RENKLİ KAVANOZLAR...
Klasik pamuk arasında çimlenme gözlemini biraz daha renkli hale getirdik hep birlikte.Büyük renkli(tercihen tek renkli)peçetelerin içine beyaz tuvalet kağıdı doldurarak kavanozlara yerleştirdik önce.
Her öğrenci istediği gibi kavanozunu süsledikimileri isim bile verdi.
Daha önceden bir süre ıslatılmış tohumlar kavanozun dış kısmına yerleştirilir.
Her gün çimlenmenin aşamalarını çok net bir şekilde gözlemlemeye başlar öğrenciler.
Bu arada her gün yaptıkları gözlemleri kendi tuttukları defterlere neler düşündüklerini de katarak not alırlar.
FARKLI BİR ÇALIŞMA
öĞRENCİLERİMİZİN HAYAL DÜNYALARININ PERDELERİNİ BİRAZ DA OLSA ARALAMANIZA YARDIMCI OLABİLECEK BİR ÇALIŞMA.
KAĞIT ÜZERİNDEKİ ÇEMBERLER İLK BAKIŞTA SİZE NELER ÇAĞRIŞTIRIYOR SORUSUYLA BAŞLIYOR.SÜRE VERİLİYOR VEEEE ORTAYA ÇOK ŞAŞIRACAĞINIZ SONUÇLAR ÇIKABİLİYOR.BU ÇALIŞMA FARKLI KAYNAKLARDA "YARATICILIK ÇALIŞMASI" OLARAK GEÇİYOR,DENEMELİSİNİZ........................
ÇÖZÜM KALDIĞINIZDA......
Sevgili Ali hocamın bir paylaşımını ben de sizinle paylaşmak istedim çoook anlamlı doğrusu.
Yaşlı baba öldükten sonra 3 oğluna sahip olduğu 17 deveyi miras bırakır.
Paylaşım için şöyle bir yöntem belirlemiştir: ilk oğluna develerin yarısını, ikinci oğluna üçte birini, üçüncü oğlunaysa dokuzda birini bırakır. Ancak çocuklar bunu hayata geçirmeye çalışınca duvara toslar. 17 sayısı ne ikiye, ne üçe, ne de dokuza bölünmez. Bir türlü paylaşımı gerçekleştiremezler.
Sonunda köyün yaşlı, bilge teyzesine giderler. Bilge uzun süre düşündükten sonra “size yardımcı olamam ama isterseniz benim devemi alabilirsiniz” der. Böylece 18 develeri olur.
İlk çocuk develerin yarısını; yani 9 tanesini alır. İkinci oğlan üçte birini; yani 6 tanesini, üçüncü oğlansa aynen vasiyetteki gibi dokuzda birini yani 2 tanesini alır. Ancak toplamda 17 deve bölüşülmüş, 1 tane geride kalmıştır.
Onu da yaşlı bilge teyzeye geri verirler…
Bu Ortadoğu öyküsünü bana öğretense Amerikalı yazar William Ury oldu.
Çözümsüz kaldığınızda anlarda aklınıza gelmesi ümidiyle.....
HAYAL HIRSIZI
HAYAL HIRSIZI
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak
atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin
genç oğluna kadar uzanır. Babasının isi nedeniyle
çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı.
Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak
istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası..
çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine
sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir
kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.
Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi.
Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi.
Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000
metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.
Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev,
tam kalbinin sesiydi.. İki gün sonra ödevi geri aldı.
Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir
"0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.
"Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk..
"Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal"
dedi, hocası.. "Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun.
Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir.
Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da
alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız" ve ekledi:
"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden
yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."
çocuk evine döndü ve uzun düşündü. Babasına danıştı.
"Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin.
Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!."
çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir
değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına..
"Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi..
"Ben de hayallerimi..".....
<<...>>
O, orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki
1000 metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde
çerçevelenmiş olarak asılı.
Öykünün en can alıcı yani şu: Ayni öğretmen,
gecen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.
çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi,
"Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken,
hayal hırsızıydım. O yıllarda
öğrencilerimden pek çok hayal çaldım.
İyi ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."
MUTLU KALIN,
ESEN KALIN,
SEVGİYLE KALIN.
DERS:HAYAT BİLGİSİ
HAYAT BİLGİSİ :Etkinlik temelli öğrenme
SINIF:2
TEMA:Okul Heyecanım
KAZANIM:Neden Dengeli ve düzenli beslenmesi gerektiğini araştırır ve anlatır.
MERAK UYANDIRMA:
Öğretmen omuzda postacı çantasına benzer bir çanta, elde bir çok zarf ile “pooostaaa”diye bağırarak sınıfa girer.
İLGİ ODAKLAMA:Çantada renkli zarflarda bütün öğrencilerin adına yazılmış kısa mektuplar vardır.Bu mektuplar çeşitli besinlerin,hasta çocuğun, sağlıklı çocuğun bir doktorun vs.ağzından yazılmıştır.Besinlerden,örneğin süt kendi yararlarından bahsetmiştir,hamburger içinde neler olduğunu,bunların yararlarını zararlarını anlatmıştır,hasta çocuk nasıl beslendiğini,doktor beslenmeyle ilgili önerilerini anlatmıştır.Öğrencilere size mektup var diyerek hepsinin adına yazılmış mektupları verilir ve okumaları sağlanır.Kısaca mektuplarında neler yazdığıyla ilgili konuşturulur.Bunlardan hangilerinin dengeli beslenme için yararlı olduğu sorulur ve bu öğrenciler bir grup yapılır,aynı şekilde zaralı olan besinler sorularak gruplanır.Hasta ve salıklı çocuğun mektupta neler anlattığı söylettirilir.Son olarak doktorun mektubundaki tavsiyeler dinlenir.Öğretmen kısaca konuyu toparlayarak özetler.
YANSITMA ÇALIŞMASI:
Alan eğitimlerinde yaptığımız istasyon çalışması uygulanabilir bu bölümde,kartlara şiir, mektup,masal vs yazarak konuyla ilgili düşüncelerini yansıtmaları sağlanır.
Baysan Banu UZUN