Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Bu Düşüncemi Kimse Duymasın(!)

Bu Düşüncemi Kimse Duymasın(!)

Öğretmen arkadaşlarımla özellikle sosyal kulüp çalışmalarının yetersiz olduğunu tartışırken kendimce bir çözüm yolu üretmiştim.

Bence her öğretmene bir oda tahsis edilmeli ve öğretmenin günlük mesaisi diğer memurlarınki gibi 8 saat olmalı, maaşına da birazcık(!) zam yapılmalıydı. Böylece;

- Sosyal kulüp çalışması başarıyla yapılabilir,

- Sorunlu öğrencilerle daha kolay, daha hijyenik(!) görüşülebilir,

- Velilerle verimli görüşmeler yapılabilir,

- Bir sonraki günün derslerine daha verimli hazırlabilinir,

- Boş boş oturmaktansa ders ile ilgili araç-gereç yaratma/oluşturma sürecine başlanabilinir,

- Hiçbir şey yapılmasa bile öğretmen boş zamanlarında bir kitap/gazete/dergi okuyabilir,

-vs. vs.

Siz ne düşünürdünüz merak ediyorum.

Dilimin Ucundaki Sözcükler

Dilimin Ucundaki Sözcükler

Lise yıllarımın soğuk karlı dönemlerinde, küçük bir kentin bozulmuş parke taşlı kaldırımlarında bende artık hastalık haline gelen bir alışkanlık edinmiştim. Gördüğüm bütün nesnelerin, duyduğum bütün isimlerin hangi lisana ait olabileceği, nasıl türetilmiş olabileceğini düşünürdüm. Bu düşünce sistematiği genellikle sonuç vermese  de bulabildiğim kökler beni sevindirirdi. Bu alışkanlıktan yıllar sonra okuduğum bir kurgu romanda Witgenstein adında bir matematikçinin dil felsefesi olarak, tam da benim düşündüğüm gibi varlık isimlerinin nereden çıkmış olabileceğine dair varsayımlar yürüttüğü bir akımın öncülüğünü yaptığını öğrendim. Sevinsemiydim, üzülsemiydim, karar veremedim. Benim düşündüğümü düşünen, hatta ileri gidip bir ekol yaratan bir filozofla tanışmıştım. Sevindim. Egomu biraz okşayıp, alışkanlığıma kısa bir süre de olsa devam ettim.

Düşündüğümüz şeyleri paylaştığımız zaman, bizim düşündüğümüz olay ve kavramları bizim gibi ya da bizden farklı bir pencereden düşünen bireyleri görürüz. Buradan yazmaya ve okumaya başladıktan sonra dilimizin ucundaki sözcükleri dışarı çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Bizim yerimize düşünenler vardır deyip kolaycılığa kaçmamak ya da bizim yerimize düşünenlerin bizi ne kadar düşündüğünü(!) anlamak için düşünceleri paylaşmak gerektiğine inanıyorum.