Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
MUTLU YILLAR...

MUTLU YILLAR...

DOSTLAR IRMAK GİBİDİR  Dostlar ırmak gibidirKiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı, Bulanık bir göl gibi... Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi. Uzaktan g&...

5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!..

5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!..

         Öğretmenler, her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.    M.Kemal ATATÜRK    &nbs...

Beslenme Çantasından Mama Çıktı!

Beslenme Çantasından Mama Çıktı!

Charles Darwin :Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik herkesi mahveder. http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=17409 http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1101969&CategoryID=77 Ders ortasında beslenme ç...

"4+4+4" Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Görüşü

"4+4+4" Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Görüşü

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne İlişkin Görüşü

http://www.education.ankara.edu.tr/UserFiles/File/duyurular/FAKULTE_GORUSU.pdf

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Fakülte Kurulu olarak TBMM Başkanlığına sunulan, 5.1.1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nden büyük endişe duymaktayız. Kanun teklifi, insan hakları, eğitim bilimleri ve psikolojinin temel ilke ve bulguları ile çağdaş eğitim anlayışı açısından aşağıda belirtilen sakıncaları ve sorunları içermektedir:

1. Önerilen 4+4+4 modeli eğitim hakkına erişimi engellemektedir. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre temel eğitim, her Türk vatandaşının yasal hakkıdır ve devlet eliyle parasız verilir. Bu eğitim, Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4., 5., 6., 7., 8., 9. ve 12. Maddelerinde ifade edilen “genellik ve eşitlik”, “ferdin ve toplumun ihtiyaçları”, “yöneltme”, “eğitim hakkı”, “fırsat ve imkan eşitliği”, “laiklik” ve “süreklilik” ilkelerine uygun olmalıdır. Oysa kanun teklifi ile farklı toplumsal gruplar ve tabakalardan çocukların eğitim hakkı engellenmekte, eğitimde eşitlik ilkesi zedelenmektedir. Kanun teklifi, 8 yıllık temel eğitimi fiilen 4 yıla indirerek kız çocuklarının, yoksul çocukların, köy çocuklarının ve engelli çocukların üst öğrenime devam etme olanaklarını ortadan kaldırmaktadır. Tasarı, çocuk işçiliğini, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayırımcılığı, sınıfsal ayrışmayı, köy-kent kutuplaşmasını teşvik etmekte, çocukların toplumsallaşarak bütünsel ve çok yönlü gelişiminin önünü kapatmaktadır. Genel olarak tasarı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Uluslararası Çalışma Örgütünün çocuk işçiliğinin önlenmesine dair kararları, UNESCO Eğitimde Ayrımcılığa Dair Sözleşme’nin birçok hükmünü göz ardı ederek insan hakları ihlallerine yol açmaktadır.

2. Zorunlu ilköğretime başlama yaşının 1 yıl erkene alınması ve bunun sonucu olarak okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin dışına çıkarılması çocuğun gelişim ve eğitimine ilişkin bilimsel verilere uygun değildir. Bu yaş çocuklarının çoğu öz bakım gereksinimlerini bile kendi kendilerine karşılayabilecek, temel eğitime hazır olmalarını sağlayan fiziksel ve zihinsel gelişimi gösterecek düzeyde olmayabilir. Daha önce denenmiş ve sakıncaları nedeniyle vazgeçilmiş olan bu yaklaşımın yeniden gündeme getirilmesi uygun değildir. Okul öncesi eğitime verilen önem ve sağlanan gelişmeler göz ardı edilmeyerek okul öncesi eğitim (60-72 ay) zorunlu temel eğitim kapsamında ele alınmalı, ancak 72. ayını tamamlamış çocuklar ilköğretime başlamalıdır.

3. Mesleki yöneltmenin erkene alınması sakıncalıdır. Erken mesleki yönlendirme çocukların temel eğitim ile hedeflenen “bütünsel gelişimi”ni engelleyicidir. Çocukların yetenek, ilgi, özellik ve değerlerini tanıyarak yaşam hedefleri ve beklentilerinin belirgin ve tutarlı hale gelmesi ancak ergenlik döneminin sonunda ger&

ODTÜ Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Görüşü (4+4+4)

ODTÜ Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Görüşü (4+4+4)

ODTÜ Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Görüşü

http://www.fedu.metu.edu.tr/web/documents/other/222sayilIlkogretimveEgitimKanunuHakkindaEgitimFakultesiIlkogretimBolumuGorusu_s1.pdf

Yasa tasarısında ülkemizde eğitim alanındaki sorunların temelinin 8 yıllık ilköğretim sistemi olduğu ve bunun 4+4+4 sistemi ile çözüleceği gibi bir yanlış izlenim verilmektedir. Oysa 8 yıllık zorunlu temel ilköğretim sisteminin geçen yıllar içinde, özellikle de okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve ders programlarına 2005 yılında getirilen köklü değişiklikler ile birlikte, etkinliği giderek artmaktadır. Bu bağlamda 8 yıllık zorunlu temel ilköğretimin en önemli sorunları; öğretmenler için etkili hizmet içi eğitimin yaygınlaştırılamamış olması, okullarda yeni programların gerektirdiği materyallerin temininde yaşanan zorluklar ve okullarda derslik ve kaliteli yapı eksikliği ve buna bağlı olarak şehir merkezlerinde sınıf mevcutlarının yüksek olması olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların çözümüne yönelik politikaların ve uygulamaların geliştirilmesi yerine sistemde köklü bir değişikliğe gitmek Türkiye’de eğitim sistemi kaynaklı sorunlara bir çözüm getirmeyeceği gibi hâlihazırda var olan bütün sorunların yeni sisteme de taşınmasına sebep olacaktır. Zorunlu 8 yıllık temel eğitim sisteminin gerçek etkisi ancak bu sorunların çözülmesi, sistemin uzun yıllar sürdürülmesi ve mezunlarının takip edilmesi ile ortaya konabilecekken, etkisiz ve yararsız olduğu yönündeki kanı erken varılmış bir yargıdır.

4+4+4 sistemi öğrencilerin öğrenim hayatlarının süreklilik içinde sürdürülmesine fırsat verecek bir yapı önermemektedir. İlköğretimin birinci ve ikinci kademe programları bir bütünlük içinde geliştirilmiş olup aynı okuldaki öğretmenlerin iletişimde bulunması ile daha etkili olabilir. Önerilen sistemde ilköğretim birinci ve ikinci kademenin farklı okullarda sürdürülebilmesi yönündeki ifade programların etkililiğini kısıtlayacak bir uygulama içermektedir.

 2005 yılından itibaren uygulanan öğretim programları, 1. sınıftaki öğrencilerin okula başlama yaşının 6 yaş olarak değerlendirilmesi ile oluşturulmuştur. Okula başlama yaşının 5 yaşa indirilmesi tüm derslere ait programlarda köklü değişikliklere gidilmesini, kitapların ve kılavuzların yeniden düzenlenmesini ve özellikle sınıf öğretmenlerinin 5 yaş özelliklerine göre bir öğretim yapmasını gerektirecektir. Ancak 4+4+4 sistemine önümüzdeki öğretim yılından itibaren başlanacağı yönündeki ifadeler, programlar yeni yapılanmaya göre değiştirilmeden, pilot uygulamalar yapılmadan ve öğretmenler bu konuda hizmet içi eğitim almadan başlanacağını göstermektedir. Böylesine köklü bir değişiklik var olan eğitim sistemi sorunlarını daha da çözümsüz kılacaktır.

 İlköğretim başlama yaşının düşürülmesi ve sistemin 4+4+4 e dönüştürülmesi ile birlikte, öğretim programlarında ve öğretmen yetiştirme programlarında köklü değişikliklere gidilmesine gereksinim duyulacaktır. Mevcut sistem yıllardır sürege