Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Köy öğretmeni olmak

Köy öğretmeni olmak

      Sizlerle Ordu ilinde bir köyde Türkçe öğretmenliği yapan Değerli arkadaşım Altan Serkan Yılmaz'ın bir yazısını paylaşmak istiyorum.Bütün meslektaşlarımın mesleğini onun kadar sevmesi dileğiyle......
Eğitim bir sihirli değnektir. Dokunduğu yerde bir anda binbir çeşit
güzellikler yaratmaz.Ancak yazın olgunlaşan meyveler gibidir.Kışın
soğuğuna ,ayazına dayanmıştır.Baharda çiçek açmış , sabretmiş ,dişini
sıkmıştır ve emeğinin meyvesini almanın verdiği hazı tatmıştır.
Eğitim gören kadar, eğiten de önemlidir.Öncelikle bu iş bir sabır ve
inanç işidir.Kimse size gül bahçeleri vaat etmez.Karşılık
bekleyemezsin ve elinde sihirli değnek de yoktur.Seni
kamçılayan ,adapte eden tek şey ;senin gözlerinin içine bakan ,
bilgiye aç o minicik yüreklerin göstermiş olduğu başarılardır.
Ben bir öğretmenim. Öğrencilerimin başarısı benim övüncüm,
başardıkları kıvancım, ışıldayan pas tutmamış dimağları direncimdir.
Bende senelerce o küf kokan sıralarda dirsek çürüttüm, ben de o zorlu
yollardan geçtim evet eğitimimin karşılığını ben "öğretmen" olarak
aldım.Artık ben bir şeyler öğretecektim genç beyinlere.
Karadeniz'in yeşilin her yüzüyle bezenmiş dağlarının arasındaki
okuluma ilk gittiğimde şaşkınlıkla ,hüzün arasında bir duygu
kaplamıştı benliğimi.Kendini bile ısıtmaktan aciz bir sobanın başında
toplanan ve benimle aynı mesleği paylaşan insanların arasında bir
garip hissettim kendimi. . Okul, adeta tarih öncesinden miras,garip
bir hilkat garibesi.Gözümün önünde her şey giderek büyüdü,büyüdü..
Ama öğrencilerimle tanıştıkça,onların o saf ve ümit pırıltısıyla
parlayan gözlerini gördükçe hüznümün yerini kararlılık ve inanç
aldı.Burada yapılacak çok iş vardı ve ben bir an önce kolları
sıvamalıydım. : "Onlar, öğrenmeye aç olacak ben de öğretmeye. İsmim,
cismim bilinmese bile en ünlü sanatkar benim. Çoğu değer vermese bile
en kalıcı eserler benimdir." Diyerek yola çıktım.
Tarihte nice sanatçı, bestekar aldıkları o kadarcık eğitimle
şaheserler yaratırken ben de kendime şu soruyu sormalıydım:"Neden
olmasın?"
Öğretmen yıllardır hep muma benzetilir.Yalnız mum dibine ışık vermezse
de etrafındaki nesneleri alabildiğine ışıtır.Ben de sınıfa ilk
girdiğimde aydınlatmam gereken genç dimağlar olduğunu gördüm. Onlar
geleceğin aydınlık ve çağdaş Türkiyesi'nin baharıdır çünkü.

Bir özveri işidir öğretmenlik .Çoğu zaman kendi çocuğuna
göstermediğin ilgini ve şefkatini kendi öğrencilerine vereceksin.Ne
dilinde sihirli sözcük ne de elinde tılsımlı sopan olacak, sen
bildiklerinle ve öğretebildiklerinle yarının Türkiye'sini
aydınlatacaksın.

ATATÜRK'Ü NİÇİN SEVERİZ?

ATATÜRK'Ü NİÇİN SEVERİZ?

Ağzı kulaklarında         Rol model olmak,bu sözcükleri özellikle aldığım bu eğitimden sonra sonra daha fazla düşünür oldum.Kendimi biraz tarttım sonra.İşim bayağı zor,öğrencilerine örnek olacaksın,topluma örnek olacaksın,çocuklarına örnek olacaksın.Hangisi daha önemlidir diye düşünmeye kalktım,kendimce önce çocuklarıma örnek olmalıyım kararına vardım,sonra bu işin önceliği olamaz aynı anda hepsiyle iletişim içindeyim diye düşündüm sonra.Aslında kafam karıştı biraz....Neyse önceliğin evden başlaması gerektiğini düşündüren kendi çocukluğuma ait bir anım var benim. Hatırladıkça hem tebessüm ettirip,hem hala yanaklarımı kızartan bir anı.Yıl 1978-79 Banu 1.sınıf öğrencisi.Erzurum Ömer Duygun İlkokulu,Sınıf öğretmenim Hatice BARUTÇU Ki hala sınıfa girdiği ilk anı dünmüş gibi hatırlarım.Hayat Bilgisi dersinde Bize Atatürk'ü anlatıyor,kahramanlıklarını,cesaretini,zekasını.Bütün anlattıklarından sonra sınıfa Atatürk'ü niçin severiz? sorusunu yöneltti.Birden kafamda şimşekler çaktı ben bu sorunun cevabını biliyorum,deliler gibi parmak kaldırıyorum,öğretmenim nihayet beni gördü Banu söyle bakalım dedi.Cevabım için lütfen sizde hazır olun  ''tabiki Ecevitçi olduğu için severiz Atatürk'ü öğretmenim''dedim.Öğretmenim dondu kaldı önce ne dediğimi anlamaya çalıştı sanırım,sonra bastı kahkahayı neredeyse bir kaç ay boyunca sadece kendi öğretmenim değil okuldaki bütün öğretmenler beni görünce sürekli gülüyorlardı.İşin en acı tarafı da ben hala ne olup bittiğini anlayabilmiş değildim.Öğretmenim de dahil bana kimse bu söylediğimin anlamını,kendilerince neden bu kadar gülünç olduğunu anlatmamışlardı.Sonra bir akşam babam beni karşısına aldı sil baştan Atatürk'ü yaptıklarını anlattı.Sorulan sorunu cevabının ''yurdumuzu düşmanlardan kurtardığı için''olması gerektiğin söyledi.Kafam büsbütün karışmıştı,iyi ama babacığım zamanın siyasi karmaşası içinde bizim evde sabahtan akşama kadar günün siyasilerinin bir kısmından vatanı kurtaracak kahraman gibi,bir kısmından düşman gibi bahseden siz değil miydiniz?Hiç Atatürk'ten bahsetmemiştiniz,tanımıyorum onu ben diyebilseydim keşke o zamanlar.Neyse sözü fazla uzatmayayım anna baba olarak,öğretmen olarak,birey olarak rol model olmak .....İşimiz biraz zor galiba ne dersiniz?

AKÇAKALELİ HATİCE

AKÇAKALELİ HATİCE

            Evet Akçakaleli Hatice YUMŞAK.İlk görev yıllarımın, bana üniversiteden hatta aileden bile daha çok şeyler öğreten kara kızı..Küçücük yaşına rağmen(9)hayatı bu kadar sırtında taşıyan ,bu yükün altında ezilmemek için böylesine güçlenen o zamanlar, umarım benim çocuklarım da bu kadar akıllı ve güçlü olabilirler dediğim öğrencim.Bir öğretmenin söylediği şeylerle yaptığı şeylerin tutarlı olması gerektiğini ilk ondan öğrendim ben.Mesleğimin ilk yılları çok genç olmanın eh birazda paraya kavuşmanın coşkusuyla,yaşadığım yere göre fazla bakımlı ve süslü bir haldeydik arkadaşlamızla.Giyim kuşamın yanında tırnaklar upuzun,göz alıcı rengarenk ojeler.Ve ben bu halde ,2.sınıf öğrencilerine bir ders öncesinde Hayat Bilgisi dersinde temizliğin önemi.tırnakların kesilmesi gerektiği aksi takdirde başlarına gelebileceklerle ilgili bir sürü korku senaryosu anlattıktan sonra tırnak kontrolü yapıyorum.Üzülerek seylemeliyimki elimde koca bir sopayla  tırnağı uzun olanların ellerine de vuruyordum bir de....Sıra Hatice'ye geldiğinde bir baktım eller kir pas içinde tırnaklar uzun yer yer oje kalıntıları görünce avını gören atmaca gibi kaptığım gibi eline iki çubuk indirdim.Canının acısıyla gözlerimin içine bakarak ''ne vuruyorsun beee'' dedi o an sesimi yumuşatarak kendimce sebeplerimi sıralamaya başlıyordum ki,''sen kendi eline baksana''dedi bana.Birden kafamın içi allak bullak oldu kabahatimi gizlemeye çalışır gibi ellerimi arkaya saklayarak iki ama kelimesinden fazlası çıkmadı ağzımdan.Ne yapacağımı,ne diyeceğimi bilemedim.O gün Haticeyle göz göze gelmemek için çok uğraştım hiç bir mazaretim yoktu.Öğretmenin tırnağı uzunsa demek ki çok da önemli değil diye düşünmüş olmalı,üstelik ojeyide sırf öğretmeni gibi olabilmek için bulup buluşturup sürmüştü.Ben ne yaptım?eve gidene kadar sürekli bunu düşündüm,o akşam tırnaklarımı kesip ojelerimi sildim 18 yıldır bir daha da asla trınak uzatıp oje sürmedim.Öğretmenilk fedakarlık isteyen bir meslektir demez miyiz?hep.Bu çok kolay yapabileceğim bir fedakarlıktı benim için.Sevgili Hatice bana öğrencilerime örnek olmam zorunluluğunu,yaptıklarımla anlattıklarımın tutarlı olması gerektiğini anlattı.İlköğretim 1.kademede elinizdeki malzeme o kadar kırılgan ve hassas ki nasıl şekil verirseniz sonraki yaşamında öyle devam ediyor.Belli bir zamandan sonra değiştirmeye çalıştığımızda malzeme paramparça olup elimizde kalıyor ne yazık ki..Hatice YUMŞAK umarım iyi bir hayatın vardır,umarım gücünü hiç kaybetmemişsindir.Seni seviyorum....

TANIŞMA OYUNLARI

TANIŞMA OYUNLARI

  Merhabalar arkadaşlar,eğitim öğretim yılının başlarında sıklıkla ihtiyacımız olan tanışma oyunlarından bir kaç örneği sizlerle paylaşmak istedim .                                                                                                                            TANISMA OYUNLARI

El Sıkısma

Ama.: Katılımcıların birbirlerinin isimlerini .grenmesini ve iletisim kurmalarını saglamak.

Sayı: En az 30 kisi

S.re: 10 dakika

Tüm katılımcılardan oda içerisinde yürümeleri ve 10 dakika içerisinde olabildigi kadar çok kisiyle el sıkısıp, isimlerini s.ylerek

kendilerini kısaca tanıtmaları istenir.

M.zikli Balonlar

Ama.: Katılımcıların birbirlerinin isimlerini .grenmesini ve iletisim kurmalarını saglamak.

Sayı: En az 10 kisi

S.re: 10 dakika

Malzemeler: Katılımcı sayısı kadar balon, 5-10 tane Asetat Kalemi, CD ya da kaset .alar.

Tüm katılımcılara birer tane balon dagıtılır. Balonları sisirmeleri ve üzerine isimlerini ve geldikleri ilin adını yazmaları istenir. Daha

sonra müzik çalmaya baslar ve katılımcılar balonları havaya atarak karısmasını saglarlar. Müzik durana kadar amaç, balonların

tamamını olabildigi kadar havada tutmak ve yere düsmelerini .nlemeye çalısmaktır. Müzik durdugu zaman herkes en yakınındaki

balonu yakalayarak, ellerindeki balonun üzerinde ismi yazan kisiyi bulmaya çalısır.

Not:

Zamana ve katılımcıların istegine baglı olarak aynı oyun iki-.. tur halinde de oynanabilir.

Isim ve...

Ama.: Tanısma ve isimleri hatırlama

UNUTTUĞUM TATLAR

UNUTTUĞUM TATLAR

Gülümse      Herkese merhaba,çok zevkli etkinliklerle bezenmiş yoğun bir günü geride bıraktık yine.Kendimi o kadar şanslı hissediyorumki,birbirinden nitelikli bu kadar insanı tanıdığım için,böylesine iyi planlanmış içi dopdolu etkinlikleri,böyle harika eğitmenlerden aldığım için,böylesine seçkin bir ekibe dahil olabildiğim için,hangisinden başlamalıyım bilmiyorum.Günceme ,bana eğlenerek öğrenmeyi,kendimi özel hissetmeyi ve yeni arkadaş edinmenin tadını yeniden hissettiren sevgili örav ekibine teşekkür ederek başlamak istedim.İyiki varsınız,iyiki buradayım.....