Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Anadolu nevruz kültürü; barış,eğlence,birlik,dirlik,dilek dileme,sağlık,iyilik,doğruluk ve fedakârlık... 2 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Anadolu nevruz kültürü; barış,eğlence,birlik,dirlik,dilek dileme,sağlık,iyilik,doğruluk ve fedakârlık...

'’Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar. ‘’

   ''Santayana''

           Anadolu kelimesini duyan ve araştıran herkesin karşısına aynı anlam çıkar: Ön Asya'nın bir parçası olarak Türkiye'nin Asya kıtasında bulunan toprağı. … Kültür dediğimiz olgu bir ulusa niteliklerini kazandıran, başka bir ulusta bulunmayan ve bunları sürekli olarak kendi içinde duygu, düşünce, yaşayış, dil ve sanat ile geliştirerek gelecek nesile aktarmak değil midir?

                                                 

            Anadolu kültürü, yaşamımızın özüdür. Geçmişin gelecek ile birleştiği en hassas dengenin ismidir. Anadolu kültürü, Anadolu'da yaşayan  insanların oluşturdukları tüm değerlerin adıdır. Anadolu kültürünün ana unsurları da bu yaşayış sırasında milletimizin kendi dinamikleri ile oluşmuştur. Bu unsurları kısaca sayarsak; dil,  tarih, din, bilim ve teknoloji, sanat, örf adet gelenekler, folklor, hukuk ve ahlak,  devlet anlayışı ve devlet yapısı, askerlik olarak karşımıza çıkar. 

           Kültürümüzün etkilendiği en önemli unsur coğrafi etkenlerdir. Anadolu kültürünün kalıcılığını sağlayan ise oluşturduğumuz yaşantı zenginliğidir. Ulusumuz, bağımsızlığını korumak için kültürüne, kültürünü korumak istiyorsa diline sahip çıkmak zorundadır. Anadolu kültürü, varlığını saf ve kurallara uygun bir şekilde yaşantı zenginliği ile ulaştığımız medeniyet düzeyi belirleyecektir. Çünkü bulunduğumuz medeniyet düzeyi, kültürümüzün önemli bir parçası ve taşıyıcısıdır. Anadolu kültürü, milletimizin var olmasını sağlayan, millet vücudunun içinde dolaşan kan gibidir. Milletimizin Anadolu'da oluşturduğu kültür, bütün coğrafyaları etkilemiştir.


            Anadolu kültüründe yasa çok önemlidir. Yasalar yönetenlerin bile üzerindedir. İşte bu anlayıştan dolayı Anadolu kültürü içinde hiçbir zaman lordlar, dükler, prensler ve prensesler gibi soylu sınıfları olmamıştır. Dünya üzerinde bir örneği dahi olmayan bu eşsiz anlayış, bütün coğrafyalara hoşgörü ve merhametin yayılmasını sağlamıştır. Yaratılan bu düşünce iklimi, bütün insanlığa hizmet vermesi düşünülen devlet sistemini ortaya çıkarmıştır. Kervanların emniyet içinde seyahat etmesini sağlayan kervansaraylar bu anlayışın sonucudur. Tarihte ilk düzenli eğitim kurumları olan medreseler ve bunlara bağlı binalardan oluşan külliyeler de Anadolu kültür tarihinin önemli işaretleri değil midir?

          Anadolu kültür hayatında var olan gelenek ve görenekleri edebiyat ve müziğinin, daha geniş anlamıyla,maddi ve  manevi kültür ürünlerinin toplamını folklor ile ifade eder. Anadolu kültürünü oluşturan halk bilimini iyi incelemek gerekir. Anadolu masal, hikâye ve halk oyunlarını incelediğimizde karşımıza her zaman iyi özellikleri temsil eden karakterler ve kahramanlar çıkar. Adil hakan, kahraman asker, bilge kişi, kendi canını vatanı ve milleti için vermekten çekinmeyen halk, varlığını milleti için feda eden tüccar, cennet gibi vatan…

         Anadolu ahlakı yiğitlik, kahramanlık üzerine kuruludur. Anadolu insanının alp, gazi, yüksek karakterli ve temiz kalpli, korkusuz, inanç ve irfanlı, adalet ve iffete düşkün karakterleri herkes tarafından kabul edilir. Bu duygu ve düşüncelerle büyüyen ve bu varlıkları nesiller ötesine taşıyan bir kültür, elbette Anadolu'dan başka kültür olamaz.

Yaşadığı zorluklara ve kendisine uygulanan kötülüklere karşı bile insani duygularını kaybetmeyen, aman diyene af duyguları ile yaklaşan bir Anadolu...

          Halk oyunlarına baktığımızda da zengin görsel içeriği bizi etkiler. Halay çekerken birlik ve beraberliği vurgulayan kaynaşması, yaşadığı coğrafyanın tüm özelliklerini barındıran kıyafetler ile müthiş bir hoş koku…

       Anadolu tarihini gelecek kuşaklara taşıyan, Anadolu'nun varoluş hikâyesini anlatan destanlardır. Destanlar milletimizin tarihte yaşadığı olayları geleceğe taşırken dikkat edilmesi gereken noktaları eşsiz bir dille ve canlı bir anlatımla ortaya koyar. Destanlar dil,  tarih,  din, sanat, örf adet gelenekler, folklor,  hukuk ve ahlak,  devlet anlayışı ve devlet yapısı, askerlik konularının yaşayan bireylere kabul ettirilmesinde çok önemlidir. Destanlar aynı zamanda Anadolu toplumunun bilgi ve deneyim sahibi kimseler tarafından yapılmış açıklamalardır. Bu yönüyle de Anadolu toplumunun ideolojik ve dini bakış açılarını etkiler. Destanlar aynı zamanda toplumun ideolojik ve dini anlayışlarından etkilenir. Destanlar tarih içinde akıp gelirken temel hedef ve işlevlerini kaybetmezler. Anadolu insanının bilgelik, yiğitlik ve toplum değerleri bu canlı yapı içerisinde yaşatılarak en büyük tarih saklayıcısı olan insan aklı ve hafızasına gönderilirler. Anadolu'nun birçok festivali ve bayramı vardır.Bu festivallerde ateşler yakılır, halaylar çekilir, at yarışları düzenlenir, şarkılar söylenir, oyunlar oynanır,kadın ve erkeklerle bir arada yemekler yenilir ve müzik eşliğinde eğlenilir.

       İşte Nevruz (yeni gün), bu umutların, beklentilerin ilk filizlerinin görüldüğü,  elbirliğiyle ve coşkuyla kutlanacak bir gün olarak kabul edilmiştir. Yüzlerce yıldan beri hiç aksatılmadan ve değiştirilemeden sürdürülen inanışlara bağlı olan bu kutlamalar nevruz adı ile bilinir. Kelime Farsça kökenli olup, "yeni gün" anlamına gelir. Bu terim kış mevsiminin sona erip, yaz mevsiminin gelişini belirtmek için kullanılan, yeni yılı gösteren bir terimdir. Anadolu'da, nevruz (yeni günü), İnsanların bir olmasını kutlama, paylaşma, dayanışma, kötülüklerden ve günahlardan arınma vb. düşünceler içinde kutladıklarını görürüz. Kibirden, egoizmden, ihanetten, adaletsizlikten, hakaretten, öç almadan uzak kalarak bireyin diğer insanlarla, eş dost ve akrabalarıyla beraber eğlendiği; bereket vaat eden yeni yılın bu ilk gününün yeryüzüne mutluluk, rahmet ve iyilikler getirdiği ve Anadolu insanının geçmişte yaşadığı kötü günlerin tekrar yaşanmaması için sevinçle yaşama arzusunu paylaştığı büyük bir gün olarak kutlanır. Nevruz aynı zamanda Anadolu'nun bir varoluş, diriliş bayramıdır.21 Mart Nevruz aynı zamanda Gece ile gündüzün eşit olduğu gündür.   

           Nevruz üzerine birçok rivayetler vardır. Ortak konusu barış, eğlence, birlik, dilek dileme, kötülüklerden korunma, sağlıktır. Hiçbir şekilde kavga, kan, dövüş, kötülük yoktur. Ateş öğesi Nevruz’da önemli bir rol oynar. Ateş bir yanıyla günahlardan temizleyici olduğuna inanılan bir kuvvettir. Bu bakımdan evdeki ocak hiç söndürülmez, alanlarda veya uygun yerlerde ateş yakılır, üzerinden üç kez atlanır, tütsülenilir ve böylece insan günahlarından da arınmış olur. Nevruz ortaklaşa yapılan yemek hazırlıklarıyla da, dostlukları pekiştirir. Önceden kararlaştırılan yeşili bol, ağaçlıklı bir yerde pişirilen yemekler hep birlikte yenir, mâniler-türküler söylenir, dualar edilir, ölmüşler için hayırlar yapılır, sadakalar dağıtılır, yoksulların gönlü alınır, onların istekleri yerine getirilmeye çalışılır. Böylece toplum içinde bir dostluk ve beraberlik havası eser; herkes mutlu ve sevinçli olarak evine döner.

 

Nevruz bayramının tarihî, dinî temelleri ve Anadolu kültürü içindeki birleştirici rolü çok önemlidir.

           Demir ve ateş Anadolu kültüründe hürriyete giden sembollerdir. Nevruzda ateş üzerinde dövülen demir; düşmanın yenilmesi, tekrar bağımsız bir devlet olarak yaşamak ve dirilmek, kendimiz olmak, hür ve bağımsız olarak ileriye yürümektir. Nevruz bu anlamları içinde yaşatarak öze dönüşü, kendini ve milletini korumak için yapılan fedakârlıkların ifadesini bu kutlamalarla kültürümüze yansıtır. Nevruz, baharın ve yaz ayının başlangıcını ifade eder. Ruh dünyamıza yansımasını da, Anadolu İnsanının özgür ve bağımsız bir millet olarak yaşaması ve tüm dünya halklarının kurtuluşu olarak anlamak gerekir.

           Nevruz bayramı, İslamiyet ile ayrı bir anlam kazanmıştır. Nevruz; âlemlerin nura boğulduğu ve Cenab-ı Hakk’ın âlemi ve Hz. Âdemi yarattığı gün olarak da kutlanır. Güneşin Koç Burcuna girdiği 21 Mart’a rastlayan Nevruz, ilkbaharla birlikte, yeni bir hayatın, canlılığın, bereketin ve bolluğun başlangıcını simgeler.

Kısacası Nevruz Bayramı, yeniden dirilmenin, canlanmanın ve yenilenmenin bir ifadesidir. Nevruz bir kültür kodu olarak yeni bir güne başlangıç, yani esaretten hürriyete çıkıştır.


             Yazılı kaynak, destan ve sözlü anlatımlara dayanarak Nevruz kutlamalarının hangi nedenle , binlerce yıldır bayram törenlerine dönüşerek kutlandığının bu bayramı kutlayanlar tarafından bilinmesi çok önemlidir. Nevruz inancının kökenleri açısından araştırmacılar çok değişik olayları belirtmişlerdir. Bunlar arasında en yaygın olanlar; Allah’ın yeryüzünü gece ile gündüzün eşit olduğunda yarattığı gün olması; Hz. Âdem’in yaratılması için çamurunun yoğrulduğu gün; Âdem ile Havva’nın Cennet’ten sürgün edilmelerinden sonra pişman olmaları üzerine Allah tarafından affedilip yeniden buluşturuldukları gün; Hz. Nuh’un gemisinin tufandan sonra Cudi Dağına konmasıyla Hz. Nuh’un karaya ayak bastığı ilk gün; Hz. Yusuf’un kardeşleri tarafından atıldığı kuyudan kurtarıldığı gün; Hz. Musa’nın Kızıldeniz’i yarıp geçtiği gün; Hz. Ali’nin doğum günü; Türk boylarının çoğalıp sığmaz oldukları vadiden bir demircinin tavsiyesiyle demir dağını eritip dışarı çıktıkları günü, Hz. Yunus’un yunus balığının karnından çıkıp, karaya ayak bastığı gün; Türklerin 12 hayvanlı takviminin ilk günü, Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişinin ilk günü, vb. olarak belirlenmiştir. Edebiyatta ise çeşitli adlar altında bilinen Nevruz’a değişik bölgelerde de farklı adlar verilmiştir. Örnek olarak, Yengi Gün, Bahar Bayramı, Sultan Nevruz, Ulusun Ulu Günü, Hıdır Nebi Bayramı, Hitit ve Sümerlerde 'antahşum'  vb. bu adlar arasındadır.

       Bağımsızlığın, bir arada oluşunun heyecanı ve coşkusu, Nevruz kutlamaları ile diğer insanlara aktarılır. Törenler yapılır. Sevinç ve mutluluk paylaşılır. Böylece daha mutlu, rahat ve refah içinde, bağımsız ve hür bir millet olarak yaşayabilmek mümkün olabilecektir.

        Üç kıtanın ortasında ve iç denizler üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu kültürünün en büyük eserini  temsil eder. Türkiye Cumhuriyeti, siyasî istikrarı, sosyal adaleti ve bünyesinin sağlamlığı, kavimler ve dinler arasında kurduğu ahengi, çok yüksek ve ince idare sistemi, kudretli ordusu ile tarihte müstesna yerini almıştır. Türkiye Cumhuriyeti, bu azametini, hiçbir devlete nasip olmayan, zengin tarihi ve Anadolu insanının inanç, adalet, iyilik, doğruluk ve fedakârlık duyguları ile başarmıştır. Anadolu kültürünü asırlarca ayakta tutan, yaşatan büyük ve başlıca kuvvet; inanç, adalet, iyilik, doğruluk ve fedakârlıktır.

''Hepimizin Nevruz Bayramı kutlu olsun.''

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...