KADERİN KIRMIZI İPİ
Nüfus cüzdanım geçse de karşı kıyıya, ben bu köprünün ortasında kala kaldım. Yetişkinlik deniyor karşı kıyıya ve kağıt gemileri su birikintilerinde yüzdürmekten hala hoşlanıyorsan; onu batırıyorlar. Yıldızlar neden kayar öğrendim; UTANÇLARINDAN... "
Peçete, reçete ne bulursam... karaladıklarımdan biri. Muhtemelen çalışma hayatına yeni atıldığım dönem ya da hayal kurmaktan dolayı hayal kırıklığına uğradığım ilk zamanlar. Yetişkin oyunları, hesaplarıyla tanışma vakitlerim. İlk adımlar...
Zordur yetişkinlik evet ama kıymet bilmeyi de öğretir. Zamanın, sevginin, aşkın... parayla satın alınamayanların!
Kirlenmemiş insanlar da çıkar çünkü o adımlarda karşımıza. Bölme, çıkarma işlemlerini ilişkilerinde kullanmayanlar. Artarsınız onlarla, paylaşsanız da eksilmez çoğalırsınız. Adına sonradan "dost" denir.
Dostlar, gitseler de kalsalar da "oradaki köyünüz" gibidir. Zamanın, mekanın tekelinde olmayan..."Eski dostlar..." söylenirken bile hep bir ağızdan fasıllarda, "Unutulmuş birer birer..." dese de ağzımız, içimizde özlemle anılırlar.
Sorumluluklarından soyunduğunda, kalbin gözü açıldığında aslında herkes köprünün ortasındadır.
Çin mitolojisinde" Kaderin Kırmızı İpi "adında bir inanış vardır. İnanışa göre; Tanrı her insanın ayak bileğine kırmızı bir ip takar ve kaderleri birleşecek insanları bu ipler sayesinde birbirine bağlarmış. Bu ip esner, kördüğüm olur fakat asla kopmazmış. Kaderimin birleştiği ya da birleşeceği tüm dostlara selam olsun...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...