Okulun, hani derler ya 'İllallah sınıfı'. Az çektirmez bize nöbetlerimizde. Ordan oraya koşanlar,şikayetler, tartışmalar vs vs vs......
Hani öğretmenler odasının haftada en az bir kez eleştiri yağmuruna tuttuğu sınıf. Koyu sohbetlerimizde sevgili Alican Hoca ( abi ) ki aynı zamanda velimdir kendisi; '' Arslan Hocam durumun farkındayım ama öğreniyor neticede bu çocuklar. Ben sınıfımda aktif gürültüyü hoş görüyorum. Gezinerek, konuşarak serbest davranarak da olsa öğreniyorlar neticede.'' cümleleri sarfederdi. Sınıfı 3. sınıf sbs de Türkiye ortalamasının üzerine çıkmış, ülke birincileri çıkarmış çok çok iyi akademik dereceye sahip bir sınıf.
Şimdi de biraz 4- Aaaaaaa? sınıfından bahsedeyim. Derslerde mükemmel bir grup çalışması sergilerler. Dersleri hazırlar,anlatır konuşur, tartışırlar. Aktif öğrenirler. Dışarıdan dinlediğinizde ders yapılmadığını düşünebilirsiniz. Tenefüslerde asgari düzeyde olumsuz davranış sergiler, göze batmazlar.
Öğretmenlerini bu aralar sınıfı bilerek terk edip dışarı çıkmışken yakalıyorum. Yakalaşıyoruz diyelim:) Bazen kulağı kapıda, bazen değil dolaşıyor koridorda. Kendi başlarına neler yapabildiklerini, nasıl davrandıklarını, sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerini kontrolde. Sınıf şu an minumuma doğru hızla ilerleyen istenmeyen davranış sergilemekte.
Tahmin ettiğiniz üzere 4-A ve bizi istenmeyen davranış diye nitelendirdiğimiz davranışları asgari düzeye indirerek 4-Aaaaaaa diye şaşırtan aynı sınıf. Şaşırtmaya devam et bizi Alican Öğretmenim.
Peki ne oldu da 4-5 gün öncesinde sihirli bir değnek dokunmuşcasına herşey değişti? Öğretmenim eline bildiğimiz bir değnek alarak davranışları baskıladı mı? Yoksa tüm bu değişim öğrencilerin kendi isteği mi? Sanırım bir ağaç dalının yaptığı etki o dal veya tutan el kaybolduğunda kaybolurdu. Ama öğretmenim sınıfta değilken bile sürüyor, sorumluklar yerine geliyor.
Alican öğretmenim kararlı. Bir hafta veya bir aya mal olsa bile değişim gerçekleşecek!!!
İlk günü sadece dersin kendilerine ait olduğunu diledikleri gibi kullanabileceklerini hissettirmekle geçirdi öğretmenim. Kimseye sessiz olalım, dinleyelim,hazır olalım vs demedi. Hazır olduklarında başladı. Kaybedilen zamanın onlara ait olduğunu anlattı belki de. Ne yaptı, neler söyledi adım adım bilmiyorum. Bildiğim, kimseyi uyarmadı, onlarla konuştu sadece.
Bildiğim diğer birşey, DEĞİŞİM gerektiğini fark eden ve gerçekleştirmek için bir planı olan bir öğretmeni hayran hayran izlediğim bu günlerde.
İki yol vardır önünüzde: değişime ihtiyacınız yoktur; o zaman şikayet etmeye de hakkınız yoktur.
Rahatsızsanız değişime ihtiyacınız vardır ve bu da ancak zinciri bir yerden kırarak, döngüyü kopararak gerçekleşir.
Sevgili öğretmenim,velim Alican Bingölbalı, dilim döndüğünce anlattım seni. Yanlışım eksiğim kusur sayılmasın. Düzeltirim eklerim, abimi takipteyim.