Soru 2
Çocuk 6 yaşında. Çizgi filmlerden ya da arkadaşlarından duyuyor olsa gerek, kafasında sorular oluşuyor. Ölüm, yaşam ve sonsuzluk üzerine sorular. Duyduklarımı aynen yazıyorum.
-Nefes almazsak uyuyabilecek miyiz?
-Ne kadar ölü kalacağız?
-Ölünce nefes almadan mı uyuyacağız?
-Biz ölünce tüm binalar, tüm hayvanlar da mı ölecek?
-Öldükten sonra başka bir dünyada nasıl yaşayacağız?
-Biz ölünce herkes mi ölecek?
-Kalanlar ne kadar yaşamaya devam edecek?
-Biz onları nerede bekleyeceğiz?
-Tüm insanlar ölünce yeni bebekler doğmayacak mı?
-Büyükler öldüğünde küçüklere kim bakacak?
-Herkes aynı anda mı ölecek?...
Soru: Kafası karışmış olan bu çocuklara nasıl cevaplar vermeliyiz? (olayı ahiretle kestirip atmak istemiyorsak tabi)
Sağlıcakla.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Merhaba Baykal Öğretmenim, Bu sorularla karşılaşan yalnız siz değilsiniz. Ölümü anlat diye inat eden bir çocuğunuz olsaydı ne yapardınız. Yaş seviyesine göre somut şeylerle anlatmak en iyisi. O zaman "tamam anladım o kadar çok açıklamana gerek yok." diye bir şey duyuyorsunuz.
Yusuf Ziya Güldere
16.1.2015
Çocuklarla ölümü konuşurken, ölüme dair korkularının - endişelerinin olup olmadığını da anlayabiliriz. Burada bence samimi olmakta fayda var, yani inanmadığımız şeyler üstüne bir konuşma yapmak yerine, "işte bu konuda ben de pek bir şey bilmiyorum"u tercih ederim. (Ne de olsa son bilimsel çalışmalarda ölümsüzlüğe yaklaşma çok da uzağımızda gözükmüyor- ölümsüzlük olmasa da, en azından 200 sene yaşamak) okul öncesi çocuklar ölümü geçici bir şey olarak görebilirler (bkz. çizgi filmler) okula yeni başlayanlar ölümün geriye alınamayacak bir şey olduğunu farkederler genelde, ama kişiselleştirmezler, yani kendilerinin de öleceklerini düşünmezler, bir şekilde aşabileceklerini düşünebilirler. 9 yaşlarından itibaren ise kendileri de dahil bunun kaçınılmaz bir gerçek olduğunun genelde farkındadırlar. Elbette çocuktan çocuğa değişir algı ve davranışlar, her bir çocuk ayrıdır. Bence özet olarak sorduğu bu sorulara cevap verirken , çocuğun çok etkileneceğini de düşünerek, yanlış yönlendirmeden , örneğin ölümü uyku, bir yere gitme, ya da dinlenme şekline sokmadan, her bir soruya ayrı bir cevap vererek, samimi olarak, cevap vermek. Bu konu aslında bizim de bilmediğimiz bir konu olduğundan, ailenin inançlarına uygun bir şekilde cevaplar verilmelidir diye düşünüyorum. Sorulardan benim en çok ilgimi çeken, "büyükler öldüğünde, küçüklere kim bakacak" sorusu oldu, burada ilgimi çeken şey, çocuğun bakıma olan ihtiyacı ile olan şüphesi. Soruların çoğu genel mantık ile cevap verilebilir, ama bazı sorular dediğim gibi inançlara bağlı. Çocuk ailemizden değilse, şahsi kanaatim, bunu da samimice söylemek, yani "insanlar bu konuda farklı şeyler düşünüyor/ ben bu konuda şöyle olduğuna inanıyorum" gibi bir şey. Tamamen şahsi fikirlerimdir, lütfen referans almayınız.
Atilla Arısoy
16.1.2015
Değerlendirmeleriniz ve tavsiyeleriniz için teşekkür ederim öğretmenlerim.
Baykal Deniz
19.1.2015