Bir yıl başı arifesi...
“Neden sizin insanlarınızın şarkıları, hep yağmur üzerine?” diye sordu antropolog, karşısındaki Hopi Kızılderilisine. Yanıt manidardı:
“Bizim şarkılarımız çoğunlukla yağmur üzerinedir çünkü bizim buralarda yağmur çok az yağar ve çok istenilen, özlenilen bir şeydir. Dikkat ettim; siz beyazların şarkılarının çoğu da “aşk” ve “sevgi” üzerine... “
......................................
“Tam bir dolar seksen yedi senti vardı.” Bir dakika, bir şey eksik…
Gülümcan çalmalı…
Kanatları var ya melodilerin!
Gülümcan da bunlardan biri. Onu ne zaman duysam beni, şiirden bir diyara götürür. Atmosferi gibidir oranın. Ne okusanız onun yolculuğunda sanki biraz daha soslanır…
Kanatları vardır bazı melodilerin, öykülerin, şiirlerin…
O çalarken, O.Henry’nin “Noel Hediyesi” öyküsünü okumak da bir yıl başı arifesi, masalsı bir tatdır.
“Gülümcan” şiirden yıldızlar serper yola. O.Henry, birbirleri için en kıymetli şeylerini feda eden iki akılsız genci anlattığı öyküsüyle, bireysellik abidesi haline gelmiş hayatlarımızı sarsar.
Çok ama çok fakir, genç bir çiftin hikayesidir bu.
İftihar ettikleri iki şeyleri vardır. Birisi Jim’in aile mirası altın cep saati, diğeri Della’nın altın bir çağlayana benzeyen saçları.
Noelde ikisi de hediye almak ister eşine. Kız, o muhteşem saçlarını kestirip perukçuya satar, Jim’in gurur duyduğu saatine bir köstek almak için. Erkek de saatini satar, Della’nın saçlarına bir çift altın tarak toka için…
.....................................................................................
Yeni yıl umuttur... Dilek ağacıdır sanki. 365 çocuğun en şımarığı...
Fark ettiniz mi? 31 Aralık kimsesizdir. Bitsin diye geriye bile sayılan, yılın en bahtsız günüdür. Kutlanan o değil, gelecek olandır. Bitsin isteriz, bitsin ki yeni olan başlasın. Yeni olanda, eskisinde eksik ne varsa onlara gebe olsun, güneş gibi doğsun isteriz hayatımıza. Kırmızı iç çamaşırları, duvara atılıp çatlatılan narlar vs. ritüellerle şansta, sağlıkta, parada, huzurda kapımızı çalsın, kurtarsın bizi isteriz. Oysa 31 Aralık; Della'nın kesilip giden o güzelim saçları, Jim'in aile yadigarıdır. Yeni yaprağa; ne kattığımızdır. Vazgeçemediklerimize, vazgeçtiğimizdir...
Takvim yaprağı, bir sayfa ileri, bir sayfa geri... 31 Aralık- 1 Ocak. Nereye gidersek gidelim, kaç sayfa ilerleyeceğimizi bizim seçimlerimiz belirler. Donlar, narlar; hikaye. Işığı zamana, mekana değil içimize tutalım. O yol göstersin bize…
Başkalarının yüreklerine zarar vermeden, bizimle yürüyenleri, sahip olduklarımızı unutmadan, kendi kalbimizin sesini sonsuzca dinleyebileceğimiz, hayatımıza “YAŞANDI!” damgası vurabileceğimiz nice güzel, anlamlı senelere dostlar…
Sevin, sevilin ve gülümseyin ki başka şeylerin eksikliğini anlatsın biraz da şarkılar...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...