BEYİN ÖLÜMÜ
Facebookta dolaşırken, dershanede sınavlara hazırlanan öğrencimden gelen bir iletiyi okudum.
-Hocam, Ensar’ın beyin ölümü gerçekleşmiş.
Adı Ensar, soyadı Dertli.Fevzi paşa ilkokuluna geldiğim yıl aldığım sınıfın zeki ve futbol tutkunu öğrencilerindendi.Top oynamaktan büyük zevk alırdı.Ailesinin ekonomisini futbolcu olup,düzelteceğini söylerdi.Hem okuyup,hem de futbolunu oynamasını isterdim.Yoksulluğu yenmeye çalışan ailesinin hayali, Ensar’ın okumasıydı.
İletiye cevap yazdım. Allah’tan umut kesilmez. Gelişmelerden haberim olsun iyileşirse de, diğer seçenek gerçekleşirse de.
Beyin ölümünü duyduğum ilk öğrencim Ensar’dı. Bilgisayarımı açmasaydım bu haberi gece duymayacaktım. Ne fark ederdi ki, yarın öğrenecektim ya da herhangi bir gün. Ensar’ın beyin ölümünün gerçekleşmesi gerçeğini ne değiştirebilirdi ki?
Geçen haftada evli bir öğrencimin altı aylık oğlunun beyin tümürü ile mücadele ettiğini, bana gönderdiği iletiden öğrenmiştim. Öğretmenim, oğlum Mişel için dua eder misiniz? İnançlı bir insansınız, kemoterapiye başladık. Kardeşimin oğlunun, beyninde tümör olduğu haberini de anneler gününde öğrenmiştim. Beyin tümörü ne çok sevmeye başladı insanları. Neden acaba? Altı aylık Mişel’i,on sekiz yaşındaki Ensar’ı,yirmi iki yaşındaki yeğenimi ,sınıfımda iki öğrencimin annesini tümörler neden tercih etti dersiniz?
Yaş otuz beş, yolun yarısı eder diyordu ozan Cahit Sıtkı Tarancı. Etmezmiş. Ensar ile geçirdiğimiz üç yıl, film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden. Birbirimizi kırmazdık. Kötü anılarım olmadığı için şükrettim. Ailesi ile de ilişkilerim iyiydi. Mezun olduktan sonra da beni görünce:
-Merhaba hocam, nasılsınız diyerek elime sarılırdı.
-Hoca camide Ensar, büyüdün de hocam mı diyorsun? Ben öğretmenim.
-Öğretmenim, der sarılırdık birbirimize.
Bir cumartesi gömüldü. Mekânın cennet olsun Ensar.Sözün bittiği yer burası olsa gerek.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...