Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
28 MART 2015 GAZİANTEP/ ASİYE ZİYLAN İLKOKULU ÖĞRETMENİ MEHMET BİLGİÇ’ E ŞİİRİ İÇİN TEŞEKKÜRLER…

28 MART 2015 GAZİANTEP/ ASİYE ZİYLAN İLKOKULU ÖĞRETMENİ MEHMET BİLGİÇ’ E ŞİİRİ İÇİN TEŞEKKÜRLER…

28 MART 2015 GAZİANTEP/ ASİYE ZİYLAN İLKOKULU ÖĞRETMENİ MEHMET BİLGİÇ’ E ŞİİRİ İÇİN TEŞEKKÜRLER…   BİZ SEMİNERİ ÇOK SEVDİK Biz ne seminerler gördük Kaç tanesinden firar ettik. Kuralları biz belirledik, Bu semineri çok beğ...

SINIFIMIZIN GÖZDE ÖĞRENCİSİ

SINIFIMIZIN GÖZDE ÖĞRENCİSİ

17 yıllık öğretmenliğimde hiç gözde öğrencim olmadı. Olmadığı için hep velilerimle aram açıldı. Öğretmen velilerimle, arkadaşlarımla ilişkimiz kopma noktasına geldi. ÖRAV’la tanışana kadar bunun neden böyle olması gerektiğini velilerime anlatamamış. Her öğrencinin ayrı yetenekleri ve güzellikleri vardı. Ben oldukları halleriyle hepsini seviyordum. Hepsi gözde öğrencimdi. Sınıfta doğal liderler zaten çıkıyordu. Benim bir şey yapmama gerek kalmıyordu.  Herkesin sorumlukları vardır. Herkes sınıfta bir işi olduğunu, bir katkısı olduğunun farkındadır. 23 Nisanlarda, cumhuriyet bayramlarında, yılsonu gösterilerinde sınıfça çıkardık/çıkarız. Başrol gerekiyorsa onlar en iyi yapacakları seçer zaten.

Şimdi arada sırada öğle sorunlar yaşıyorum velilerimle tabii ki. Bunu onların kişisel özelliklerine yoruyorum. Bir şeyi doğru yaptığınıza inanırsınızda nasıl açıklayacağınızı bilemesiniz yaa. Benim ki öyle bir şeydi sanırım. Artık onlara ne diyeceğimi daha iyi biliyorum.

- Biz bir takımız.

-  Her birimiz elin bir parmağı, ağacın bir dalıyız.

- Bizde en iyisi yok. Birlikte olunca en iyisi oluyoruz.

 

                Bugün yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konuyla mı ilişkili bilmiyorum. Yusuf Ziya Hocamın güncesini okur okumaz aklıma ilk gelen, gözümde canlanan bu olay oldu.

Sizi Fatma ile tanıştırmak istiyorum. Kaynaştırma öğrencim. Aslında özel eğitim iş okulunda olması gerekiyor. Ailesi iş okulundan ürktüğü için raporunu değiştirmişler. Şimdi bizim sınıfta. Bizden biri. Bu gün sınıfta ormanların korunmasına yönelik afiş çalışması yaptık. Fatma kendi grubunun yanı sıra bireysel bir çalışmada yapmış. O da sunum yapmak istedi. Hiç konuşmadı, sadece resmini gösterdi. Arkadaşları konuştu onun yerine. Hepimiz hepimizin gözdesiydik çünkü. Neler mi söylediler?

Öncelikle alkışladılar. Sonra “ağacın harika olmuş” dediler. Kendi grup arkadaşları “bize de bir çiçek çizdi” dediler. Yan gurup “gelip bize de bir ağaç çizdi çok güzeldi” dediler. ben birşey sormamıştım. Onlar kendileri dile geldi. Fatma okuma yazma bilmiyor. “elat” seslerini biliyor. Birleştiremiyor. 20’ ye kadar sayabiliyor. Daireyi ve üçgeni tanıyor. Birde renkleri. Hepimizin gözdesi.

 

14 Mart 2012 Çarşamba 15:52 18 Yorum

Örav eğitimlerinden hikayeler

Örav eğitimlerinden hikayeler

ÖRAV’ın katkısı: Bir eğitimden iki hikâye;

Bazı eğitimlerde bir okul çatısı altında birden çok okulun öğretmeni oluyor. Birbirini tanımayan öğretmenler eğitimin ikinci oturumuna kalmadan yıllardır aynı okuldaymış gibi bir takım oluveriyorlar. İki hafta önce Kahramanmaraş Merkez YİBO’nun öğretmenleri ile Köseli İ.Ö.O. ‘nun öğretmenleri…

 Eğitim fuarındayız. Bir gurubumuz kütle birimlerini ders tasarımının konusu olarak almış. Pazar yeri kurulmuş. Teraziler, domatesler, portakallar…  Ders akışının bir yerinde bir bulmaca.  Kilogramları grama, gramlara kilogramlara dönüştürmenizi isteyen küçük kâğıtlar. Her kâğıdın arkasında bir sayı ve bir harf. Sıraya dizince harfleri bulmacanın anahtar sözcükleri çıkıyor ortaya:

“YAŞASIN ÖRAV”

Bir eğitimde iki hikâye dedim ya… Güzelini sona sakladım.

Eğitimin son dakikaları, vedalaşıyoruz. Merkez YİBO’nun müdürü Mehmet Bey bize teşekkür ediyor. Sonra, sonra… Köseli İ. Ö. O. öğretmenlerine ve okul müdürü Burhan Bey’e dönüyor:

-          Bu ÖRAV seminerinde öğretmenleriyle tanıştığımız Köseli İ. Ö. O. bundan sonra bizim KARDEŞ OKULUMUZDUR.  Karınca kararınca birkaç ihtiyaçlarını giderecek küçük bir paket hazırladık onlara.( paspaslar, süpürgeler, kürekler, temizlik malzemeleri…) Bundan sonra kardeş okulumuzun ihtiyaçlarını bize bildirmeleri yeterli. İmkânlarımız dâhilinde elimizde olanları paylaşmaya hazırız. Kapımız her zaman onlara açık. Bir telefon etsinler, kapımızı çalsınlar yeter, diyor.

Köseli ilköğretim Okulu müdürü Burhan Bey’in gözleri ışıl ışıl, mutlu, teşekkür ediyor okulu adına Mehmet bey’e ve ÖRAV’a…

Biz… ÖRAV iyi ki var diyoruz…

İyi ki varsın ÖRAV….

 

ÖĞRETMENİMİZ KOMİK VE BİZİ SEVİYOR...

ÖĞRETMENİMİZ KOMİK VE BİZİ SEVİYOR...

Helin Sıla,

Annesi babası öğretmen olan çok sevdiğim arkadaşlarımın çok sevdiğim 8 yaşındaki kızları. 2. Sınıf öğrencisi. Okul değiştirdi bu sene. Dolayısıyla öğretmen de. “Nasıl öğretmenine alıştın mı? Aranız nasıl?” Diyorum.

-İyi.

- Nasıl iyi?

- Esprili. Hatta çok komik. Bizi seviyor.

- Nasıl komik yani? Sizi sevdiğini nasıl anlıyorsunuz?

-Birimiz yere düşse kaldırıveriyor hemen. Ardından “yeri niye öpüyorsunuz ki? Ben buradayım. Gelin beni öpün. Ben her zaman sizi öpmeye hazırım.” Diyor. Yere düşen acısını unutuyor gülmekten. Bizi öpüp sarılıyor. “İyi misin?” diye soruyor. Öyle bir sarılıyor ki düştüğümüzü unutuyoruz.

 

 

BİR SINIFIN KURAL OLUŞTURMA SÜRECİ

BİR SINIFIN KURAL OLUŞTURMA SÜRECİ

1. sınıf öğretmeni Murat öğretmen,( Artık 3. Sınıf oldular.) 54 öğrencisi var. Elinde bir fotoğraf makinesi, öğrencilerinde görmek istediği her güzel davranışı fotoğraflıyor. Sınıfın bir duvarını boşaltmış, fotoğrafları bastırıp bastırıp oraya asıyor. Öğrenciler duvarda resimlerini görmekten mutluluk duyuyor. Biz merak içindeyiz…

Aradan 3-4 hafta geçiyor geçmiyor. Fotoğrafların duruşu değişikliğe uğramış. Artık anlat diyoruz. Anlatıyor Murat öğretmen:

Birlikte yaşama geçiş kural ihtiyacı doğurur değil mi? Biliyordum bugünün geleceğini. Fotoğrafları çekerek hazırlık yapıyordum. Birkaç gündür şikâyetler arttı. Beklendiği üzere.  Geçtim fotoğraf duvarımız başına. Fotoğraflardaki her anı hatırlıyor çocuklar.

_ Nöbetçiydim, pencereyi açıp sınıfı havalandırıyordum.

_  İçtiğim sütün boş kutusunu çöpe atıyordum.

_ Beslenme yapmadan önce ellerimi yıkamıştım.

_ Arkadaşım kalemimi izin isteyerek almış, ardından teşekkür etmişti.

_ Arkadaşım beni istemeyerek düşürmüş. Ardından kalkamama yardım ederek benden özür dilemişti.

_ Zil çalıp siz gelene kadar araç gereçlerimizi hazır edip akıllı akıllı oturduğumuz için fotoğrafımızı çekmiştiniz.

_....

_....

Şikâyetleri doğrultusunda fotoğrafları üçe grupladım:

*Temiziz

*Saygılıyız

*Sorumluluk sahibiyiz

Böyle davranırsak sınıfımız nasıl olur? Bir düşünün bakalım dedim. Şikâyet edecek, rahatsızlık duyacak bir durum olur mu?

Cevap: Tabi ki olmaz. Güvenli, mutlu… bir sınıf…

 İyi o halde bu gruplanmış fotoğraflar bizim kurallarımız olsun mu?

Cevap: Evet

Bu kadar.. O duvardaki resimler bizim üç kuralımızı simgeliyor.

Evet,  Murat öğretmenim kural ihlali olunca duvara yanaşıp uygun fotoğrafa bir dokunuyor. Öğrencileri ne demek istediğini anlıyorlar. Arada sırada fotoğrafları yeniliyor. O duvarda olumlu davranışlarıyla 54 öğrencinin fotoğrafı vardı. Yıl boyunca sınıfa yeni gelen, sınıfından giden öğrenciler oldu. Bunu fırsat bilip kuralları yeni gelenlerin fotoğraflarını ekleyerek hatırlattı. Güzel bir şey olunca; iyi ki bu kuralları oluşturmuşuz. İyi ki kurallarımıza uyuyoruz, iyi ki bu güzel, mutlu sınıftayız. Diyorlar. Rengârenk, etkinliklerle dolu, temiz bir derslikleri var. Nöbetçiyken sınıfa girip kapıyı çeken, sınıfın içinde birbirleriyle uyumlu bir şekilde dolaşıp gülen çocukları kapıdaki pencereden görebilirsiniz.

Ellerine yüreğine sağlık Murat öğretmenim…