NE YAPSIN KÜÇÜK BALIKLAR AKINTIYA KARŞI YÜZEMEDİLER Kİ
Yaklaşık 5 yıl önce üstün zekalı çocukların eğitimi ile ilgili katıldığım bir seminerde sevgili hocamız Prof. Dr. Nuray SUNGUR OAKLEY sürekli bu cümleyi tekrarladı’’ Ne yapsın küçük balıklar akıntıya karşı yüzemediler ki’’. O günlerde üstlendiğimiz misyon gereği herhangi bir ayrıntıyı kaçırmamak için dersin içeriğine kendimi öylesine kaptırmıştım ki 5 gün boyunca bu cümleyi bir slogan gibi duydum. Bugün o eğitimin ismini dahi hatırlamıyorum ama zaman geçtikçe karşılaştığım olaylar sürekli bana bu mesajı hatırlattı.
Bürokrasinin çarkları arasında gezindikçe küçük balıkların gerçekten akıntıya karşı yüzemediklerini gördüm, meslektaşlarımızın bu durumdan nasıl muzdarip olduğunu ve bu durumun onların enerjisini nasıl tükettiğine şahit oldum. Örneğin matematik öğretmeni bir meslektaşımızın amiri tarafından çağırılıp en az 20 tane matematik proje başvurusu yapmalısın denildiğinde nasıl dumura uğradığını gördüm. Başka bir meslektaşımızın büyük bir heyecanla başladığı bir işte önüne çıkarılan engellerle nasıl bıktırıldığına şahit oldum. Ne yapsın küçük balıklar akıntıya karşı yüzemediler ki.
Şimdi eminim herkes buradan kendine bir pay çıkarmıştır ve kendini küçük balık gibi hissetmiştir. Değerli meslektaşlarım inanın bizden küçük balıklarda var, hani arada bir 'saçmalama evladım' dediğimiz küçük balıklar. Çok kullandığım bir örnektir. Eminim 30 yıl önce bugünkü cep telefonunu tarif eden bir insana "saçmalama" demişlerdi. Saçmalayan insanlar bu telefonu yaptı. Bizden büyüklere bir şey yapamasak da bizden küçük balıkların akıntıya karşı yüzmesine yardımcı olalım.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Haklı olmak bazen acıtıcı olabiliyor. Haklısın öğretmenim, küçük balığız. Özgür düşüncenin olduğu yerde büyük balık olabiliriz. Direnmeye devam. Hayat bir mücadeledir.
Ömer Çelikkol
20.2.2012
"Küçük Kırmızı Balık" hikayesini hatırlattığınız için teşekkür ederim. İhtayacım varmış...
Yusuf Ziya Güldere
20.2.2012
"Bizden küçük balıkların akıntıya karşı yüzmesine yardımcı olalım." Hep birlikte. Konumumuz ne olursa. Yüreğine sağlık Ali KARA
VEYSEL PARLAK
21.2.2012
Ali öğretmenim yazınız bana ezginin günlüğünden "Akıntıya Karşı" şarkısını hatırlattı bende onu paylaşmak istiyorum. Akıntıya Karşı:Uzun bir yol vardı, nehir boyunca/Derin yamaçlardan dağlara doğru/Bir çocuk bulutlara çıkardı/Gördüğü düşün kanadıyla/Saçlarında bir yaz yağmuruydu/Ellerinde nergis kokusu/Dünya inan ki bildiğin gibi değil çocuk/Bir dümensiz sandal, belki oyuncak bir kayık/Leyla sensin, sevdiğin hayal değil çocuk/Eski bir sevdadır akıntıya karsı yolculuk/Geceydi ay vardı, bütün hayatımız/Uzak bir yıldızdan düşmüş gibiydi/Dilimde bir gençlik şarkısıyla/Aradım eski hayalleri/Vakitsiz geçip giden trenlerde/Sevgili arkadaş yüzleri/Dünya inan ki bildiğin gibi değil çocuk/Bir dümensiz sandal, belki oyuncak bir kayık/Leyla sensin, sevdiğin hayal değil çocuk/Eski bir sevdadır akıntıya karşı yolculuk
Ahmet Gündüz
21.2.2012
Bize eşlik eden küçük balıklarla akıntıya karşı, geleceğe doğru yolculuk...Kim bilir belki büyük balıklar da bu manzara karşısında aşka gelip bize katılırlar.
Koray Kale
9.9.2012