YARATICILIK üzerine ve öneriler
Dün İngilizcesini sosyal medyada paylaştığım bir dosyayı, sizinle paylaşmak istiyorum. Gerek sunuluşu gerekse içeriği olsun, çok başarılı bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Adamlar "yaratıcı" valla.. dedirten cinsten bir çalışma olmuş.
Bu nedenle ben de bu çalışmayı biraz da yorumlayarak , yeni bir günce yazısı olarak burada paylaşmak istedim.Tabi araştırdıkça, yeni yeni şeyler buldum, onlardan da bahsettim.
Yaratıcılığı geliştirmenin yolları nedir demeden önce "yaratıcılık" nedir? Önce bunu tanımlamakta fayda var diye düşünüyorum...
bakalım yaratıcılığın tanımlarını nasıl yapmışlar....
Öncelikle "yaratıcı" yaratıcılık tanımından dolayı tanımından TDK'ya teşekkür ederim :)
Yaratıcılık :" 1. isim Yaratıcı olma durumu" (TDK)
Yaratıcılık:"Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak görülmeyen yeni bir şey ortaya koyan,yapan." (www.nedirnedemek.com)
Yaratıcılık, kişinin kendini anlatmasının değişik yollarından biridir. Yaratıcılığı arttırmak için çeşitli yöntemler önerilmiştir ve yaratıcılığın müzikte, tiyatroda, yazarlıkta farklı görünümleri bulunmaktadır. Bu nedenle örneğin yaratıcı yazma artık farklı bir disiplin olarak kabul edilmektedir. ( http://tr.wikipedia.org/wiki/Yarat%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k)
YARATICILIK: Yaratıcılık en basit şekliyle orijinal, sosyal faydalılığı olan ürünler veya fikirler yaratabilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Fakat bu tanım tam bir cevap değildir. Yaratıcılık alanında en önemli isimlerden olan Frank Barron, yaratıcılık için daha kapsamlı bir tanımlama yapmıştır. Öncelikle, yaratıcılık yaratılan ürünün özellikleri ve ürünün aldığı sosyal kabul ile değerlendirilebilir. İkinci olarak yaratılan ürün kendi koşulları içinde değerlendirilmelidir. Örneğin; çözülen ya da tanımlanan problemin zorluğu, önerilen çözümün zerafeti, ürünün yarattığı etki. Üçüncü olarak; yaratıcılık onu besleyen yeteneklerin, becerilerin temelinde değerlendirilebilir.
Bunun üzerine, YARATICILIK DOĞUŞTAN MI , SONRADAN MI DİYE BİR SORU DÜŞÜYOR AKLIMIZA?
Onunla ilgili de çok farklı görüşler var elbet ama "ortak" olan bir kelime var ki, güzel haber " GELİŞTİRİLEBİLİR" olması..
"YARATICILIK KAVRAMI ÜZERİNE : Yaratıcılık, bilim adamlarının uzun süredir üzerinde önemle durduğu bir konudur. Yaratıcılık nedir?Yaratıcı insanlar kimlerdir?Yaratıcılık geliştirilebilir mi?gibi sorular, bu güne kadar hep sorula gelmiştir. İnsanların sahip oldukları bireysel özellikler, zekâ, kişilik ve fiziksel gelişme gibi alanlarda kendini gösterir. Diğer bireysel özellikler de yaratıcılıkla ilgilidir. Yaratıcılığın doğuştan geldiği, doğuştan yaratıcı olmayan insanın sonradan yaratıcı olamayacağı görüşü artık terk edilmekte ve iyi bir eğitimle herkesin yaratıcı olabileceği görüşü artık ağır basmaktadır." (http://www.inovasyonel.com/?Bid=958776)
Genel olarak , ortalama bir tanım çıkarmak gerekirse; bir duruma , olaya ya da düşünceye, yeni , özgün ve farklı bir bakış açısı ile yaklaşma/çözüm önerisi getirme diyebiliriz sanırım."
Peki Nedir bir bireyin özellikleri ;
Yaratıcı bireyin özelliklerinden birkaçı;
· Başarılıdır,
· Yaratıcı insan düzen gereksinmesi ile güdülüdür. BARON (1958)
· Meraklıdır
· Öz kanıtlama içersindedir.
· Özgürdür
· Yüksek üretim gücüne sahiptir
· Kuşkuludur
· İlgi alanları çok yönlüdür
· Estetiksel yargı içindedir
· İçe dönük bir yapısı olabilir
· Coşkuludur
· Önsezilidir
· Etkileyendir.
Şimdi görelim bakalım nedir YARATICI OLMANIN 10 yolunu..( Kaynak: edudemic.com)
Yağmur altında yürüyün
Listeler oluşturun ( yapacak-hedef-sevdiğiniz)
Planlamaya ara verip, YAPMAYA başlayın
Müzik dinleyin
"TELEVİZYON İZLEMEYİN"
Kaliteli Beslenin
Uzaktaki arkadaşlarına mektup yazın
Kalıpları yıkın, farklı düşünün.
Bol bol Fotoğraf çekin
Mükemmeli yapmaya çalışmayı bırakın
Bununla beraber buraya bir kaç yöntem daha yazmak istiyorum.
( hurriyet.com.tr)
- Bol bol nottun: Gördüğünüz ilginçlikleri, acayip tabelaları, garip anları, hepsini not edin. Neyin işinize yarayacağını düşünmeden, sanki sadece kayıt tutuyormuşsunuz gibi yapın bunu. Fikir üretirken bunlar yerini bulacaktır.
- Yabancılarla konuşun: Genelde küçükken hepimizin ailesinden duyduğu cümle “Aman sakın tanımadığın kişilerle konuşma”dır. Elbette ki bir miktar önleminizi de alarak dışarıda, otobüste, markette yabancılarla konuşmaktan çekinmeyin. Daha önce hiç önemsemediğiniz bir hayat bilgisi edinebilirsiniz.
- Yöntem değiştirin:Kişisel ilgi alanınız ya da mesleğiniz itibarıyla kullandığınız yöntem yazmak mı, resim yapmayı deneyin. Rakamlarla işi olanlar harflere geçsin. Günü zaten yazarak geçen biriyseniz bir geometri problemine yoğunlaşın, beyni ters köşeye yatırın.
- Roman okuyun: Türü ne olursa olsun başka hayatlara sızmak, hele de güzel bir dille kaleme alınmışsa, insana başka hayatlar, başka zamanlar, başka fikirler olduğunu hatırlatır.
- Deneylere açık olun: Yemek yaparken, ödev hazırlarken, rapor yazarken, sevişirken… Yeniliklere açık olmak, bir de öbür yöntemi denemek her zaman taze fikirlere kapı açar. Ortaya şahane bir şey çıkma ihtimali doğar
- Sinemanın faydaları: Çok film, iyi film… Bazen bir yan karakter bile insanın zihninde yeni bir sayfa açabilir. Günlük hayatınızda bir şeyi kolaylaştırabilir, içinden çıkamadığınız bir sorunu çözebilmeye yarar. Kafada ampul kendiliğinden yanar.
- Kahkaha gruplarınızı sahiplenin: Birlikte gülebildiğiniz, hem de çok gülebildiğiniz arkadaşlarınıza gözünüz gibi bakın. Hayır, önemli olan kısmı sadece gülmenin faydaları değil… Güldürebilmek bir zekâ göstergesidir, ayrıca aynı frekansta olduğunuzu gösterir. En hafif sohbet bile insanı geliştirme potansiyeli taşır.
- Müzik müzik müzik:Doğru zamana doğru müziği denk getirdiğinizde algınızın genişlediğini, boyutun farklılaştığını hissedersiniz. Özellikle de kulaklıkla müzik dinliyorsanız… En saçma sapan işi yaparken bile sizi canlandırıcı bir müziği kulaktan bünyeye sokmak ortaya farklı bir iş çıkarmanızı sağlar.
- Hareket edin: Fikirden, beyinden söz ederken şınav çekmek, koşmak, ter dökmek ilk aşamada kulağa anlamsız gelebilir. Fakat beyne giden oksijen miktarı arttıkça, bu mühim organın çok daha verimli hale geldiği bilimsel bir gerçek. Önce bacak kasları…
- Fotoğraf çekin : Fikirden, beyinden söz ederken şınav çekmek, koşmak, ter dökmek ilk aşamada kulağa anlamsız gelebilir. Fakat beyne giden oksijen miktarı arttıkça, bu mühim organın çok daha verimli hale geldiği bilimsel bir gerçek. Önce bacak kasları…
- Rüyalarınızı yazın: Yazmıyorsanız bile en azından hatırlamaya çalışın. Bu mesai hem bilinçaltına dair bir kazı işlevi görür, hem de rüyalara mahsus o yerçekimsiz saçma sapan âlemden faydalanırsınız.
- Mola verin: Bir robot olmadığınızı kendinize ara ara hatırlatın ve fikren tıkandığnız noktada mola vermekten utanmayın. Bu teneffüsü vicdan azabına dönüştürmeden yaşamayı becerirseniz, tekrar işin başına oturduğunuzda zaten kendiliğinden berrak bir beyinle üretmeye başlarsınız.
- Geçmişten faydalanın: Mesleğiniz ne olursa olsun işinizin geçmişte nasıl yapıldığına bakmak ilham verici olur. Reklamcılar reklam tarihine, modacılar geçmiş trendlere, sanatçı olanlar mağara resimlerine, mühendisler Ortaçağ çizimlerine baksın. Bu da kendi içinde çok parlak bir fikir olmayabilir ama olabilir de
- power of WC: Bunun bilimsel bir kanıtı var mı, emin değiliz ama işte tuvalette geçen süre, oturma odasında koltukta geçen süreden daha verimli olabiliyor. Alın yanınıza bir not defteri, bir dergi… Klozetten bildirin.
- Amaçsız konuşmaların özgürlüğü: En günlük, en önemsiz başlıklarda tatlı bir muhabbet bile zihin açıcı olabilir. Aklına fikrine güvendiğiniz arkadaşlarla sohbet ufuk açar. Ama tuhaf bir şekilde, görüşlerine değer vermediğiniz biriyle muhabbet de öyle. Özeti, uzun uzun konuşmaktan çekinmeyin.
- Son dakika yumurtası :Bir tür Murphy kanunu bu. En yaratıcı fikirler yumurta kapıya dayandığında yumurtlanır. Ertelemekten korkmayın, o panikle bambaşka bir dünyanın kapısını aralayabilirsiniz.
- Gereksiz bilgiler gereklidir: Tavukçuluk tarihi, maketçilik dergisi, İstinye’nin bitki örtüsü… İncelikli konular, gereksiz ayrıntı gibi görünecek başlıklar üzerine okumak, zamanı gelidiğinde sizi beş adım öne çıkaracaktır. Gereksiz bilgi demeyin, nimettir.
- Oyun oynayın: Biriç de olur, Play Station da… Yeter ki kendi mantık dizgesi ve kendi kuralları olan başka bir dünyaya geçin ve orada başarılı olmanın yollarını zorlayın. Kafa güzel dağılır, sonra güzel toplanır.
- Gizli birşeyler yapın: Yasalar çerçevesinde tabii… Buradaki gizlilik, bütün dünyaya duyrulmamış kendinize özel bir hobi, bir uğraş, bir gezi… Kendi başınıza kalın, tek başına vakit geçirmeyi öğrenin ve bundan kimseye bahsetmeyin.
- Ortasına dalın : Mümkünse aylardır, senelerdir devam eden bir diziyi izlemeye başlayın. Konusundan hiç hoşlanmasanız bile bir tür bulmaca gibi bütün ilişkileri çözmeye çalışın. Kötü şey izlemenin de faydası var ayrıca.
- Çok gezin :Çok okuyan mı, çok gezen mi mi bilir’, zaten bildiğimiz bir sorunsal… İkisinin de bildiği ayrıdır, fakat çok gezenin biriktirdiği malzemenin kıymeti başka… Seyahat etmenin kazandırdıkları fark etmeden sizi değiştirecek, dönüştürecektir. Yiyip içtiklerinizi değil, gördükleriniz anlatın!
- Mavi Mavi Mavi: Renklerin ruh hallerine etkisine inananlardansanız, mavinin yaratıcılığı en fişekleyen renk olduğu kanıtlanmış. Tonuna göre biraz çocuk odası etkisi yaratabilir ama çalıştığınız mekânlara mavi dokunuşlarda bulunmak işe yarayabilir
- Bir çocukla mesai: Şöyle dili iyice çözülmüş, hayatta her şeyi yeni kavramaya ve durmadan soru sormaya çalışan bir çocukla vakit geçirin. Yeterli sabrı bulursanız, siz çok şey öğrenmiş olacaksınız, bacak kadar çocuk değil…
- Stresten kaçın :Stres, yaratıcılığın bir numaralı düşmanı. Yeni bir şey denerken cesaretinizin artması için de, sonra sonuçlarıyla mücadele edebilmek için de biraz vitesi boşa almak faydalıdır. En fazla ne olabilir? Salın gitsin…
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...