E-Kampus'te Motivasyon Dersi
Ders seçimleri 1 Aralık'ta başlıyor.
Merhaba,
Geçen haftasonu eğitmen arkadaşlarımdan Gülay Yaşar hocayla beraber TÜYAP'a gittiğimizde, bir gün öncesinde bir toplantı sırasında ismi geçen Melih Arat adlı yazar'la şahsen tanışma ve bir iki dakika sohbet etme fırsatı bulduk. Ardından 2 kitabını (Sıradışı Yaşam Becerileri ve Limit Siz) keyifle okudum. Kitaplarla ilgili yorumumu yazmak için web sitesine www.meliharat.com girdiğimde kendi uzmanlık alanım olan yabancı dil öğrenmeyle ilgili hoşuma giden yaratıcı ve faydalı uygulama örneklerine rastladım ve sizlerle de paylaşmak istedim. Sizlerin de dil derslerinizde kullandığınız, grubunuza uyarladığınız, ihtiyaca yönelik geliştirdiğiniz yaratıcı çalışmalar mutlaka vardır diye düşünüyorum. Paylaşırsanız sevinirim.
Sıra Dışı İngilizce Dersi
Melih Arat
İlkokul dördüncü sınıf öğrencilerine İngilizce’yi eğlenceli bir şekilde anlatabilmek için ilk dersimizde bütün öğrencilerime İngilizce isimler taktım.
Kimi çok sevdiği bir çiçeğin, kimi sevdiği şarkıcının, kimi de sevdiği meyvenin adını almak istedi. Bununla beraber her öğrencim ileride yapmak istediği mesleğe de daha o zamandan kavuşmuştu; çünkü İngilizce dersinde herkesin bir de mesleği vardı. Böylelikle daha ilk derste öğrenciler farkına bile varmadan 60’a yakın kelime öğrenmiş oldu. Yıl boyunca İngilizce dersinde herkes birbirine İngilizce isimleriyle hitap edecek, kendi mesleğini tanıtan sunumlar hazırlayacak ve bu sunumları büyük kartonların üzerine resimler çizerek gerçekleştirecekti. Örneğin sınıfta doktor olmayı seçen öğrencimiz Dr. Sun, kartona bir hastane, hemşire, hasta, ilaç, ambulans ve doktor denilince akla gelen her şeyi çizecekti. Çizdiği bu resimlerin altına da bunların İngilizce karşılıklarını yazacaktı. Her derste üç kişi kartona çizdiği resimlerin İngilizce karşılıklarını sınıfa öğretti ve kartonda yer alan kelimeleri kullanarak basit cümleler kurdu. Sunumu biten öğrencilerin kartonları sınıfın panosuna asıldı. Çocuklar bu etkinliklerden çok zevk aldılar ve bir çeşit oyuna dönen dersimiz sayesinde öğrenciler geniş kelime haznesine sahip oldular.
Her şey yolunda gidiyor sanıyordum ki veli toplantısında insanın hiç aklına gelmeyen sorunları olabileceğini anladım. Öğrencilerden bir tanesi “Ant (Karınca)” kelimesini kendine isim olarak seçmişti. Babası veli toplantısında kızdı. Neden ona “Ant (karınca)” demişiz de, sıra arkadaşı “Bee (arı)” ismini almış. Halbuki onun oğlu da arı gibi çalışkanmış, niye karınca gibi sürüngen bir yaratığın adını kendine lakap olarak seçmesine izin vermişim. Neyse bu sorunu kolayca çözdüm: “Siz ne isterseniz oğlunuz onu kullansın” dedim. “O da başka başarılı böcek türü kalmadı ki, oğluma ne seçeyim?” dedi. Oradan başka bir öğretmen “Ateşböceği olsun. Sınıfa ışık verir.” diye gülümseyerek fısıldadı. Ben de “Ateş Böceği-Firefly olsun. Sizin oğlunuz ışık veriyor” dedim. Çocuğun babası “Hay Allah sizden razı olsun hocam, kurtardın bizi bu sürüngen böcekte
Göğsü kınalı bir serçe varmış. Gök gürlediği zamanlar tir tir titreyerek yere yatar, gök yıkılmasın diye de ayaklarını havaya kaldırırmış. Bir yandan da "korkumdan kırk kantar yağım eridi" dermiş. Birgün birisi demiş ki "sen kendin beş dirhem gelmezsin; nerden oluyor da kırk kantar yağın eriyor?"Bunun üzerine serçe şu cevabı vermiş; herkesin kendine göre dirhemi, kantarı var; siz ne anlarsınız?".
Kendimizi karşıdakinin yerine koyup olaylara onun gözüyle bakabilirsek, ancak bu durumda onun duygularını ve düşüncelerini anlamamız, dolayısıyla da davranışlarına anlam vermemiz mümkün olur.