Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
ANADOLU'NUN ATEŞ BÖCEKLERİ 4 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

ANADOLU'NUN ATEŞ BÖCEKLERİ

 

Sokrates’in dediği gibi ‘’Kendini Bil’’(mek) adına çıktığımız bu yolculukta sona gelmiş bulunuyoruz. Her son bir başlangıçtır aslında…

Anadolu da bütün engellemelere rağmen aydınlanma ateşinin sönmemesinin en büyük nedeni: Birçok kentte,kasabada , köyde yerel kahramanlarının ışığın sönmemesi için yaptıkları savaşımdır.’’Ateş Böcekleri’’diyorum ben bu aydınlanma savaşımcılarına…Yaktıkları küçücük ateşler aydınlatıyor bugün önümüzü…Karanlığa,yobazlığa,cehalete karşı onların yaktıkları ışıklarla savaş veriyoruz…

Anadolu’nun neresine giderseniz gidin bu kahramanlardan biriyle karşılaşırsınız. Onları tanımak yurdumun ırmaklarını,dağlarını,ovalarını tanımak kadar güzeldir.Onlar benim kahramanlarımdır… Onları;ışığı Kaf Dağından çalıp insanlara getirdiği için,Tanrı Zeus tarafından cezalandırılan Prometius kadar çok severim…

Ne yapar bu kahramanlar? Işığı nasıl yakarlar bozkırın ortasına? Işığı yaktıkları için,hangi Zeus’larla karşılaşırlar?
Bu kahramanlar bütün olanaksızlıklara rağmen canlarıyla ,dişleriyle çalışırlar.Bilim ve sanatın aydınlanmacı yönüyle meslektaşlarını bilinçlendirmeye,uyandırmaya çalışırlar.Dirençle baş ederek akan sulara karşı bir bent olurlar…Hiç ummadığınız bir yerde;Anadolu’nun bir köşesinde karşınıza çıkar,şaşar kalırsınız…

Anadolu toprakları tarih boyunca; ışığını kendi yakmış ve birçok aydınlanmacıyı yetiştirmiştir… Diogenes, Heredot, Hipokrat,Homeros,Şeyh Bedrettin,Mevlana,Yunus Emre,Pir Sultan Abdal,Hacı Bektaşi Veli,Namık Kemal, Nazım Hikmet ve daha niceleri;Anadolu’nun çocuklarıdır.20.Yüzyılın en büyük aydınlanmacısı MUSTAFA KEMAL ATATÜRK de Türkiye’nin yetiştirdiği bir güzel insan,bir aydınlanmacıdır…

Cumhuriyetin eğitim felsefesi ,kişinin hiçbir korku,eleştiri ve düşünceye yer vermeyen öğretilere körü körüne bağlanması değil,doğru olanı akıl,mantık verileri yardımı ile bulmasıdır.Kendi kendine karar veren,yaşam tarzını kendisi şekillendiren,düşünmeyi bilen ,sorunlarını çözen,insanlara en büyük iyilik onlara akıllarını kullanmayı öğretmek ilkesiyle hareket eden bir nesil yetiştirmektir.Bu nesli yetiştirmek biz öğretmenlerin görevi…
Halit Kıvanç o tatlı ve güzel anlatımıyla şöyle diyor;
“Yükselmek!
Yükselmek o kadar önemli ve zor bir olay değildir. Bir füze de, 10–9–8–7–6–5–4–3–2–1–0 dediler mi, 10 saniyede ateşlenir ve ta aya kadar fırlar.
Daha basiti var; Bir gazete parçası, bir kâğıt parçası yerdedir. Biraz rüzgâr eser, o da yükselir.
Yükselmek önemli değildir. Yükseldiği yerde durabilmek önemlidir. Hele 5 sene, 10 sene, 20 sene, 30 sene bir dorukta durabilmek…
İşte bunu yapan kişiye;
O zaman bakarlar yükseklere de, Gerçekten Güneş. Derler.”

Halit Kıvanç’ın “Yükselmek önemli değildir. Yükseldiği yerde durabilmek önemlidir.” Sözü belleğimde iz bırakacak denli güzeldi. Doruğa tırmanmış o kadar çok insan var ki ülkemizde
Kimler ya da kim kalabilmiş yükseklerde? Kimler doruklarda duramayıp, gazete parçası gibi yok olup gitmiş?

İsmail Hakkı Tonguç’un dediği gibi ‘’Rüzgar ne denli sert eserse essin; dağ başlarında dimdik durur meşeler.’’ O meşe ATATÜRK’ÜN öğretmeni olarak sizsiniz.O ANADOLU’NUN ATEŞ BÖCEKLERİ,KAHRAMANLARI,GÜNEŞİ olmamız dileklerimle ÖRAV ailesine katılmanın mutluluğunu yaşattığınız için hepinize teşekkür ederim.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...