1 dakikada kaç kelime yaşayabilirsin evladım?
''Mimozalara karşı papatyalar... Ben papatyalara inanırım gösterişsiz ama dirençlidirler''in tadı kaldı kitabın kapağını kapattığımda damağımda.
Ve heyecanla kitaptan bahsetmeye başladım papatyalarla ilgili olan bölümler ilk başta.
Sonra sordular ''Konusu ne,ne anlatıyordu kitapta?''
Düştü omuzlarım birden ,heyecanım kaçtı.
Konusunu ve anafikrini yazamadığım sınavlarım geldi aklıma.Ve kitap özeti çıkarmak için zorla okuyup sevmediğim ama aslında zorla okumasam ve yazarın ne söylemeye çalıştığı olmasa umrumda , kitaptan aldığım zevki ,en sevdiğim cümleyi sorsalar çok seveceğim kitaplar.
Bu yüzdendir belki de zorlama dönemlerinden sonra okuma alışkanlığı kazanışım.Anafikrini bulmadan okumaya başlamamla okumaktan zevk alışım.
Oysa
''Konusu neymiş?''
''Yazar burda ne demiş?''
''Özetini çkarın''
''Ana fikri neymiş?''
demeden kitap sevdirilse sadece, yazarın ne söylemek istediğini değil,kendisinin ne düşündüğü sorulsa kitap hakkında.
Özellikle 1. snıfta okuma yarışlarıyla belkide en sevecekleri cümleleri dakikalara sığdırmaya çalışırken tadını da hızlıca
kaçırmasa.
Sevse,
sadece sevse okumayı
hızlı ya da yavaş.
Karakterleri yazmadan yaşasa
yada en sevdiği bölümü yazsa ,boyasa,tek başına okumasa sınıfça okunsa herkes en sevdiği cümleyi haykırsa sonra
Okumayı öğrenemeyen utanıp sıkılmadan kitaplı dakikalardan zevk alsa
Okumayı seven , yazarın düşücelerini aramayıp,yazarın düşüncelerini sorgulayan insanlar yetişir belki de okudukça da 1 dakikaya onlarca anlamlı kelimeler sığdıran,anlayan,anlatan anlattıkça karşısındakine de sevdiren...
Biz tam da böyle okuyoruz kitaplarımızı sadece tadını çıkararak...
Şuşu'yu okuduk mesela
Ve hep beraber bir oyuncakçıya gittik
Şuşu üç tekerini seçerken oyuncakçıdan
onlarda istediği oyucakları çizip boyayıp yerleştirdiler oyuncakçı raflarına.
Kimi bir kayakaya binip gitti
kimi bir bebeğe sarıldı
Kimi en sevdiği topa bir tekme attı.
Kimi uçan bisikletine atladı.
Yıldıray Karakiya;
Anlatmak istediğin tam da bu değil mi?
Seni okumaktan
Şuşu'yu yaşamaktan büyük zevk aldık.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Harikalar yaratmışsınız Selda öğretmenim.Tebrikler...
Esin Özbay
8.3.2015
Teşekkür ederim tatlı Esin ögretmeniiim♡♡♡
Selda Yamaçlı
8.3.2015
Şuşu'da var bir keramet, hep güzellikler getiriyor. Teşekkür ederim:)
Yıldıray
9.3.2015
Şuşu ve siz iyi ki hayatımıza girdiniz.Bin teşekkür bizden sevgili Yıldıray.
Selda Yamaçlı
9.3.2015
İşte bu da şuşudur. Sanırım insanlar o kitabı okumamak için sordukları sorular okuduğun kitabın konusu ne? ne anlatıyor? şayet okurlarsa o kitap senin anlattığın gibi gelmedi bana demeleri yok mu? İşte ben de o zaman dağılıyorum. Arkadaş, ben senin gibi düşünmek zorunda mıyım? eeee o zaman neden soruyorsun? Kitap okuyanlara sorulması gereken soru bence okuduğun kitabın en hoşuna giden bölüm veya bölümleri neresi? sorusuna verecekleri cevap. Verdikleri cevabı iyi dinlediğimiz zaman da o kişinin duygularını ve değerlerini yakalayabiliriz. Basit bir soru; "Okuduğun Şuşu'nun en çok hoşuna giden yerlerini anlatmak ister misin?" Sıkı durun ve dikkatlice dinlemeye hazır olun. Sonrası mı? yıllar sonra evimiz de farkında olmadan bir kitap kurdu yaratmışsınz. Paylaşımınız için teşekkürler. Sevgiyle...
Yusuf Ziya Güldere
9.3.2015
Teşekkür ederim Yusuf Öğretmenim
Hayatın akışında hep bir anlatma/anlattırma peşindeyiz anlamaya çalışmıyoruz ve bunun peşinde koşarken asıl yakalamamız ve tat almamız gereken güzellikleri ve belki hayatımıza yön verecek ,karşımızdakinin hayatına yön verecek bir cümleyi kaçırıyoruz öyle değil mi?
Ve sıkı kitap kurtları geliyor ardımızdan merak etmeyin :):)
Selda Yamaçlı
9.3.2015
Burcu ögretmenim ve adını bile göremeden yanlışlıkla yorumunu sildiğim diger ögretmenim çok özür dilerim ya e kampüs acemiligime verin :)
Ve çok teşekkürler.
Isteyerek yapılan her şeyin tadı ,zorla yapılan seylerden daha fazla tat bırakır damakta.
Sevdigiyle kalın...♡♡♡
Selda Yamaçlı
9.3.2015
Canım ya...ben burayı yeni gördüm. Sen hep düşün yarat ve yaz e mi arkadaşım.? Biz de ah ah diye diye okuyalim.
sebnem
13.3.2015