5.SINIFLAR; SUDAN ÇIKMIŞ BALIKLAR-2
“Bir yılda 31.530.000 saniye var. Bir saniyede 1.000 mili saniye, milyon tane mikro saniye, milyar tane nano saniye. Nano saniyeleri yıllara bağlayan tek sabit şey, değişimdir. Atomdan galaksiye kadar tüm evren değişime uğrar. Ama biz insanlar değişimden hoşlanmayız. Ona karşı koyarız, bizi korkutur. Hayali bir durağanlık yaratırız. Dünyanın sabit kaldığına, şimdiki gibi olduğuna inanmak isteriz. Ama bir ana yapışıp kaldığımızda o an çoktan değişmiştir. Her nano saniye bir öncekinden farklıdır. Zaman bizi gelişmeye, uyum sağlamaya zorlar. Çünkü gözümüzü her kırptığımızda ayaklarımızın altındaki dünya değişir..." -alıntı-
5.sınıflar geçen yıl, her nano saniyenin bir öncekinden farklı olmasından da mega farklı bir değişimin –gelişim kelimesini kullanmak içimden gelmedi- başrol oyuncuları oldu. Bu role talip değildiler. Senaryoyu ne eğitimciler ne de veliler yazdı. Senaryo gökten zembille inince, verilen rol de doğal olarak “kurban” olmaktı.
1.sınıflar için seçenekler vardı, tereddüt edilse de… Doktor raporu, dilekçelerle bir şekilde erteleme yoluna gitti bilinçli ebeveynler. Kimyasal kavramlar girdi okul komisyonlarına. Homojen mi olsun, heterojen mi sınıflar? gibi mesela… Telefon zincirleri oluşturuldu. “ Siz nasıl dağıttınız?” cümlesiyle güçlendi okullar arası iletişim bağları. 1.sınıf alacak sınıf öğretmenlerinin saçları Türk filmlerindeki gibi bir gecede ağarmadıysa da, başları epeyce ağrıdı. “60-66 aylıkların sınıf öğretmeni ben olayım.” diyecek kahraman ya bulunamadı ya da onun için madalyalar hazırlandı okullarda…
5.sınıflar… Sudan çıkmış balıklar! Ne ebeveynleri, ne derslerine girecek branş öğretmenleri ne de okullar hazırdı onları karşılamaya. 4 ve 5. Sınıf ŞÖK toplantılarında geçmiş yıllarda, girdikleri şubelerdeki öğrencilerin durumlarını, sınıftaki olumsuzlukları annesi, babasıymış gibi sınıf öğretmenlerine sunan branş öğretmenleri şaşkınlığa uğradı. Karşılarında ergenusçayı henüz öğrenmemiş, su içmek için izin isteyen hatta düpedüz şefkat isteyen bir kitle vardı. Kuş yuvadan uçmaya, kanatlar yeterli olgunluğa sahip değildi besbelli...
Her nano saniye bir öncekinden farklıdır. Zaman bizi gelişmeye, uyum sağlamaya zorlar. Gözümüzü her kırptığımızda okula başlama yaşı, hangi kademede olacağın, o yıl takip edeceğin müfredat değişir. Hatta yayınlanmamış yönetmelikleri, basılmamış ders kitaplarını tahmin etmen, ayaklarının altındaki ülkenle, başın dönmeden değişmen gerekir.
4+4+4= 12 mi gerçekten?
"Şimdi bana (bu çocuklara) kaybolan yıllarımı(nı) verseler..." derken Sezen, bir tek değil, söyleyecek çoook söz var gerçekten. 12'yi bulana dek, bilimsel...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...