Soru 1
Adamın iki çocuğu var. Biri liseyi geçen yıl bitirmiş, sınav başarısız, bu yıl yeniden hazırlanıyor. Babası ondan ümitsiz ama kız gayretli, çok çalışıyor bu yıl ve bu sefer olacak gibi. Ancak babanın gözü, kulağı ve dikkati küçük kızında. O da Fen Lisesinde ve çok başarılı, hedefi de yüksek ve babanın ondan hiç şüphesi yok, ona güven tam. "Şu büyük kız kendini bir yere atsaydı" tavrını aileye de yansıtmış. Küçük kızı(çalışkan! olan) ödüllendirmek istediğini, çünkü onu motive etmenin önemli olduğunu düşünüyor. Ancak onu ödüllendirirse(güzel söz, övgü v.s) diğerinin de buna kırılacağını biliyor. ikisine de aynı hediyeyi alsa(öteki kız üzülmesin diye), çalışkan olan kız için bunun bir ödül olmayacağını düşünüyor ve bu konuda çaresiz kaldığını söylüyor. Adamın yaklaşımının yanlış olduğunu biliyoruz. Soru: Bu adama ne söyleyeceğiz?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Merhaba,
Bu şekilde dile getirilmemiş ne çok farklılıklarımızdan dolayı ayrımcılık duygusu yaşadık bizler de ailelerimizde. Benzer bir durum ben ve ağabeyimle aramızda vardı. Ben okulda başarılıydım ağabeyim değildi. Bu konuyla ilgili farklı duygular yaşandığını tabii ki hissediyorsun. Kendi açımdan baktığımda şimdi hayatın sadece okul başarısı olmadığını "değerli" olmanın da okul başarısına bağlı olmadığını biliyorum. Sorunuza ne cevap verilebilir diye düşündüğümde bence babanın en güzel yapacağı şey kendi duygularını gözden geçirerek her iki kızında da değerli bulduğu yanlarını görerek o yanlarının kendisine etkilerini samimi olarak ifade etmesi. Hepimizin hazinelerinde tenekeler, zümrütler, yakutlar, altınlar, gümüşler taşlar, vardır. Önce kendi hazinelerimizi fark edip sonra da diğerlerine aynı hassasiyetle yaklaşmak, bağlarımızı güçlendirir diye düşünüyorum.
Meziyet Mozakoglu
6.6.2014
İlgi ve cevabınız için teşekkür ederim sayın hocam. Sorunuza cevap almak bile insana kendini değerli hissettirebiliyor işte. Almayı ve nasıl verebileceğimizi bilmek bazen hayatımızdaki boşluklarımızı doldurabilmemize yardımcı olabiliyor sanırsam.
Baykal Deniz
6.6.2014
Baykal Öğretmenim, sanırım bu siteler ve yazışmalar da biraz olsun bu ihtiyacımıza cevap veriyor. İnsan hayatını kitaplara sığdıramıyoruz o kadar biricik ve özel. Kolay gelsin. Sorularımız hiç bitmesin.
Meziyet
6.6.2014
Çocuklarımızı başarılarına göre ödüllendirmenin doğru olmayacağını düşünüyorum.Başarılı,başarısız neye göre?Derslerde başarılı değildir de farklı bir alanda başarılıdr?Diğer kardeşe göre başarılı olmadığını düşündüğü kızını vaktinde meslek edindirecek liseye gönderebilirdi belki de.Kardeşine göre az başarılı olduğunu düşündüğü kızının, Fen Lisesine giden kızından daha başarılı olma ihtimalini de göz önünde bulundurmakta yarar var.Ummadık taş baş yararmış derler.Çalışma azminin yapamayacağı bir şey yoktur.İkisini de çok sevdiğini ,değerli olduklarını söyleyip birer öpücük ve sıcacık bir sarılmanın en iyi ödül olduğunu düşünüyorum.Onlara çok sevildiklerini hissettirsin yeterlidir,maddi ödüle gerek yok bence.Sevgi,sevgi,sevgi....Bir arkadaşımın tek çocuğu var.Neden ikincisi yok dendiğinde;İkisine de aynı sevgiyi veremem,eşit davranamam demişti.Arkadaşım haklıymış .
Esin Tufan Özbay
6.6.2014
Ödüllerin en büyüğü bir zaman sonra okun yaydan çıktığı gibi sizin korumanızdan çıkacak olan bireylere sevginizi nasıl dağıtıyorsunuz? gerçekten sevginizi dağıtırken adaletli misiniz? Önce onlara nasıl davrandığınız bir düşünün. Sevgisi olmayan bireylerin olduğu bir toplumu düşleyebiliyor musunuz?
Yusuf Ziya Güldere
11.6.2014
Teşekkür ediyorum Meziyet, Esin ve Yusuf Ziya öğretmenlerim. İyi ki varsınız.
Baykal Deniz
11.6.2014
Baykal öğretmenim ben som 18 yıldır tam da bu yaman çelişki içinde yaşıyorum.Çocuklarım ikiz ve akademik olarak da kişilik olarak da çok farklılar ve ben biri üzülecek diye diğerini ödüllendirirken,diğerini motive edebilmek adına yapmaya çalıştığım şeyleri diğerinin motivasyonu bozulmasın diye gizli saklı yapmaya çalıştığım onca şeyi düşünüyorum da.Bazen kendimi o kadar çaresiz hissediyordum ki oturup ağlıyordum.Neyse ki yaşları büyüyüp kişilikleri oturdukça bu sorunlar azaldı(en azından artık yetişkin oldukları için dışarı fazla belli etmiyorlar).Aslınd bu durum aile içinde,sınıf içinde hatta işyeri içinde bile sıkça yaşanan bir durum ve ciddi bir eğitim gerekli bu durumla başetmek için.Taşakkürler paylaşımınız için değerli öğretmenim...
Baysan Banu Uzun
14.6.2014
Herkese Merhaba,
Baykal Hocam, soru gerçekten çok manidar. Anne babaların evlat ayrımı yapmıyorum demesine rağmen nasıl da ayrımcılık yaptığının göstergesidir. Bunu elinde olmadan, farkında olmadan yapmaktadır. Hem de kendi evlatlarına. Tıpkı az gelişmiş toplumların birlikte yaşadığı diğer bireylere yaptığı gibi. Onun şunu var, o böyle, bu bizden değil, benim gibi düşünmüyor, en tehlikelisi de "bana körü körüne inanmıyor" düşüncesidir. Bu yüzden değil midir savaşlar... Önce ailede başlar ötekileştirmemek. Sonra topluma yayılır. Kişiler kendi içinde önemli ve değerlidir. Önemli olan insanın düşmanında bile güzellikler görebilmesidir. "O benim hiç sevmediğim bir insan ama şu özelliğini çok beğeniyorum" diyebilmektir. Ama bunu başarmak, ayrımcılık yapmamak çok büyük bir meziyettir. Sevgiler hepinize.
Gönül AYVAZOĞLU
17.8.2014