Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
KÜÇÜK ŞEYLERİ KÜÇÜMSEMEYİNİZ..

KÜÇÜK ŞEYLERİ KÜÇÜMSEMEYİNİZ..

Küçük Şeyler, 
                  
İkiz kulelere saldırı sonrasında , binadaki firmalardan birinde hayatta kalanlarla yapılan sabah toplantısında, o toplantıya katılanlar, 11 Eylül sabahı İŞE NİÇİN GEÇ KALDIKLARINI anlatmışlar. 
                
O sabah,
 
-Bir firma müdürü o gün oğlu ana okuluna başladığı için İŞE GEÇ KALMIŞ...
-Birinin o gün ofiste kahvaltıda  yenecek olan poğaçaları  alma sırasıymış.
-Bayan elemanlardan birinin çalar saati o sabah çalmamış.
-Birisi kaza yüzünden trafiğe takılmış, geç kalmış.
-Biri otobüsü kaçırmış.
-Birinin kıyafeti lekelenmiş, üstünü değiştirmek vakit almış, geç kalmış.
-Birinin arabası çalışmamış.
-Biri telefonu cevaplamak için geri dönmüş, servisi kaçırmış.
-Biri huysuzluk yapan çocuğunu giydirirken geç kalmış.
-Biri taksi bulamamış, geç kalmış........ .
 
           
Ama en etkileyici olanı, birisi,  o gün yeni aldığı ayakkabıları giymiş, ayakkabılar ayağına vurmuş ve bir eczaneye uğramış, YARA BANTI ALMAK için......... ....Bu gün hayatta kalma sebebi olan YARA BANTINI almak için.........” 
           
Şu anda,  trafikte sıkıştığınızda, asansörü kaçırdığınızda, tam çıkarken çalan bir telefona cevap vermeniz  gerektiğinde, yani sizi  rahatsız eden KÜÇÜK ŞEYLER olduğunda, sabahınız tersliklerle başladığında, çocuklarınız giyinmek istemediğinde, arabanın anahtarını bulamadığınızda, bütün trafik ışıklarına takıldığınızda HUZURSUZ olmayın, SİNİRLENMEYİN. 
                                     
Bu küçük terslikler,  belki de o anlarda tehlikelerden korunduğumuz için yaşanıyordur. Ve biz, umarım, küçük sıkıntılı  anlarda bunun olası nedenlerini hatırlarız.

Yazarı bilinmiyor

 

 

 

 

YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE

YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE

Güzel bir hikaye...

YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE...

Zengin bir adam mersedes arabası ile şehirdeki dar bir yoldan geçiyordu. Birden,  yoluna aniden fırlayarak elindeki taşı arabasına atan bir çocuk gördü. 

Kapısına çarpan taşın sesi ile ani fren yapınca,  arabası kaldırım taşına çarparak durabildi.

Adam öfke ile arabadan fırlayıp, taş atan çocuğu kolundan tutarak sarsmaya  ve “Sen ne yapıyorsun serseri, bak arabamı ne hale getirdin” diyerek bağırmaya başladı.
                 
Üzgün ve suçlu tavır içindeki çocuk “Amca lütfen kızma, sizden önce geçen arabalara durmaları için işaret ettim, arabaların hiç biri durmayınca, sizin arabaya taş attım” dedi.

Ve, gözyaşları içinde, kenarda devrilmiş duran bir tekerlekli özürlü arabasını ve o arabadan düşerek yerde yatan birisini  göstererek  “Ağabeyim yürüyemiyor, onu tekerlekli arabası ile gezdirirken,  kayıp devrildi. Ağabeyim   yere düştü, kaldırmaya gücüm yetmedi, gelen geçen kimse de yok, siz onu yerden kaldırıp tekerlekli arabasına tekrar oturtmama yardım edermisiniz” dedi.. 
                  
Zengin adam, ne diyeceğini bilemeden, boğazındaki düğümden yutkunarak kurtulmaya çalışarak, yerde yatan çocuğun yanına gitti, onu kaldırıp tekerlekli arabasına oturttu ve cebinden temiz bir mendil çıkararak bacağındaki kanları sildi.
                  
Küçük çocuk abisini tekerlekli arabasıyla alıp giderken, hiçbir şey söyleyemeden  arkalarından bakakaldı.
                   
Arabasına döndüğünde, çocuğun attığı taşın, arabasının kapısında bıraktığı oyuk şeklindeki  DERİN  İZİ  gördü. 
                   
Ve zengin adam, bu derin taş izini hiçbir zaman tamir ettirmedi.
                   
Arabadaki bu taş izini şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:
 
Hiçbir zaman, yaşamın içinden,  birilerinin seni durdurmak ve dikkatini çekmek için TAŞ  ATMAYA  mecbur kalacağı kadar HIZLI geçme.

Yazarı bilinmiyor

 

BAŞARI NEDİR??

BAŞARI NEDİR??

Bu güzel şiiri sizlerle paylaşmak istedim..

                                              BAŞARI NEDİR?

Başarı nedir?

Sık ve çok gülmek;

Akıllı insanların saygısını ve

çocukların ilgi ve sevgisini;

Dürüst eleştirmenlerin övgüsünü kazanmak

ve sahte dostların ihanetine dayanabilmek;

Güzelliği takdir etmek;

Herkesin iyi taraflarını görmek;

Dünyayı ya sağlıklı bir çocuk, ya güzel bir bahçe ya da düzeltilmiş bir sosyal durum ile terketmek;

Sizin sayenizde bir kişinin bile rahata erdiğini bilmek;

İşte bunlar başarıdır.

                                                                                  Ralph Waldo Emerson

 

438 YIL ÖNCE...

438 YIL ÖNCE...

montaıgne.jpg

                                                           438 YIL ÖNCE….

 Montaigne 1533-1592 yılları arasında yaşamış bir düşünür. Montaigne’in bütün ömrü boyunca yazdığı tek kitabı olan “DENEMELER” de serbest düşün, rahat söyle felsefesi hakim.

 Montaigne’in 438 yıl önce kaleme aldığı “Bilgi ve Düşünce” isimli yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

                                               BİLGİ VE DÜŞÜNCE 

Öğrenimden kazancımız daha iyi ve daha akıllı olmaktır. Epiharmus der ki, insan düşünce ile görür ve duyar; her şeyden yararlanan her şeyi düzene sokan, başa geçip yöneten düşüncedir; geri kalan her şey kör sağır ve cansızdır. Şu kesin ki çocuğa kendiliğinden bir şey yapmak özgürlüğünü vermemekle onu korkak bir köle durumuna sokuyoruz. Retorika ve gramer üstüne, Cicero’nun şu veya bu cümlesi üstüne öğrencisinin ne düşündüğünü kim sormuştur? Bunları Tanrı sözü gibi belleğimize basmakalıp yapıştırırlar; harfler ve kelimeler, anlatılan şeyin kendisi haline gelir. Ezber bilmek, bilmek değildir; belleğimize emanet edilen her şeyi saklamaktır. İnsan, kendiliğinden bildiği her şeyi ustasına bakmadan, kitaptaki yerini aramadan, istediği gibi kullanır. TAMAMİYLE KİTAPTAN BİR BİLGİ NE SIKICI BİR BİLGİDİR! Böyle bir bilgi bir süs olarak kullanılsın: …..

 

438 yıl önce Montaigne bunları düşünmüş ve söylemiş. Bana ilginç geldi. Siz ne dersiniz?

Kaynak: Montaigne. Denemeler. (S. Eyüboğlu, çev.) İstanbul: Cem Yayınevi

22-24 Ekim Manisa Ahmetli Barbaros İlköğretim Okulu Eğitimi

22-24 Ekim Manisa Ahmetli Barbaros İlköğretim Okulu Eğitimi

 

 

 IMG_2229.JPG

 

 Manisa Ahmetli Barbaros İlköğretim Okulu'nun öğrenme hevesi ile dolu, katılımcı, güleryüzlü, konuksever öğretmen ve yöneticilerine, eğitim süresince yapıcı önerileriyle bana destek olan ve eğitimin daha rahat geçmesini sağlayan eğitmen arkadaşım Ahmet Bulun'a, eğitim sonrasındaki sohbetlerimizde bizlere çok değerli bilgiler aktaran, onunla konuşmaktan onur duyduğum  uzman eğitmen Serap Benibol'a, paylaşımlarından ve samimi arkadaşlığından büyük keyif aldığım sevgili arkadaşım eğitmen Feyza Yıldırım'a ve tüm bu güzel insanları bir araya getiren ÖRAV'a sonsuz teşekkürler. Her eğitimde çantamı yeni bilgilerle dolduruyor, çantamda bulunanları da dostlarla paylaşıyorum. Bundan daha güzeli var mı? Herkese teşekkürler.