Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Aklımdan kaçanlar 7 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Aklımdan kaçanlar

       Sezgi / Çocuk / Gözlem / Yorum

Sezgi ne güzel bir sözcüktür. Duyguyu ve düşünceyi bir arada bulunduran bir sözcük. Anlamlandırmakta zorlandığın fakat anlamlı olduğunu hissettiğin bir durumu tanımlar. Birileri sezgiye “küçük profesör”  diyor. Güzel ifade, yaşam deneyimi az olanın tarihsel süreçle getirdiği bilgi ile önemini ve değerini fark ettiği yaşam deneyimi. Bazen size sorulduğunda neden anlamlı olduğunu açıklayamadığınız ama doğruluğuna inandığınız bir düşünceye eşlik eden duygu.

Küçük profesör yine bu  “çocuklar dünyanın en iyi gözlemcisi, en kötü yorumcusudur.” cümlesini hatırlattı bu sabah.  Bu sözü kim söylemiş bilmiyorum, şu an için araştırmak da istemiyorum çünkü benim bu cümlenin ilk duyduğum kişi olan Deniz Albayrak Kaymak’la özdeşleşmesi ve onunla hatırlamak iyi geliyor. Sanki bir dönem birlikte çaba sarf ettiğimiz “Benimle Oynar Mısın?” Televizyon programı yazarın not defteri ve BADEP Tutum Envanteri geliştirme çalışmalarını hatırlatan bir simge gibi bu cümle. Bu çalışmalar sırasında belki binlerce söz söylendi paylaşıldı, birini küçük profesör seçti aldı ve içten içe tekrarladı yıllarca.

Bu vesileyle bir kez daha bana kazandırdıkları için teşekkürler.

Şimdi cümleye geri dönersek yani “çocuklar dünyanın en iyi gözlemcisi en kötü yorumcusudur.” İçinde iki gizem taşıyor ilki çocuk ve gözlem ikincisi ise çocuk ve yorum

Çocuk ve gözlem

Neden bu kadar iyi gözlemciler diye düşündüğüm oluyor bazen, oğlum Can Tuna bebekken birlikte bakkala giderdik, her dışarı çıktığımızda ilk hareket gökyüzüne bakmak ve “ay nerde”  “ ay yok” veya “ay saklanmış” sözcüğünü ifade etmekti.  Yaşadığım duygu her an ayı takip ettiği idi, hani daha da küçükken gözlerini tavana dikip uzun bir süre bakarlar ya, bazen merak eder biz de bakarız acaba orada ne görüyorlar diye. Hatta ben Can Tuna büyüyünce sordum “oğlum ne görüyordun orda” tabii ki hatırlamıyor. Ne alakası var derseniz bence iyi gözlemcinin altında bu yatıyor, zihin bilgi ve deneyimle o kadar az kirlenmiş ki; çevredeki uyaranlara karşı çok açık. Biz yetişkinler dışarı çıktığımızda hep orada olan muhteşem bir ayın varlığını görmüyoruz. O kadar çok bakacağımız ve belki de endişe duyacağımız şey var ki, ay gibi bir güzelliği atlamak kadar normal ne var. Çocukların zihni o kadar açık ve dünyadaki uyaranlar onlar için o kadar hayret verici ki her şeyi görmek, gözlemlemek ve keşfetmek gibi zahmetli belki de bir o kadar keyifli bir işleri var. Bu nedenle belki de bunun için birçok keşif yapıp, hayret edip,  keyifle gülümsüyorlar.

Çocuk ve yorum

İş yoruma gelince işler değişiyor. Yorum içinde bilgiyi ve deneyimi taşıyor. Eğer gözlemlediğiniz bir şey sizin için yeni ise, bu bilgiyi o ana kadar bildiklerinizle ele alıp değerlendirme yapıyorsunuz, buna da yorum diyoruz. Gözlemlediğimiz her ne ise ne kadar çok bilgi ve deneyimle ilişkilendirebilirsek o kadar “doğru” yorumlama ihtimalimiz artıyor. Okul öncesi dönemdeki çocuğun, depremin veya ailesinin boşanmasının kendisinin oyuncağı kırmasından kaynaklandığını düşünmesi, bu dönem düşünüş yapısına çok örnek verilir. Yaşam deneyimi artıp kendisinin dışında da faktörler olduğunu öğrendikçe yorumlamalar değişir.

“Çocuklar dünyanın en iyi gözlemcisi ve en kötü yorumcusudur.” Cümlesinin benim sezgi düzeyinde anlamlı bulmamla ne ilgisi var. Kısmen son 10 yıldır yaptığım işi anlamlandırma ve özünü keşfetme bu cümlede gizli aslında. Çocuk kadar iyi gözlemci olmak gerekiyor, yani önyargılardan uzak, hayretle ve her yapılanın yeni bir şey olduğunun heyecanı ile gözlemlemek. Bunun yanı sıra “doğru” yorumlayabilmek için farklı farklı açılar ve bilgilerden hareketle bilgiye ve gözleme yeniden bakmak. Bir açıdan baktığında yorumladığını, bir başka açıdan tekrar yorumlamak, sonra başka bir açıya geçmek, kısaca yaşam boyu öğrenmek.

 

Bir şeyi hiç unutmamak gerek belki de herkes görebiliyor, yorumlayabiliyor. Bilgelik yolculuğu, yorumlamak için gerekli olan repertuarın arttırılması ve emin olma sürecinin gittikçe zorlanması belki de. En önemlisi ise ilk başta çocukta var olanı, yani bir gözlem yaptığında önce kendine ve kendi yaptıklarının sürece olan etkisini hiç unutmadan yorumlayabilmek.

 

Sevgiyle

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...