünlüklerinin farkına varmakla işe başlanırsa her şey daha kolay olacaktır. Bu da gerçekçi olmak, çocuklarımızı olduğu gibi kabullenmek demektir.

Bugün insani, manevî ve toplumsal birçok değerin içinin boşaltıldığı, hatta yok olmaya doğru gittiği bir süreçteyiz. Değerlerinden kopmayı, başıboşluğu ve kendi beninden başkasını umursamamayı marifet sayan bir evrensel algıyla mücadele ediyoruz. Buna popüler kültür dense de aslında değişken, insan öğüten kültür(süzlük) demek daha doğru olur bence. En canlı örnekleri sosyal medyadır. İlaveten internetin, televizyonların ve yazılı basının da rolünü unutmamak gerek. Amacına uygun kullanılmayan hiçbir şeyin insana faydası olmaz, tıpkı grip olan bir insana mide ilacının çare olamayacağı gibi.

 

Çocuklarımıza biz sahip çıkmazsak sahip çıkan biri bulunur.

Yaygın olan bir anne-baba anlayışını burada örneklemek isterim: “Ben bu çocuğa harçlığını fazlasıyla veriyorum, servisle okula gönderiyorum, kurslara özel derslere gönderiyorum, bir dediğini iki etmiyorum; ama yine de istediğim başarıyı gösteremiyor.” Yukarıda belirttiğim gibi çocuğumuzu ne kadar tanıyoruz? Gerçekten de doğrudur, her ihtiyacını karşılamak başarı adına çok önemlidir. Daha önemli olanı ise çocuğumuzun ne istediği, ne hissettiği ve yetenekleridir; bunu da ancak dinleyerek ve düşüncelerine değer vererek anlayabiliriz. Ailesiyle etkileşimi zayıf olan çocuklar, maalesef kendilerini anlayacak başkalarını aramakta ve pek çok zararlı arkadaşlık ve alışkanlık da bu nedenle olmaktadır.

 İyi bir mesleği olsun anlayışıyla bütün sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerden alıkoyarsak ne kadar mutlu olabilirler sizce? Peki onun adına kararlar alıp çocuğumuzun buna uymasını beklemek ne kadar doğrudur? Ülkemizde mesleğini veya yaptığı işi sevmeyen on binlerce insanın varlığı bu anlayışın mahsulü değil midir?

YGS’yi atlattık, TEOG bu ayın sonunda, LYS’ler haziranda. Çocuklarımızın yarış atı olmadığını unutmadan, değerlerimizi kendi hayatımıza uygulayarak onlara örnek olmalı ve helal olan her kazancın kutsallığını anlatarak omuzlarındaki yükü hafifletmeliyiz.

 Bir ideali olmaksızın yaşayan ve başkalarından rol çalan bir insan modeli yerine; ne istediğini bilen, yaşama dair ümitleri olan, evrensel değerlerin yanında millî ve manevî değerlerine sahip insan (adam) yetiştirmek eğitimci olarak bizlerin ve tüm anne babaların ortak amacı olmalı. Yoksa kendi kendimizi kandırdığımız bir hayatı yaşamak ve yaşatmaktan başka bir şey gelmeyecektir elimizden.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...