Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Olağanüstü kadınlara...

Olağanüstü kadınlara...

BEN YATIYORUM.....
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.
Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum,                
ben yatıyorum.'
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu,       demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için                         masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp     yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin     borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.          Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı,
eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı,
gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp       sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?

Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ
ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz!
bu yazıyı tanıdığınız olağanüstü kadınlara gönderin 
SONRA DA ARTIK YATIN !

Mükemmel Kadın Olmayın!

Mükemmel Kadın Olmayın!

Mükemmel Kadın Olmayın!

“Mükemmel kadın” denildiğinde aklınıza ne gelir? Toplumun ve yaşamın üstüne yapıştırdığı tüm sıfatları eksiksiz yerine getiren kadın!

Mükemmel Kadın Olmayın!

 

İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur? Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar!

Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla kolaylaştırdığında, iyi bir iş yapmış olmaz. Her sorunu çözebilen, sorumlulukları üstünde taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü çaba gösteren kadın, karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.

İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır. Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak bir şey bırakmaz. Armut piş, ağzıma düş! İlişkiler, paylaşım olmadan büyümez. Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar, dersler ve çaba ile doğru orantılıdır. Çocuğunun okul ödevlerini kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engellediğinin farkında değildir. Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir. Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.

İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri genellikle hayal kırıklığı ile biter. En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz kadınlardır. Neden aldatıldıklarını anlayamazlar. Üstelik, eşlerinin seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır. “Benim neyim eksikti?” Bu cümlenin cevabı havada kalacak

fark ettirdikleri

fark ettirdikleri

Heyecanlı, yüksek sesle konuşan ve en kötüsü "söyleyeceğim çok önemli sözünü kesebilirim."diyen bir ben. Aslında içten içten bilmiyor değidim yanlış olduğumu... Ne çare elden bir şey gelmez ben böyleyim işte...Değilmiş. Öğle olmayabilirim.

Fark ettirdikleri (Örav ekibinin) bu bir haftada bana; daha sakin olabildiğim,yüksek sese ihtiyacım olmadığı. En önemlisi sonona kadar dinleyebilme becerisi...

Alanya'dan döneli bir hafta oldu. Çocuklarım farkı fark ettiler. Umarım yarından itibaren öğrencilerimde.

Şimdi aklıma bir de Kayhan Bey'in eğitimin kapanışındaki konuşması geldi. "Çok heyecenlısınız, bu heyecanı zamanla yitirebilirsiniz. Devam ettirmek için alıştırmalar yapmalısınız..." demişti. Öğle yapacağım.

Çünkü bu kişisel kazanımlarımdan vazgeçmeye hiç niyetim yok. Daha olumlu, daha sakin, iletişim becerileri gelişmiş bir anne ve öğretmen olma yolunda yürümeye devam edeceğim.

TEŞEKKÜRLER...FARK ETTİRDİKLERİNİZ İÇİN.