Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
SORU SORMAK... KISIM II 6 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

SORU SORMAK... KISIM II

Bizler neleri merak ederiz ve sorarız?

Bilgisayarların yeni bulunduğu döneme ilişkin bir anekdot vardı: Bütün milletlerin temsilcileri bilgisayarın karşısına geçmişler, bilgisayara herkes soru soruyor. Bilgisayar da kısa ve yoğun bir işlemden sonra soruyu yanıtlıyor. Bizim temsilcimize sıra gelince sorusunu soruyor: “Ne var, ne yok?” vermesini istediğimiz cevap belli değil mi? İyilik, sağlık. Bilgisayardan bir süre işlem yapıldığına ilişkin sesler geliyor ama bir türlü yanıt gelmiyor, sonunda elektrik şerareleri ve dumanlar içinde kalan gereç iflas bayrağını çekiyor.

Karşılaştığımız zaman birbirimize sorduğumuz soruların çoğu da basmakalıptır ve anlamsızdır. Gerçekten, ne demektir. “Ne var, ne yok?” Bu aslında göründüğü kadar basit bir soru mudur?

  • Ne yapıyorsun? (Soruyu soran karşısındakinin ne yaptığını çok iyi bilmektedir) alınacak cevap bellidir “Hiç”.
  • Nasıl gidiyor? (Bu sorunun da belirgin bir hedefi yoktur, öyle laf olsun diye sorulmuştur,) karşısındaki de belirsiz bir el işareti yaparak “ne olsun” gibi, “idare eder” gibi doğru yanıtlar verir.
  • İşler ne âlemde? (Bu soruyla da hangi işlerin kastedildiği belli değildir, öyle sorulmuştur. Yanıt da aynı yüzeysellikte olur). Bu tür sorular başka bir açıdan bakıldığında iletişimi başlatmak için kullanırız?

Sorduğumuz sorular genel olarak kişiseldir ya da kişilerin özel hayatlarına duyulan merakın ürünüdür.

Birisiyle karşılaşıldığı zaman sorulan “Nerelisin?”, “Kimlerdensin?”, “Ne iş yaparsın?”, “Nerede oturuyorsun?”, “Evli misin?”, “Çocuk var mı?”, “Çocuklar iyi okuyor mu?” gibi soruların tümü de güvenlik soruşturmasıdır. Bu sorularla karşısındakinin güvenilir olup olmadığı araştırılır. Ya da kısa süreli arkadaşlıkların başlangıcında olabilir. Bu tür sorulara genellikle yolculuklar da karşılaşırız.

Çevremizle ilgili sorular da kişilerin ne yapıp yapmadığı, ne alıp almadığı, nerelere sahip olduğu türünden dedikodu sınıfına giren merak soruları değil midir?

Çocuklarımıza sorulan sorular da sığlığın ve çocuklara değer vermemenin göstergesi değil midir?

  • Anneni mi seviyorsun, babanı mı?
  • Bizim çocuğumuz olur musun?
  • Kazağını bana verir misin?

Çocuk biraz büyükse “okulu ve dersleri” ile ilgili sorulur sorarız.

Bu soru tipleri gerçekte “soran bir ilgi” göstermez.

Bilimle, kültürle, sanatla ilgili merak soruları ancak bu konularla gerçekten ilgili olanların bir bölümünde görülür. O çevrelerin de önemli bir bölümünün soruları değil, başkalarına aktarılması gereken yanıtları vardır.

Soru sormayı eğitiminize, yaşamımıza yerleştirebildiğimiz zaman bireysel gelişimimiz başlamış olur.

Soru sormayı yaşamınıza sindirdiğiniz zaman düşünme yoluna girmiş oluruz.

Hiç soramadığınız, sormaya çekindiğiniz, aklınıza gelen bir soru var mı?

Öğrenmek için kendimize veya çevremize neler ve nasıl sorular sorarız?

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...