Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
2010 Yılı Eğitim Araştırmaları Ödüllü Yarışması

2010 Yılı Eğitim Araştırmaları Ödüllü Yarışması

2010 Yılı Eğitim Araştırmaları Ödüllü Yarışması Uygulama Kılavuzu

AMAÇ 
Eğitim bireysel ve toplumsal etkisi dolayısıyla tüm insanlığı ve ülkeleri etkileyen bir kurumdur. Eğitimin binlerce yıldan beri süzülen kalıcı etkisi ve güncele yönelik etkisi son derece önemlidir. Bu nedenle eğitimin bilimsel bir temelde ele alınması kaçınılmazdır. Bilime dayalı bir bakış açısı rasyonel eğitim politikaları geliştirilmesini destekler. Zira veriye dayalı karar alma süreçleri siyaset üretmeyi kolaylaştıracaktır. Bu arada eğitim araştırmalarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenmesi gerçek sorunların araştırma konusu olmasını kolaylaştıracaktır. Üniversitelerin eğitim camiasındaki karar vericilerle irtibatı güçlenecektir. Bilimsel dayanakları olan politikaların toplumsal kabul alanı genişleyecektir. Bu nedenlerden dolayı eğitim araştırmacılarını desteklemek ve bu konuda yarışma gibi etkinlikler düzenlemek eğitim sistemine katkı sağlayacaktır.
Eğitim araştırmaları yarışmasının amacı; “Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme” ile teknolojinin eğitimde kullanılması ile ilgili bilimsel araştırmalar yapan araştırmacıları teşvik etmek, yeni ve özgün araştırmaları ödüllendirerek eğitim bilimleri ve öğretmen yetiştirme alanına bilimsel eserler kazandırmak, eğitim sorunlarını çözmeye yönelik yeni yöntem ve tekniklerin kullanılmasını desteklemek, eğitimle ilgili konuları kamuoyunda tartışmaya açmak, akademik ve bilimsel çalışmaların sonuçlarını eğitim sisteminin hizmetine sunmak, Millî Eğitim Bakanlığı ile üniversiteler ve iş dünyası arasındaki iş birliğini güçlendirmektir.

BAŞVURU KOŞULLARI

  • Yarışmaya katılan araştırmanın, eğitim bilimleri ve öğretmen yetiştirme alanında yapılmış olması.
  • Araştırmanın son üç yıl içinde (2008-2010) yapılmış olması
  • Araştırmanın gerçek kişiler (akademisyenler, araştırmacılar, öğretmenler, müfettişler vb.) tarafından yapılmış olması.
  • BAŞVURU SÜRECİ

  • Her araştırmacı yarışmaya sadece bir adet çalışma ile başvurabilecektir.
  • Araştırmalar; başvuru süresi içinde;
  • “Eğitim Araştırmaları Ödüllü Yarışması Başvuru Formu”nun (Ek-1) doldurularak PDF formatında “earged@meb.gov.tr” elektronik posta adresine gönderilecektir.
  • Araştırmanın bir nüshası ve diğer başvuru belgeleri  ise “Eğitim Araştırmaları Ödüllü Yarışması Başvuru Formu” (Ek-1) ile birlikte “Millî Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Gazi Mustafa Kemal Bulvarı No:109 Maltepe Çankaya /ANKARA” Posta Kodu:06570” adresine posta yolu ile ulaştırılacaktır. 
  • Eğitim Araştırmaları Ödüllü Yarışmasına Yürütme Kurulu Üyeleri, Değerlendirme Kurulu Üyeleri, SEBİT çalışanları, EĞİTEK çalışanları, EARGED çalışanları başvuramazlar.
  • Yarışma ile ilgili duyurular http://www.vitaminogretmen.com/ ve http://earged.meb.gov.tr adreslerinden, yarışma başvuru formuna http://earged.meb.gov.tr adresinden ulaşılabilecektir.
  • Yarışmaya Katılım İçin İstenen Belgeler
    a) Yarışmaya ka

    MUTLU YILLAR

    MUTLU YILLAR

    Tüm Öğrenen Liderlerin Yeni Yılı Kutlu Olsun...

    PISA Eğitim Araştırmasında Türkiye Yine Son Sıralarda Yer Aldı.

    PISA Eğitim Araştırmasında Türkiye Yine Son Sıralarda Yer Aldı.

    OECD tarafından her 3 yılda bir yapılan PISA eğitim araştırmasında Türkiye yine son sıralarda yer aldı. 15 yaşında 470 bin öğrenci ile dünya genelinde yapılan çalışma sonucunda Türkiye’nin eğitimde 2000 yılından bu yana bir arpa boyu yol gidemediği görüldü

    Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ile Uluslararası Öğrencileri Değerlendirme Programı’nın tüm dünyada eğitim alanında referans araştırma olarak gösterilen “PISA” çalışmasının sonuçları dün açıklandı. 2000 yılından bu yana her üç yılda bir 15 yaşındaki öğrencileri değerlendiren PISA testinde Türkiye 2000 yılından bu yana son 3 içinde yer alma “geleneğini” sürdürdü. Ortalama bir Güney Koreli ya da Finlandiyalı öğrencinin bir Türk öğrenciye göre hem sözel, hem sayısal hem de fen bilgisinde yüzde 30 dolayında daha başarılı olduğu ortaya çıktı. Amerikan öğrencilerin bu yılki PISA testinde diğer gelişmiş ülkelerde yaşayan öğrencilerin çok gerisinde kalarak sözelde 15, matematikte 25, fende ise 19’uncu olması sonrasında ABD‘nin saygın gazeteleri dün “Uyanma zamanı” başlığını atarak Amerikan eğitim sistemini eleştirdi.

    En prestijli araştırma

    PISA testi, dünyada o kadar itibar görüyor ki, ülkelerin eğitim politikalarını değerlendirmesini sağlıyor ve eğitim sistemlerini geliştirmek nelerin eksik olduğunu ortaya koyuyor. Her ülkenin 15 ile 16 yaş aralığında 5 bin öğrenciyi sınava tabi tuttuğu araştırmalarda İzlanda ve Lüksemburg gibi nüfusu yeterli olmayan ülkeler bütün öğrenci nüfusuyla sınava katılıyor ve yoğun nüfuslu bazı ülkeler de 5 binden fazla öğrenci gönderiyorlar. Yayınlandıktan sonra her ülkenin manşetine taşınan araştırmalar eğitim politikalarını tartışmaya açmasıyla biliniyor. 2006’da yapılan araştırmada sondan birinci olan Türk öğrenciler metin anlama, fen ve matematik alanlarında yine son sıralarda kendine yer buldu. Ülkelerin eğitim politikalarını değerlendirmek ve eğitim sistemlerini geliştirmek için yapılan araştırmada OECD üyesi olan ülkelerin sıralandığı listede Türk öğrenciler metin anlama, matematik ve fen bilimlerinde 800 üzerinden sırasıyla 464, 445 ve 454 puan aldı. Böylelikle Türkiye, araştırmaya yeni dahil olan Şili’yi ve her araştırmada son sırayı kimseye bırakmayan Meksika’yı geride bırakarak sondan ikinci oldu.

    Puanda artış sınırlı

    Türk öğrenciler her üç alanda da OECD ortalamasının altında kaldı. 2006’da yapılan araştırmada fen bilimlerinde 424 puan alan Türk öğrenciler yayınlanan yeni sonuçlarda 454 puan alarak kendilerini geçmeyi başardı. Okuma alanında 3 yıl önce yapılan araştırmada 447 puan alan öğrenciler bu yıl 464 puan aldı. Matematik alanında ise 2006’da 424 alan 15 yaşındaki Türk öğrenciler bu yıl 445 puan aldı.

    BAKANLIK 'ZAYIF YÖNLERİMİZ ORTAYA ÇIKTI' DEMİŞTİ

    Önceki PISA sonuçlarının açıklanmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bir değerlendirme raporu hazırlamış ve şu ifadeleri kullanmıştı: “PISA çalışmasıyla eğitim sistemimizin zayıf yönleri ortaya çıkmıştır. Örneğin PISA çalışmasıyla ölçülen olasılık, değiş

    Zor İnsanlar mı Zorda Olan İnsanlar mı?

    Zor İnsanlar mı Zorda Olan İnsanlar mı?

    Devletin çeşitli kurumlarında görev yapan insanlar neden bu kadar sinirli, konuşmaya tenezzül etmeyen, konuşsa bile yüzünüze bakmayan, her an patlayacakmış gibi duran insanlarla dolu? Bu günceyi yazma nedenim bugün tanık olduğum bir olay. Sağlık ocağında eşimi beklerken hamile bir bayan 10 dk beklemesine rağmen kayıt yapacak görevlinin gelmemesi üzerine o anda odadan çıkan hemşireye olağanca nazik bir şekilde "acaba görevli nerede biliyor musunuz" diye sordu, hemşirenin verdiği yanıt "iki dakika bekleyiver tuvalete gitmiştir" bayan : "10 dk oldu ama hala yok acaba bi bakar mısınız" dediği anda hemşire; "ne bileyim ben ya yoksa yok allah allah" dedi ve yüzüne bile bakmadan çekti gitti. Ben aldığım ORAV eğitimlerinden olumlu düşünmek gerektiğini , belki doktor ile tartıştığını, çocuğunun rahatsız olduğunu ve bundan dolayı böyle davrandığını düşünürken ne yapabiliriz sorusunu sordum kendime, evet ne yapabiliriz biz öğretmenler okula gelen velilere güleryüzlü davranırken sorun davranış gösteren öğrenci velilerini incitmeden kırmadan, küstürmeden iletişim kurarken Sağlık kuruluşlarında incinmiş duyguyu boşverin incinmiş bedenle gelen bir hastaya nasıl davranılacağını, ne yaparsak sağlık personelinin-öğretebiliriz demiyorum-öğrenmesine ışık tutabiliriz.Bunun gibi bir çok olay ile karşılaştım gerek benim tanık olduğum gerekse arkadaşlarımdan duyduğum..

    Bu olay yaşandıktan sonra Antalya Kaş' ta paylaşıma gittiğimiz okulda köy muhtarı aynı zamanda okulun öğretmen servisinin şoförü Süleyman Bey' in ilginç önerisi aklıma geldi...(ORAV eğitimlerininin velilere de verilebilir mi ? sorusu benim de orav eğitimleri diğer kamu kuruluşlarına da verilebilir mi? :) sorusunu düşünmeme neden oldu....)  Esra Hocamdan izin alıp eğitimlere katılan Süleyman Bey Ghandi videosunu paylaştıgım sırada pür dikkat beni dinliyordu son derece açık bir beden dili ile dikkatini videoya vermiş katılımcılardan gelen yanıtları kafasını sallayarak onaylıyor, katılmadıklarını ise mimikleri ile reddediyordu. Verdiğim ilk arada Süleyman Bey kayboldu, Süleyman Bey' in kaybolması ile içimden öz eleştiri yaptım herhalde adamı sıktık kaçar gibi gitti dedim :) 

    Ara bitiminde sınıfa girdiğimde Süleyman Bey nefes nefese yanımıza gelerek Esra Hocama " Hocam ben köye gittim  bu olayı anlattım ve kahvede (ismini şimdi hatırlayamadığım ....amca) " ben olsam yere yatardım, atlar yere yatan insanlara basmaz" dedi vallahi bildi hocam diyerek bu eğitimlerin çok farklı olduğunu köydeki diğer velilere de bu eğitimlerin verilebileceğini söyleyerek gözleri parlamış bir şekilde yanımızdan ayrıldı...

    İlk paragrafta neden sorusunu tekrar hatırlatıyorum.... Nedenler çok, Mesai, maaş sıkıntı, stres vs. iletişimi zorlaştıran zor insanlar mı yoksa zorda olan o insanlar mı ?Zor insanlar ise işimiz kolay, ya zorda olan insanlara ne yapabiliriz diye soruyorum. Sizce o hemşire zor insan mı? Milli Eğitimde öğretmeni azarlayan memur zor insan mı? Acildeki doktor zor insan mı? Yoksa bunlar hep zorda olan insanlar mı?

    Herşey gönlünüzce olsun... Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın....Görüşmek üzere...

    Herkese İyi Bayramlar

    Herkese İyi Bayramlar

    byrm1.jpg