Çaba, ilginin yanında kendiliğinden yeşerir...
''El, ayağın çalışmasından hoşnut değilse, sorumlu baştır.''
'' Nizami ''
Dün akşam ki ''Aktif öğrenen sınıflar'' dersinde işlediğimiz ödev konusu ile yeni bir günce hazırlamak gerekiyordu.Ödev, ödevler, ödevlerimiz...Ödevler, yaşadığımız çevrenin,eğitim modelimizin, okullarımızın fiziksel yapısının yetersizliklerinin ve anne-babalarının gelecek kaygısının öğretmen üzerinden öğrencilere yansıyan şekli olarak belirdi bende. Ödev, ödevler yıllardan beri birçok soru üretir.
Veliler de:
-''Öğrenciler eve niçin çalışma getirir.Okulda derslerini bitirseler ya''
Veya,
-''Öğretmenler o ödevleri kontrol ediyor mu tek tek?''
Veya,
-''İlkokulda ödev mi olurmuş?''
Veya,
-''Bizim öğretmen çok iyi hergün bir sürü ödev veriyor.''
Öğrencilerde:
-''Ödev yapmak çok sıkıcı..''
Veya,
-''Ben bu konuyu anlamamıştım zaten, ödevimi nasıl yapayım?''
Veya,
_''Yazmaktan ellerim ağrıdı.. gibi serzenişleri eş-dost ve arkadaş sohbetlerinde çokça duyarız.
Peki ödev nedir?
''Ödev, genel olarak, “öğretmenlerin öğrencilere okul dışı saatlerde yapması için verilen görevlere denir.”(Cooper, 1989, p.7)
Ödev kelimesin görev kelimesi ile eşanlamlı olmasına rağmen, en iyi eşleştiği kelime sorumluluktur.Yapması gereken görevleri zaman planlamasına uyarak yerine getirme işlemi her yaşın uyması gereken bir yaşam kuralıdır.Öğrencilerin okullarda edindiği kazanımları ne kadar kazanıp kazanmadığını ve edindiği bilgiyi başka bir alanda kullanabilme becerisini canlı tutmak için verilen çalışmalara ödev diyebilir miyiz?
Öğretmenin bile her gün okuldan sonra saatlerce çalışmak zorunda olduğunu kendimden biliyorum. Derse hazırlanmayı savsakladığım günlerde, verimimin ne kadar düştüğünü gördüğümden, anlatacağım her konuya önceden hazırlanıyor, çalışmaları önceden planlamaya çalışıyorum.(Çalışma ve yaşam koşullarınının bize hazırladığı süprizleri saklı tutuyorum.)
Bir öğretmen olarak öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve kazanımları başarma durumlarına uygun ödevler vermek için neler yapmamız gerekiyor?
Yani; sınıfın en iyi öğrencisi ile, en kötü öğrencisine aynı ödevi vermek mantıklı mı? Peki doğru,doğru parçası ve ışın konusunu anlamayan öğrenciyle, açı konusunu anlamayan öğrenciye aynı ödevleri vermek doğru mu?
Öğrencinin bazı derslerden geri kalmasının gerçek nedenini araştırıp, soruna yol açan sebepleri çözmek yerine saatlerce birbirini tekrar eden sorular çözdürmenin faydası ne? diye de sorduğunuzu görüyorum sanki.
Öğretmenliğin tek bir formülü yok. Çünkü, her çocuk farklı ve her çocuk farklı bir yaklaşımla eğitilmelidir.Kimi öğrenciler duymak, kimisi okumak, kimisi konuşmak ister. Kimisi her dediğinizi yazar, kimisi her şeye itiraz eder. Herkes farklı biçimlerde öğrenir.Zaten bizimde okullarda öğrencilerde yapmak istediğimiz eğitim-öğretimde tek düze ödev çeşitlemeleri ile aynı tip insan üretmek değildir.Amacımız;Bilgiyi arayıp bulmayı, kendi kendine çalışmayı, anlamayı, eleştirel bir gözle değerlendirmeyi ve karşılaştırmayı öğretmektir.Bütün bunları yapmak için öğrencilerde ilgi ve merak uyandırmak gerekir.İşlevsel olarak ders işlediğimiz zaman verdiğimiz ödevleri de çeşitlendirebiliriz.Tek düze işlenen derslerin ödevleride tek düze olacaktır.
Başa tekrar dönersek; ödevleri zaman değerlendirme etkinliği olarak değil, işlediğimiz dersler veya işleyeceğimiz derslere hazırlık etkinlikleri olarak değerlendirdiğimizde olay farklı bir mecraya gider.Burada en önemli görev öğretmen ile sağlıklı iletişim kuran velilere düşer.Önemli olan öğrencilerimizin mutluluğu ve öğrenmeye dair heveslerini korumak ise anne babalar öğretmen rolü oynamayı bırakıp çocuklarına ; ödevler sayesinde verilen görevleri yerine getirmeyi, sabırlı olmayı, işi zamanında bitirmeyi, kendi kapasitesini fark etmeyi, eksikliklerini görmeyi, hayatını planlamayı ve başarmanın zevkini tatma öğretmelidir.Öğretmen olarak bizlerde vereceğimiz ödevleri beş başlık altında toplayarak ödevlerimizi çalışma haline dönüştürebiliriz.
- Alıştırma Ödevi: Öğrencilerin derslerde önceden öğrendikleri bilgileri daha iyi kavrayabilmeleri için yapılacak alıştırmalara “alıştırma ödevi” denir.
- Gözlem ve İnceleme Ödevi: Öğrenciye kazanımlarla ilgili olarak çevreyi, eşyayı inceleyip, yazı, grafik, resim gibi araçlarla anlatma yoluyla yapılan ödevlerdir.
- Düşündürücü, Yorumlayıcı Ödevler: (Türkçe,Hayat bilgisi, Matematik.)
- İmgelememini artırıcı, duyguları ortaya çıkaran ödevler:(Türkçe; Şiir ve Hikaye yazımı)
- Beceri ve yeteneği geliştirici ödevler: (Resim,Şiir okuma, Boyama çalışmaları)
''Bir insana kuvvet veren şey; işinde çalışmak ve ilerlemek gücünü temin eden sorumluluk duygusudur.''
''Herbert N. Casson''
Öğrenciler ödev ile ne kazanmalıdır?
- Aradığını nerede, nasıl bulacağını öğrenme,
- Kaynakları tanıma, onlardan nasıl faydalanacağını kavrama,
- Sorumluluk bilinci kazanma. Neyi neden, nasıl yapağını kavrama,
- Başarma duygusunu tadma,
- Kendi kendine iş yapabilme yeteneği geliştirme,
- Güzeli, doğruyu, iyiyi aramayı öğrenme,
- Zamanında işini yapma, zamanı etkin kullanma,
Aslında ödev ile öğrencilerden bazı sorulara cevaplar vermesini isteriz.
Bunlar;
* Kendi kendine sorumluluğunu aldığı bir ödevi hazırlayabiliyor mu ?
* Ödev için gereken kaynakları arayıp, araştırıp bulabiliyor mu ?
* Bulduğu kaynakları değerlendirip yorumlayabiliyor mu ?
* Bilgiler, konuları sıraya ve düzene koyabiliyor mu ?
* Yazılı anlatım kurallarına (sayfa düzeni, noktalama, yazım, dilbilgisi v.b.) uygun olarak yazabiliyor mu ?, anlatabiliyor mu ?
* Ödevi yapmada titiz, özenli, dikkatli davranabiliyor mu ?
* Kendini yetiştirmek, daha iyisini yapabilmek için ilgili, istekli, bilinçli mi ?
* Zamanı planlayabilmiş mi ?
''Sorumluluk dağıtmanın kuralı, herkese kendi yetenekleri doğrultusunda sorumluluklar vermektir.''
''Zhang Yu''
Öğretmenler neden ödev verir? sorusunu şimdi cevaplamak gerekirse;
1-Başarıyı arttırmak,
2-Kendini düzenleyebilme(saatleri ayarlamak, sorumluluk almak, planlı bir iş yapmak) ve kendini motive etme becerisi geliştirmeye yardımcı olmak,
3-Okul ve ev arasında pozitif bir bağlantı oluşturmak.
Veliler ne kadar dahil olmalı? sorusunu cevaplarsak,
Veliler, çocuklarının okul ve ödevle ilgili tutum ve davranışlarını etkiler, hatta öğrenmeyle ilgili her konuda olumlu ya da olumsuz katkı sağlayabilirler.
Olumlu tutumlara sahip olan, sakin, başarı takıntısı olmayan, çocuğunu küçümsemeyen, onun yazdıklarını silip kendisi yazmayan veliler , çocuğunun ödevine yardımcı olmasının yanı sıra kişişel gelişimine de kaktkı sağlayacaktır.John Dewey'in dediği gibi;
''Çaba, ilginin yanında kendiliğinden yeşerir.''
Esen kalın...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...