Kitap Okuma Üzerine Özeleştiri
Aslında, kendimi eleştirmekle başlamalıyım. “Neden?” sorusunu insan hep kaybettiğinde mi sorar? Oysaki 5N1K ilkokul müfredatına bile girdi. İkinci sınıfa giden kızım bir şeyi tahlil ederken bu soruları soruyor. Oysa biz sadece kaybettiğimizde; Neden ben bu hatayı yaptım diyoruz.
Gelelim meselemize; bu toplum kitap okumuyorsa bütün suçlusu biziz. Hatta en büyük suçlularından biri de benim. Birkaç gündür kitap okuma ile ilgili projeleri inceliyorum. Bir çoğu kitap okumayı sevdirmeye yönelik çalışmalar ama sadece proje süresince yapıyor bu görevini. Hayatın bir parçası olamamış, yemek yeme gibi su içme gibi ihtiyaç haline dönüştürülememiş, günün normal akışına sokulamamış kitap okumayı özendirici çalışmalar değil hiçbiri. Sonra kendime bu konu ile ilgili ne yaptığımı sordum. Üç aşağı beş yukarı bu projelere benzer projeleri yöneticilik yaptığım okulda ben de uygulamışım. Sonuç mu? Bilmiyorum. Ama bir gerçek var. Bu çocuklar kitap okumuyor. Ve bunun suçlusu benim.
Sosyal paylaşım sitelerinin birinde dört bine yakın takipçim var. Bir çok yerde şiirle ilgili söyleşiye katılıyorum. Şiirleri seslendirirken fotoğrafım var. Dağda, kırda , bayırda neşeli anlarımın fotoğrafı var. İnsanları dinlerken, çocuklarla oynarken, camdan bakarken, yüzemezken fotoğrafım var. Bir çok eylemi gerçekleştirirken veya gerçekleştiremezken fotoğrafım var. Ama kitap okurken yok. Gazete okurken yok. Kitapçıda yok. Yok oğlu yok.
Hadi onlar yok. Peki insanlara okuduğum kitaplarla ilgili ipucu vermiş miyim? Hayır. Peki kitaplardan güzel sözler paylaşıp, onları kitap okumaya yönlendirmiş miyim? Hayır. Bu soruları kendinize de sorun. İşimiz gücümüz; o günkü psikolojik, sosyolojik ve bir sürü –jik li durumla ilgili sevimli yazılar paylaşmak olmuş. İnceden mesajlar göndermişiz –izmlere doğru. Bir tek ben miyim bu şekilde davranan? Cevabını siz vereceksiniz.
Arkadaş, biz öğretmeniz. Bu toplumda bir şeyler yanlış gidiyorsa, bunun yegâne sorumlusu olarak televizyonları, gazeteleri, kötü arkadaşları, kolu-komşuyu gösteremeyiz. Biz sorunu kendimizde kabul ederiz. Artık bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmedi mi? Öncelikle kendimizi sorgulayarak değişime başlayamaz mıyız?
Görüntülenme Sayısı:Google.Apis.Requests.RequestError User does not have sufficient permissions for this profile. [403] Errors [ Message[User does not have sufficient permissions for this profile.] Location[ - ] Reason[insufficientPermissions] Domain[global] ]
Tebrik ederim Erdoğan öğretmenim.Evet ben de suçluyum.
Esin Özbay
15.5.2013
Suçlu ayağa kalk! Sahi kim suçlu?
Yusuf Ziya Güldere
15.5.2013
En büyük suçlu benim. Öğretmen olamadığım için. Öğretmeyi yanlış anladığım için. Doğrudan öğretmeyi deneyip diğer yolları denemediğim için
Erdoğan Ergin
15.5.2013
İki oğluma da kitap okuma sevgisi kazandıramadığım için kendimi suçladım .Sonra düşündüm.Benim okuma alışkanlığımı annem ya da babam kazandırtmadı .İnsan istediği zaman mı,ihtiyaç hissettiği zaman mı, ya da ne zaman okur? Okumayı sevmek mi gerekiyor ,yoksa sevdirmek mi? Sevmek diyorum, iki öğrencim okuma saatimizden sonraki derslerde de okuduğu kitaba devam ediyor. Bazı öğrencilerimin de 10 dakika bile kitap okuduklarını görmedim. Zekâ ,maddiyat, aile ya da başka etkenler midir kitap okutan,okutmayan.Hocam,benim kız çok hikaye okuyor,derslerine yeterince çalışmıyor diyen velilere ne diyelim?
Esin Özbay
15.5.2013
:)) Hocam kendinizi suçlamayın,ama acı bir gerçekki okunmuyor ,okumakla bakış açısının ne denli genişledigini görseydi insan inanın daha önceki günlerinin bomboş geçirmişliginin verdigi hüzün kaplardı içini,Allah sizden razı olsun böyle bir projeye imza attıgınız için.Hiç yılmayın bir kişi bir kişidir okuma teşviki verdiginiz...
Aslı güven
15.5.2013
28 Mart'tan beri günce yazıyorum. İlk güncem bir kitaptan alıntıyla başlıyor. Okuduğum bir çok güncede, isim verilse de verilmese de kitaplardan alıntılar var. Bildiğim, eKampüs üyeleri hiç de duyarsız değiller bu konuya karşı. Sevimli-sevimsiz, izm.li, izm.siz.. birbirimizi okuyor ve yargılamıyoruz. Zaten bunlar göreceli kavramlar... Dinçer Demir beyin 7 Nisan tarihli Çocuklar İçin Okumanın Önemi ve Ebeveyn Tutumları güncesine yazdığım yorumun arkasındayım. Aynı şeyleri tekrar yazmayacağım. Çok hızlı değişti bir şeyler... 60'lı, 70'li yıllarda doğmuşların okuyan-okumayanıyla kıyaslayamayız günümüz çocuklarını. 50 kelimeyle tüm dertlerin anlatıldığı ortamda gençler neden okusun? Sıkıcı, emek isteyen bir eylem olarak görüyorlar okumayı, bilgisayar oyunları, internet, psp vb. kolay, hızlı boş zaman uğraşları varken. Görsellik o kadar önemli ki bilgisayar kurdu olmuş çocuklarda, karikatür içeren, resimli, renkli olanlar cezbediyor onları. Saftirik Greg serisinin bu kadar popüler olmasına, hiç okumayan çocukların bile bir solukta okumalarına şaşmamalı... Oğlumun öğretmeni 3.sınıfta bir çalışma başlattı. Önce öğrencileri ne çekiyor, neyi ihtiyaç hissediyorlar okuma konusunda, nelerden şikayetçiler? ANLAMAYA çalıştı. Kitap özeti çalışmalarını iptal etti. Bunun yerine kitabevlerinde öğrencilerin isteyerek, merak ederek aldıkları kitapların bir listesini çıkardı. İnceledi. Toplu siparişle aldık onları. Sonra kapıya öğrenci ve kitap adlarından oluşan bir çizelge hazırladı. Öğrenciler okudukları her kitaptan sonra, kendileri çentik attı o sütuna. İnanılmaz bir şey başardı. Hem kitap okuma, hem okuduğunu anlama becerisi tavan yaptı. İhtiyaç analizi niteliğinde çocukları bu konuda anlamaya çalışmak, yapmacık okuma saatleri dışında o isteği yaratmak ve anne- baba-öğretmeni olarak örnek model olduktan sonra okuduklarını heyecanla nasıl paylaştıklarını izlemenin keyfi kalıyor geriye...
Dilber Engin
15.5.2013
:) Hocam tabi ki sözüm Ekampüs üyeleri için geçerli değildir. BUrada yazılanları sadce ekampüs üyelerine değil herkese açık yazılar. Sizinle aynı görüşte olduğumu bildirir, yazınızda belirtilen çalışma ile ilgili olarak da ışık tuttuğunuz için teşekkür ederim.
Erdoğan Ergin
16.5.2013
Okullarda kitap okuma saatleri mevcut, anneyiz babayız kardeşiz... sonra sınıftakilerin öğretmeniyiz bizim inanmadığımız bir şeyin alışkanlığını kazanmalarını nasıl bekleriz. Önden giden atlılar kim olmalı.
Teşekkürler Erdoğan Bey.
Halis Bozoğlu
15.5.2013
Kardeş;teklifim hala geçerli, gel sana "kitab"ı okumayı öğreteyim.
Yılmaz Fişek
16.5.2013
Ben kitap okumayı çok seviyorum.Her akşam kitap okuyacağım saati iple çekiyorum.Sınıfımda şöyle bir uygulama yapıyorum;her öğrencim (haftada bir ders saati belirledik) bu ders saatinde gelip bana okuduğu hikayeyi anlatabilirse okundu olarak kaydediyorum.Ay sonunda en çok sayfayı okuyanı o ayın kitap kurdu seçiyoruz.Hediye alıyoruz(saç tokası,anahtarlık vs.)Panomuzda resmiyle birlikte bir ay boyunca sergiliyoruz.İki ay üst üste aynı kişi seçilirse hediye biraz daha büyüyor.
Benim oğlum ikinci sınıfa gidiyor ve şu anda kitap okumayı pek sevmiyor.Fakat ben ona ısrarla rengarenk,çeşit çeşit hikayeler alıyorum.Okumayı sevmiyor fakat yeni aldığım hikayeleri hep çantasında taşıyor.Birgün renklerinin, o kağıt kokusunun onu kendine çekeceğini biliyorum:)
Türkan Bozkurt
24.5.2013