SİZ HANGİ OYUNU OYNUYORSUNUZ?
HANGİ OYUNU OYNUYORSUNUZ ? (DUYGUSAL OKUR YAZARLIK KİTABINDAN ALINTILAR)
- KURTARICI MISINIZ , SUÇLAYICI MISINIZ YOKSA KURBAN MI?
Bu duygusal tuzaklardan nasıl kaçabiliriz? Yaşam kurguları geri alınamaz bir biçimde fiziksel olarak beyinlerimizle bağlantılı değildir; temelinde kendi kararlarımız vardır.Daha da ötesi , bu kararlara saplanıp kalmışta değiliz. Onları daha üretken , yenilikçi bir yaklaşımla zihinlerimizi değiştirerek ,değiştirebiliriz.
- Yaşam örüntümüzü (kurgumuzu) değiştirmenin ilk gerekliliği üç yıkıcı ana rolü anlamaktır. İnsanlar bu rollerle kurgularını , kendi oyunlarını oynarlar. Bu roller Kurtarıcı, Suçlayıcı ve Kurbandır. Onlar tüm oyunlarda bulunur.. Eski kurgumuzla oynarken , bu üç rolden birini seçeriz.
a- Kurtarıcılar , ilgiye ihtiyacı olan insanlarla ilgilenirler, onları zor durumdan kurtarırlar, onları kendi kararlarını almaktan , kendi yollarını bulmaktan alıkoyarlar . Yapmak isteme-diğimiz şeyleri diğer insanlar için yaptığımızda, payımıza düşenden daha fazlasını yaptığımızda bu rolü oynarız.
Diğer insanların kendilerine muhtaç hissetmeleri. Kurtarıcıların hoşuna gider.
Zorlukların üstesinden gelemeyen ,güçlükleri olan kendilerine bakamayan için sıkıntı duyarlar.Yetiştirilme biçiminden kaynaklanan düşünce ve inançlarla, diğer insanları her ne pahasına olursa olsun mutlu etmek gerektiğine inanırlar.
Kurtarıcı rolü tüm kaynaklarını diğer insanlarla ilgilenerek feda eden “ödeyen, harcayan”evcil hayvan rolüne benzer.
b- Suçlayıcılar; eleştirir, yargılar, vaaz verir ve cezalandırırlar.
Suçlayıcılar, duygusal olarak soğuk olur, diğerlerine öfkeli davranır, başkalarını sert bir şekilde eleştirir, yargılar, diğerlerine karşı kendini üsten yere koyar.
c- Kurbanlar, kendi kararlarını veremezler. Diğer insanların kendi hayatlarına girmesine ve kendilerine bakmalarına izin verirler.
- Neden bu rollere yapışıp kalıyoruz? Çünkü temas iletileri almayı bu oyunları oynayarak öğrendik ve bu roller hayatlarımıza anlam kattılar, katmaya devam ediyorlar. Berne, oyun oynayan herkesin sonunda oyunun tüm rollerini oynadığını fark etti
|
1-Suçlayıcı rolü aşırı muhafazakarlar tarafından sahiplenilmiştir.
2-Kurban olanlar üyeleri oldukları topluma karşı savunma halindedir. Sürekli olarak başka insanların kendilerine bakmasını ve ilgilenmesini isterler.
- Yaşam örüntülerimizi (kurgularımızı) nasıl yırtabilir, oyunları sonlandırıp doğal sağlıklı yaşama nasıl geçebiliriz? Bu sorunun yanıtı Kurtarıcı, Kurban ve Suçlayıcı rolünü bırakmaktır. Ama bunu yaparken sadece bir rolden diğerine atlamamalıyız. Oyunlarda uzaklaşmalıyız.
- Kurtarıcıların, eninde sonunda Kurbanlarına karşı Suçlayıcı bir role girmeleri kaçınılmazdır.
- İşte bu yüzden süreç boyunca yaptığımız yardımın içten, gönülden gelen bir yardım olduğundan karşı tarafın emin olması ve asla payımıza düşenden fazlasını yapmamamız gerekir.
- Ben “okeyim, sen okeysin” gerekli değişiklikleri yapabilmek için herkesin kendindeki “olumlu” özü bulması ve diğer bir kişide de bunu tanıması gerekir. Bu andan itibaren olumlu özünü bulmak için farklı bir şekilde hareket etmeye karar vermekten daha iyi bir yol yoktur. Bunun için kendinizi sevmeli ve kendinize bakmalısınız aynı anda diğerlerini de sevmeli onlara da bakmalısınız ve başka bir deyişle Kurtarıcı, Kurban yada Suçlayıcı olmamalısınız. Özür dilemek önemlidir.
- Kurtarıcı, Suçlayıcı olduğunda kendisine kızma eğiliminde değildir, ilk hatayı kendileri yapmalarına karşın kurbanlarına kızacaklardır.
- Hatırlanması gereken en önemli şey, kurtarma eninde sonunda, ister istemez öfkeye neden olur; Kurtarıcı gerçekten yapmak istemediği şeyleri yapmaktan veya adaletsiz durumlardan bıkar hale gelir.
- İnsanların temas iletilerin ihtiyaçları vardır. Bu açıklama ile her koşulda insanların sevgi ve şefkate ihtiyaç duyduğu hissedilmektedir.
- Temas iletileri mevcut olmadığında insanlar duygusal oyunlar oynayarak iletiler elde etmeye çalışırlar. Ne yazık ki bu oyunlardan alınan iletilerin geniş ölçüde olumsuz ve zehirleyici duygusal yan etkileri vardır. İletileri ardı ardına gelen oyunlarla elde eden insanlar, bu oyunların hepsini yaşam planlarına uydururlar.
- İstenmeyen Kurtarıcılık, artan bencilliği, bağımlılığı; Kurtarıcı tarafından Kurbanın aciz davranışını besler, Ayrıca bu durum sonunda hem Kurtarıcıda hem de Kurtarılanda gücenme ve öfke yaratırken, Kurtarılan/ Kurban olan kişinin kişisel gücünü, teşebbüsünü alıp götürür.
- Kurtarıcı, Kurban’ın kendisine duyduğu ihtiyaçtan daha çok Kurban’a ihtiyaç duyar.
- SUÇLAYICI: Suçlayıcı rolü kurtarıcı rolünden daha kolay bir şekilde görülür. Suçlayıcılar, duygusal olarak soğuk olur; diğerlerine öfkeli davranır başkalarını sert bir şekilde eleştirir, yargılar, diğerlerine karşı kendini üstün bir role koyar.
- Ayrıca bu üç rolün bir karakteristiği, eğer bir tanesini oynuyorsanız eninde sonunda kalan ikisini de oynayacak olmanızdır. İşte bu yüzden süreç boyunca yaptığımız yardımın içten , gönülden gelen bir yardım olduğundan karşı tarafın emin olması ve asla payımıza düşenden fazlasını yapmamız gerekir.
- Kurtarıcı, Suçlayıcı olduğunda kendisine kızma eğiliminde değildir, ilk hatayı kendileri yapmalarına karşın kurbanlarına kızacaklardır.Tüm yapılanlardan sonra , “Ben sana her şeyi vermedim mi? Karşılığında bana ondan herhangi bir şey geri döndü mü?” Diye soracaktır.
- Hatırlanması gereken en önemli şey, kurtarma eninde sonunda , ister istemez öfkeye neden olur.
- Bu açıklama ile bir koşulda insanların sevgi ve şefkate ihtiyaç duyduğu kastedilmek-tedir.Herkesin sevme sevilme ihtiyaçları vardır ve ihtiyaçları olan şeyi almak için aynen aç insanların yiyecek için aşırıya kaçmaları gibi aşırıya kaçarlar.
- Temas iletileri mevcut olmadığında insanlar duygusal oyunlar oynayarak iletiler elde etmeye çalışırlar.
- Ne yazık ki bu oyunlardan alınan iletilerin geniş ölçüde olumsuz ve zehirleyici duygusal yan etkileri vardır.
- İletileri ardı ardına gelen oyunlarla elde eden insanlar, bu oyunların hepsini yaşam planlarına uydururlar.
- Özür dileme ve telafi suç kadar eskidir.
- İnsanlar üzerinde aşındırıcı etkiye sahip olan hatalar sıklıkla halının altına süpürülür. Yıllar içinde duygusal hasarlar biriktirilir, insanların birbirinden uzaklaşmasına ve sonunda ilişkilerin bitmesine neden olur. Gerçekçi bir gözle ilişkideki son duruma bakarak , bu var olan kendi sorumluluklarımıza sahip çıkmalıyız ve yaptığımız duygusal hataları fark ederek bunları yapmaktan vazgeçmeliyiz. Kalplerimizi açacak şekilde yenilikçi olabiliriz ve içinde yaşadığımız duygusal manzaranın planını öğrenebiliriz. Hataları ve kusurları tanımlayıp itiraf etme çabası olmadan herhangi bir dinamik ilişkinin duygusal hasarı düzelmez.
- Bizim hatamız yüzünden başkasının yaşadığı duygusal hasarı anlamadan özür dilemek zordur.
- Diğer insanların çektiği acının farkında olmadan , yaptığımız hatanın sorumluluğunu kabul etmek zordur.
- Geliştirilen empati becerisi sayesinde eylemlerimizin diğer insanları nasıl üzdüğünü, utandırdığını, kızgınlık ve korkuya neden olduğunu z.
- Hata için sorumluluk almak, genellikle hatayı telafi etmek anlamına gelir. Telafiler davranışımızı değiştirmek ve hatta onarmak anlamına gelir. Telafiler davranışımızı değiştirmek ve onarmak anlamına gelir.
Telafi ettiğimiz zaman , artık diğer insanları incitecek şeyler yapmayız. Geçmişte oynadığımız oyunları bırakırız. Hataları telafi etmek bağışlanmayı elde etmenin temel öğesidir.
- Birçok olayda bağışlanma, hatayı telafi etmeden mümkün olmaz.
- Bir Kurtarıcı Düzelmesi: Bazı şeyleri diğerleri için yaparak onlar için çekici olacağımızı düşünürüz bu yüzden , “hayır” demek oldukça güçtür.
- Birinin sizi kurtarıyor olması oldukça aşağılayıcı , küçük düşürücü olabilir. Özellikle kurtarılmayı istemediyseniz bu büyük utanç ve kızgınlığa neden olur.
- Kurtarmayı sonlandırmak için , ne yapmak istediğinizi veya istemediğinizi , neyin adil olduğunu açığa çıkarmak zorundasınız . Ve tabi ki , bunu yapmanın en iyi yolu ne yaptığınızla ilgili kendinize sürekli sorular sormaktır.
- Diğer bir deyişle , ne yapmak istediğinizi veya ilişkinizin sorumluluğunu eşit şekilde paylaşmayı öğrenmelisiniz.
- Bazıları, diğer insanların davranışını düzeltmenin kendi görevleri olduğundan emindir.
- İnsanların dikkatini suçluluk duygusundan, diğer kişinin hissettiği üzüntü, hayal kırıklığı , umutsuzluk ve yaşadığı acıya doğru çevirmesi genellikle arzu edilen değişikliği gerçekleştirmek için izlenecek en etkili yoldur.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...