ANLAYABİLME VE ANLATABİLME ADINA

“Dil kusurlu olursa, düşünce iyi anlatılamaz; düşünce iyi anlatılmazsa yapılması gerekenler doğru yapılmaz; görevler gereği gibi yapılmazsa, kültür bozulur;  kültür bozulursa insanlar arasındaki değerler ortadan kalkar.” KONFİÇYÜS

İnsan olarak hepimizin iletişimle ilgili sorumlulukları vardır.Kendini iletişimin gücüyle donatan kişi İletişimin;

• Güç kaynaklarını tanıdığında,
• Özelliklerini kavradığında,
• Etkililiği için becerisini geliştirdiğinde, kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir potansiyel bir güce sahip olacaktır.
• doğar doğmaz iletişime geçiyoruz ve

Doğar doğmaz iletişime geçiyoruz ve duygu - düşüncelerimizi ifade edebilmek adına çeşitli yöntemlere başvuruyoruz.  Burada önemli olan,  iletişimdeki çerçeveleme yöntemlerini öğrendiğimizde herhangi bir dirençle karşılaşma durumunda aleyhimize olan bir durumu rahatlıkla lehimize çevirebilmemizdir.  Çerçeveleme yönteminde ise en çok işimize yarayacak olan soru ”nasıl” sorusudur. En çok uzak durmamız gereken soru da “ne” sorusudur. İletişimde kullanılabilecek yöntem ve teknikler, ister istemez paternlerin kırılmasını sağlayacak ve dikkatlerin yönlendirilmesinde –olayların yorumlanmasında etkililiği artıracaktır.  “Bu sınavı başaramadım”, “Hata yaptım.”veya “İş görüşmesi kötü geçti” gibi yaklaşımlar soruna odaklanmış ifadelerdir. Çözüm odaklı yaklaşımda ise olumsuz cümlelerle ifade edilen durumlara karşılık; sorun/başarısızlık veya ZAAF(zaten, ama, ancak,fakat) içeren cümleleri istenen sonuç cümlelerine dönüştürerek direnci yıkar olumlu yöne kanalize edebiliriz.

İletişimde elimizdeki verileri iyi bir süzgeçten geçirerek etkili iletişim platformunda yoğurmak bize büyük bir avantaj sağlayacaktır. Bir öğrencimizin okuldaki bir kavga ettiğini düşünelim; gösterdiğimiz olumsuz tepkiler davranışı yok etmek şöyle dursun, iyice artmasına, hatta bir zaman sonra da bir kişilik özelliği haline gelmesine neden olacaktır. Biliyoruz ki kavga etmek, şiddet-çocuk için – çok tehlikeli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.  “Yapma!, Etme!, Kavga etmek çok ayıp! gibi ifadelerimiz böylesi durumları ortadan kaldırmadığını deneyimlerimizden görmüşüzdür. Aslında çocuğa yardımcı olmanın yolu önecelikli olarak o davranışın altında yatan niyeti ve duygusunu anlamaktan geçmektedir. O an çocuğu dinlediğimizde niyetini ve duygusunu anlayarak bunu ifade ettiğimizde onları şiddetten uzak tutabiliriz. Mesela “Oğlum/kızım arkadaşını korumak için kavga ettin. Haksızlığa uğradığını düşünüyorsun ve kızgınsın. Oysa arkadaşını korumanın başka yolları da var. Gel şimdi bu yolları birlikte konuşalım, birlikte bulalım ve değerlendirelim.” Diyebiliriz. Öğrenci de böyle bir durumda kendini savunmaya geçmekten ziyade daha uygun bir davranış üzerinde yoğunlaşacaktır.  

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...