Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Cennetin Çocukları

Cennetin Çocukları

Cennetin Çocukları

(Bacheha-Ye Aseman-Cennetin Çocukları) 1997 yılında İran'lı yönetmen Majid Majidi tarafından oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş, bol ödüllü bir film.

İlk izleyişimde farketmediğim duygu ve olguların olduğunu ikinci izleyişimde farkedebildim. Sanırım daha sonraki izleyişlerimde yeni kavrayışlarım olacak.

Yoksul bir ailenin çocuklarıdır Ali ve Zehra. Ali, Zehra'nın zaten eskimiş olan ayakkabılarını tamirciden aldıktan sonra kardeşine ulaştıramaz. Bir çift ayakkabıyı dönüşümlü giyerek okula giderler. Anne ya da babayada söyleyemezler durumu, hoş söyleseler de bu onlar için yeni bir çift ayakkabıdan ziyade bir azar olarak geri dönecektir, onlar öyle düşünmektedir.

Ali okullar arası düzenlenen koşu yarışmasında üçüncüye spor ayakkabısı verileceğini öğrenir. Geç kalmıştır yarışmaya başvurmaya. Ama kabul ettirir başvurusunu ağlayarak ve kazanacağına söz vererek. Yarışmaya katılır, üçüncü gelmek için de elinden geleni yapar, birinci olur. Sevinememiştir Ali. Çünkü birinciye spor ayakkabı vermiyorlardı. Ali birinci olmanın sevinci şöyle dursun su toplamış ayaklarıyla evine döner ve Zehra'yla bakışırlar...

HERKESİN DEĞERİ KENDİNE GÖRE

HERKESİN DEĞERİ KENDİNE GÖRE

Ankara Mahmut Özdemir İ.O.Ankara Nasreddin Hoca İ.O.Ankara Barbaros İ.O. 

"Kendim nasılsam başkasını ona göre değerlendirmek hatasına düşmem çokları gibi. Buna aykırı düşen şeylere kolayca inanırım. Kendimi bağlı hissettiğim bir biçime başkalarını zorlamam herkes gibi.... Kendi güçsüzlüğüm başkalarının gücü kudreti üstüne beslemem gereken düşünceleri hiç değiştirmez."

Böyle diyor Montaigne "Herkesin Değeri Kendine Göre"1 adlı denemesinde ve düşünsel yolculuğumda bana kılavuzluk etmeye devam ediyor, tıpkı diğerleri gibi.

Yukarıdaki fotoğraflar, dört ayrı zaman ve mekândaki öğrenme sürecinden kalan birer hatıra. Sadece zaman ve mekân ayrı değildi elbet iklimler de ayrıydı ve her biri ayrı bir yaşam sunuyordu, hem içindekilere hem de oradan geçenlere. Her yaşam gibi bunların da ayrı ayrı dinamikleri vardı. Ellerindeki bu yaşamları ileriye götürmek için çalışan herkese sırf bu yüzden minnettarım.

Bu iklimlerdeki havayı solumamda ve farklı deneyimler yaşamamda katkısı olan herkese teşekkürler...

 

1Monteigne, Denemeler, (Çev. Sabahattin Eyuboğlu), Cem Yayınevi, s.328, 1996,İstanbul.

 

Masallar ve Eğitimsel İşlevleri

Masallar ve Eğitimsel İşlevleri

Bu günceyi bir kitabı tanıtmak için yazıyorum. Muhsine Helimoğlu Yavuz tarafından hazırlanan kitap, 2002 yılında Kültür Bakanlığı Yayınlarından çıkmış. Adı "Masallar ve Eğitimsel İşlevleri".

Kitap dört bölümden oluşuyor. Bölüm detaylarına girmeyeceğim ancak kitabın önemini belirtmem gerekiyor. Benim bildiğim kadarıyla masallar ve ilettikleri mesajları ayrıntılı olarak açıklayan ilk kitap.

Yazar kitabına aldığı masallara ait 517 iletinin dizinini de hazırlayarak masal metinlerinden sonra bunlara yer vermiş.

Umarım faydalı olur...

 

Hayyam Der ki...

Hayyam Der ki...

Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,

Nedir bu dükkânlar, bu konaklar?

Ev mi dayanır, bu sel yatağına?

Bu rüzgârlı yerde mum mu yanar?

--------------------------------------

Her sabah yeni bir gün doğarken,

Bir gün de eksilir ömürden;

Her şafak bir hırsız gibidir

Elinde bir fenerle gelen.

İşini Bilmenin Bedeli-Mesleğimize Sahip Çıkalım

İşini Bilmenin Bedeli-Mesleğimize Sahip Çıkalım

Bir fabrikada imalat hattında çok önemli olan ana makinelerden biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretimde durdu.Mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraştılar, ancak ne yaptılarsa nafile bir türlü başaramadılar.

Sonunda dışarıdan uzman çağırdılar. Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna baktı. Sonra çantasından bir çekiç çıkardı. Elinde çekiçle makineye yaklaştı. Makinenin belli bir noktasına elindeki çekiçle dikkatlice sert bir vuruş yaptı. Makine hemen çalışmaya başladı ve hiçbir arıza olmamış gibi devam etti. Fabrika tekrar üretime başladı.

Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını gönderdi.

"Hizmet bedeli karşılığı 1.000 USD"

Fabrika müdürü faturaya çok kızdı. Tepesi attı. Bir çekiç darbesi için bin doları çok buldu. Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istedi.

Uzmandan bir gün sonra aşağıdaki fatura geldi:

Makineye çekiçle vurma bedeli..............1 dolar

Nereye vuracağını bilme bedeli.............999 dolar

                                              Toplam: 1.000 Dolar

 

Kaynak: Aydın, İnayet. (2006). Eğitim ve Öğretimde Etik. Ankara: Pegem A      Yayıncılık.