EĞİTİM TARİHİNDEN BİR PORTRE: İSMAİL HAKKI TONGUÇ
EĞİTİM TARİHİNDEN BİR PORTRE: İSMAİL HAKKI TONGUÇ
“Gidilecek yolu deneylerden alınacak olumlu sonuçlar belirleyecektir.”
İ.H. TONGUÇ
Özet:
Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında on yılı aşkın bir süre İlk Öğretim Genel Müdürlüğüyapmış olan eğitimde takım çalışmalarına ve uygulama alanlarına gösterdiği özel dikkat ve çaba ile eğitim tarihimize yön verenlerden İsmail Hakkı Tonguç’un portresi yer almaktadır. Ayrıca onun eğitim felsefesinin ana karakteri hakkında ipuçları verilmektedir.
Anahtar Kelimeler: İsmail Hakkı Tonguç, eğitim felsefesi, eğitim ile oyun, Köy Enstitüleri.
Genellikle genç kuşak eğitimciler için İsmail Hakkı Tonguç ile ilk tanışma veya karşılaşma Köy Enstitüleri üzerinden gerçekleşir. Oysa Tonguç yalnızca Hasan Ali Yücel ile birlikte Köy Enstitülerinin mimarı olmalarının ötesinde bir eğitim ütopyacısı, olağanüstü ölçüde kolektivist, paylaşımcı, alçakgönüllü bir eğitim felsefecisi ve entelektüel nitelikleri ile tanımlanabilecek bir eylem adamıdır. Onun ütopyası yalnızca ‘köy ve köylünün eğitimi’, ‘köye öğretmen yetiştirmekle’ sınırlı olmayıp toplumsal değişmede eğitime biçtiği rolle ve onu dönüştürmekle ilgilidir.
Hayatı bir araç olarak değil, kendi başına bir amaç olarak gören, hayatı okullaştırmak yerine okula hayat vermek isteyen biridir.
1893 yılında Silistre’de doğan Tonguç Güney Dobruca’da yer alan Atmaca köyünde çocukluğunu geçirir. İlk çocukluk yıllarında doğadan yararlanarak hayata tutunma stratejileri geliştirmiştir. İlk ve orta okulu (Rüştiye) Silistre’de bitirmiştir. O yıllarda devam eden Balkan Savaşı nedeniyle Liseye devam etme şansı azalmıştır. Kaygılıdır. Babası liseye devamı konusunda isteksizdir. Yollara düşmesi gerekiyordu. Annesinin gönlünü ederek bir gece(bir kısmı yaya olarak) İstanbul’a gitmek üzere yola çıktı. Bu yolculuk onu çok etkilemişti. Okuma ve öğrenme tutkusunu artırıyordu. Ama cebindeki para da kısıtlıydı. İçindeki bu istek onu dönemin Eğitim Bakanı(Maarif Nazırı) Şükrü Bey’in karşısına çıkardı. Neleri nasıl yapacağını planladı. Tekrar yollara düştü. Kastamonu Öğretmen Okulu’na ulaştı. Tekrar İstanbul’a döndüğünde gözlemlerini yeniden değerlendirdi. 1918 yılında İstanbul Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Bir ara yurt dışına gitti. Resim-İş, Beden Eğitimi ve Sanat Eğitimleri ile ilgili uygulamaları izledi, pratikler yaptı.Oyun ile eğitim arasındaki ilişkiyi keşfetti ve bilgilerini derinleştirdi. Eğitimin ana merkezine uygulamalı eğitimi aldı. İsviçreli eğitimci Pestalozzi’nin düşüncelerini özümsedi. Alman eğitim sistemi üzerinde çalıştı. İş eğitimini temele almış olan Alman sanat okulu Bauhaus ile tanıştı. Ölümünden iki yıl önce Gazi Eğitim Enstitüsü Kütüphanesine armağan ettiği 400’e yakın Almanca kitabı özgün diliyle okumuş ve çeşitli çeviriler de yapmıştır. İzlediği eğitimciler arasında Sovyet eğitimci Blansky, Alman Goethe ayrıca Schiller, Kant, Marx, Thomas Mann, John Dewey ve üzerinde yoğun çalışma yaptığı Kershensteiner vardır. Kershensteiner üzerine yaptığı çalışmada eğitimin kuramsal bilgisinin genç zihinlere tıkıştırılmasına karşı bir eğitim yöntemi vardır. Ona göre ilk okul bir iş okulu olmalıdır. Tek tip elbise ve kışla yapısı öğrencilerin özgürlük duygusunu zedelemektedir. Öğrencilerin yönetime katılması, kendilerini yönetmesi sağlanmalıdır. Yine ilk eğitimde oyunun önemine dikkat çekerek, oyunun yalnız çocuk eğitiminde değil, toplumsal yapıda da önemli olduğuna dair çeşitli yazılar yapmış, konuşmalar yapmıştır. Ona göre oyun; zaman ve iktidar dillerine karşı çoğul bakış açısını yaşatan, halk kültürünü ayakta tutan,değişimin ve dönüşümün en önemli öğesidir. Çünkü oyunda halk kültürünün bütün öğeleri yer alabilir, hiyerarşiler ortadan kalkar, bütünün katılımı sağlanır, kısaca özgürleştirici her türlü öğe ortaya çıkabilir.
Bütün bu içselleştirdikleriyle Tonguç açılmayacak yolları açacak, kendinde oluşan birikim, yöntem ve tutkuları eyleme dönüştürecektir. Artık kurulan yeni genç cumhuriyet ile çalışmalarını hızlandırdı. Eskişehir, Konya ve Ankara öğretmen okullarında ilk uygulamalarını gerçekleştirdi. Daha fazla saha deneyimlerine ihtiyacı vardı. Uzun bir yurt gezisine çıktı. 2000’e yakın köye yolculuk yaptı. Bir süre MEB Levazım ve Ders Araç Gereçleri Müdürlüğü görevini yürüttü. Öğretmen yetiştirme komisyonunda çalıştı. Eğitimde araç gereç kullanma işine kafa yordu. Bu arada genç cumhuriyetin kuruluş çalışmaları tamamlanmış yeni Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan olmuştur. Acaba İlk Öğretim Genel Müdürlüğüne kim atanacaktır?Arıkan genç cumhuriyetin devrimlerini ve düşüncesini Anadoluya taşımanın yollarını arıyordu. 1923’den bu yana eğitim henüz istenen noktaya gelememişti. Kazanımlar yeterli değildi. İlk Öğretim Genel Müdürlüğü görevine gelmek için kendini uygun gören bir çok aday vardı. Arıkan Tonguç’u tercih etti. 03.08.1935’den 21.03.1946’a kadar O, İlk Öğretim Genel Müdürlüğü görevini sürdürdü. Arıkan O’na güvendi, destekledi. Tonguç’da demokrasi, özgüven ve kişilik gelişiminin öğretmenler arasında öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci ve öğrenci-yönetici arasında bir kültür olarak pekiştirilmesine özel bir önem verdi. Bunun en güzel örneklerinden biri onun öğretmenlere, öğrencilere ve yöneticilere yazdığı mektuplarda yansısını bulur. O herkesin “Tonguç Babasıdır”.
KAYNAKÇA
Özsoy, Seçkin(2008) ‘Bir Eğitim Ütopyacısı:İsmail Hakkı Tonguç’ Toplum ve Demokrasi, yıl:2 sayı:3 s.267-275.Ankara.
Şanlı, Mustafa(1999) ‘Tonguç ve Demokrasi’, Çeşitli Yönleriyle Tonguç, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı. Ankara.
Tonguç, Engin(2007)Bir Eğitim Devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç(Yaşamı, Öğretisi,Eylemi)Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Yayınları, İzmir.
Akçam, Alper(2008) ‘Halk Kültürü’, Toplum ve Demokrasi yıl:2, sayı:3 s. 213-223, Ankara
Tonguç, İsmail Hakkı(1976) Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları, Çağdaş yayınları, İstanbul.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Herkesin bir hayali vardır. Benim de hayalim onun gibi olmaktır.
Yusuf Ziya Güldere
26.3.2014
Yusuf hocam
okula hayat vermek bu hayalle gerçekleşiyor desek yanlış olmaz sanırım....
Songül Boybeyi
27.3.2014