KEŞKE
Büyük kızım küçükken -sanırım anaokuluna gidiyordu-sabahları yatağında beş dakika otururdu, ben de karşısına otururdum. Küçük, spontan bir oyun oynardık. Ben, bir hayvan, eşya veya bitki rolüne girerdim, o kendisi olurdu ve karşılıklı bir drama veya fabl diyebileceğimiz bir şey sergilerdik.
Bir sabah uyandı, oturup battaniyeye sarıldı ve “Hadi bana bir ağaç ol” dedi. O sabah, canım sıkkındı, keyfim yoktu; son günlerde irili ufaklı bir çok olay moralimi bozmuştu. İçime baktım, oyun oynamak istemediğimi hissettim ve dürüstçe bunu kızıma söylemeye karar verdim. “Canım benim” dedim “bu sabah keyfim yok, canım sıkılıyor, ağaç olmak istemiyorum. ” Bir an durdu ve parmağını uzatarak “Baba tamam” dedi “o zaman üzgün bir ağaç ol. ” Tekrar içime baktım, neşeli bir ağaç olmak istemiyordum, ama üzgün bir ağaç olabilirdim.
Ve üzgün ağaç oldum. Birilerinin meyvelerimi taşladığını, insanların canımı sıktığını anlattım. Anlattıkça, hafifledim, ferahladım. Beş
...dakika bittiğinde rahatlamıştım. (İfade edilen sıkıntı, çoğunlukla bizi rahatlatır.)
Kıssadan hisse: Yaşamın her zerresi kutsaldır, değerlendirilmelidir. Güzelliklerden güzellikler çıkar; ama sıkıntılardan da güzellikler çıkarmak mümkündür.”
Üstün Dökmen - Küçük Şeyler
Bu yazıyı okumadan 2 gün önceydi. Oğlum yanıma geldi(4 yaşında). Bana, "Baba ne düşünüyorsun" diye sordu. Ben de gerçekçi olup, "kafam karmakarışık oğlum" diye cevap verdim. Bu cevabı anlamayacağını ve oynamaya devam edeceğini düşünmüştüm. "Baba niye kafan karmakarışık?" dedi bu sefer." Aklımda bir sürü şey var ondan karışık" dedim. "O zaman bana tek tek anlat o zaman karışmaz baba " dedi. Bu cevaba şaşırmakla beraber ona sarılıp öptüm ve muhabbet böyle kapandı. Şimdi düşünüyorum da keşke bu sohbetimizi devam ettirseydik. Kim bilir neler çıkardı?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Hani boyları belimize kadar, elleri ayakları minicik ya bizimkilere göre; hani hala bakabiliyorlar ya her şeye ışıl ışıl gözlerle; küçük sanıyoruz onları yine de çocuk diyoruz da aslında onlar sanki daha çok şeyin farkında... Belki de onların ellerine sarıldığımız zaman pek çok şeyin çözümü daha kolay olaak, ne dersiniz?
Burcu Esin İLİŞ
14.11.2012
Sevgiyle büyür insan, özünde var olan onandığında.
Ü. Erçin Kimmet
14.11.2012
Çocuklarımızla sohbet etmek, en güvenilir insanla sohbet etmek gibidir. Sır olarak belirledikleri hep onlarda kalır. Her zaman onlarla sohbet etmenizi öneririm. İyi gelir insana...
Yusuf Ziya Güldere
14.11.2012
Ruhumuzu besleyen en önemli ilaç gibi sohbet etmek çocuklarımızla...
Yorum çok açıklayıcı,farkındalığı artırıcı,öncelikleri belirlendirmek için birebir,sınıflandırma ve tanımlama için yol gösterici,çözüm odaklı,iyi niyetli,sevgi dolu...Muhabbet olsun :)
Aynur Dönmez LÜLECİ
15.11.2012
Çok sıcak bir yazı olmuş Baykal Hocam,
Küçükken biz onlarla paylaşımlarda bulunursak, yetişme çağlarında "odasına kapanıyor", "yüzünü göremiyorum", "kimbilir ne düşünüyor, söylemiyor ki!" gibi serzenişlerimiz hiç olmayacak demeyelim ama çok az olacak. Paylaşım konularımız bol , paylaştığımız zaman da uzun olur inşallah :))
sevgiler
Serap Benibol
21.11.2012
Teşekkürler.
Serpil Soylu
22.11.2012
Değerli yorum ve katkılarınız için ben de teşekkür ederim.
Baykal Deniz
22.11.2012