Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
DİKKAT!DİKKAT EKSİKLİĞİ VAR! 0 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

DİKKAT!DİKKAT EKSİKLİĞİ VAR!

   Sisli, soğuk bir kış günü sabahın erken saatlerinde okula gitmek bana bile zorken, sınıfa girince anladım ki, öğrencilerime de zormuş. Çoğu öğrencim geç geldi, gelmeyenlerde oldu. İlk ders sessiz okuma yaptık.  Bir gariplik sezinledim. Bizim sınıf çok sessiz. Dersin sonlarına doğru otizmli öğrencim geldi. Sessizlik bozuldu. Orçun gelmesin diye dua ettim.  Sene başından beri ilk devamsızlığıydı. Bir öğrencim gelmedi diye sevinen bir öğretmen duymadıysanız, şimdi duydunuz .

    Orçun, bir hafta gelmeyince sınıf öğretmeni olduğumu anladım.Sınıfta konu anlatmak ne güzelmiş. Bugün çok mutluyum . Nefes alışım bile değişti. Anladım ki beni ve arkadaşlarını çok yormuş.

    İlk derse genellikle geç gelir. Gecikme uzayınca seviniyoruz, gelmeyecek diye.Servisinden inince yolun karşısındaki bakkala veya kırtasiyeye gider ,kendince birşeyler alır.Bir gün taksinin altında kalmaktan kılpayı kurtulmuş.Ailesini uyardım para vermemesi konusunda.Yine verdiler,kıyamadılar.

                                  Orçun Neler Yapıyor ?

 Çantasını sağa, beslenme çantasını sola fırlatıp, sırıtınca ders bitiyor. Oturduğu sırasını yatak gibi kullanıyor, ben ilgilenmeyince ters yöne yatıyor.Bahçede,sınıfta ,tuvalette pantolonunu indirip gösteriyor.Arkadaşlarına abi,anne veya abla diyor. Okuma saatlerinde kitap okumamız neredeyse imkânsız. Tahtaya çıkar, eline kitap alıp dolaşır. Mutlaka düzen bozacak bir şeyler bulur. Derste tam dikkati toplamış, vereceğimi vermek üzere olduğum anlarda arkadaşlarına öpücük gönderir,kitaplarını yere düşürür. Su şişesini eline alır, inanılmaz sesler çıkartır.Hiç birşey bulamazsa kolunu ağzına dayar ve çıkan sesler dersi bitirir.Sessizce el hareketleri yapar. Her gün suyunu yere, masaya, arkadaşlarının üzerine  döker. Meyve suyunu, sütünü içmeden çöpe atar.Beslenmesini hiç açmaz. Kantinden şeker, oyuncak alır,derslerde oynar.Teneffüslerde ani hareketlerle arkadaşlarına vurur,yüzlerini tırmalar.Sırayı düşürmekten ve küfretmekten  hoşlanır. 

      Bahçede sınıfımızdan olmayan çocukların Orçun’u tekmelediklerini görünce müdahele ettm.Aniden vurup kaçtığını,küfrettiğini söylediler.Bazı derslerde kalemlerini zevkle açar, oyalanr. Kendini resme ve kâğıt katlamaya verdiği ender zamanlarda rahat ederiz .Çantasında ne varsa çıkarır, kâğıtları koparıp sağa-sola atar.Sınıfta eşyalarını unutur,kalemini, boyalarını arkadaşlarına vermeyi çok sever. Sonra da arkadaşlarını çalmakla suçlar. İçtiği meyve suyunun pipetiyle kulaklık yapıp telefonla konuşur. Görsel sanatlarda malzemelerini getirmediği günler oturup ağlar, benim neden malzemelerim yok, diye. Sene başında ağlama krizleri sınıfı canından bezdirmişti. Niye ağladığını da anlayamıyorduk. Evde her istediği emir olunca,sınıfta da böyle oluyor.

   Okuma saatinde dolabımızdan kitap alır,beş dakika içinde bitirdim diyerek getirir.Sınıfta dolaşır. Verdiğim etkinlik kâğıtlarını almak istemez. Aldığında  çöp kutusuna buruşturup atar. Kulüp çalışmalarına gitmez. Krizsiz günaydın diyemiyorum .Orçun şöyle yaptı...

  Ali Bey’e defalarca Orçun’u anlattım.

    -Ne yapalım söyle. Her sınıfta böyle çocuklar var.

    -Orçun bildiğimiz çocuklar gibi değil, sınıfımda ders yapamıyorum, düzen kuramıyorum. Tüm kuralları çiğnediği için zorlanıyoruz, yorulduk.Orçun’a faydam olmuyor,bize zararı çok.

   -Yapacak bir şey yok.İdare edin.

    Anladım ki kimseden fayda yok bize. Olan  öğrencilerime ve bana oluyor. Ders yapmamız engelleniyor.

    Derslere katılmamasına bir şey demiyorum , ders yapmamızı engellemesin yeter. Sene başında her etkinliğimize katılması için çaba sarf ediyordum. İkinci dönemin başında sınıfın huzurunu bozmasın ,bu yeter bize anlayışı içerisindeyim. Zaman ilerledikçe diğer öğrencilerim kendilerini geliştiriyor. Orçun sınıfın gerisinde kalıyor. Uyumsuzluğu daha da artıyor. Yaptığımız çalışmalara  katılamıyor. Orçun’un olumsuz davranışları benim görevimi yapmamı engellemeye başladı. Bir gün çantasıyla birlikte aldım ve en arka sıraya, köşeye oturttum. Çok üzüldü. Yanında ve çevresindeki arkadaşlarını çileden çıkarmaya devam etti.

  -Öğretmenim Orçun’un  yaptıklarından sizi dinleyemiyoruz.

   Geç kaldığı bir gün annesiyle birlikte sınıfa girdi. Oğlunu ön sıraya oturtmak istedi. İzin vermedim.

  Annesi çok bozuldu. O ana kadar ilişkilerimiz iyiydi.

  -Müdüre gideceğim.

 -İstediğin yere git. Dayanacak gücümüz kalmadı artık.

 Bir hışımla çıktı. Baktım ki müdür odasının kapısında bekliyor.Beraberce müdür başyardımcısına gittik. Yaşadıklarımızı anlattım. Oğlunun üçüncü sınıf seviyesinde davranış göstermediğini, anasınıfında bile zorlanacağını... Anlattım.Annesi ısrarla her çocuğun bunları yapabileceğini, davranışlarının normal olduğunu iddia etti.

- Davranışlarını düzeltmek,öğretmek  sizin göreviniz.

-Kusura bakmayın ben psikiyatr değilim. Siz çocuğunuza doktorun verdiği ilaçları kafanıza göre verirseniz ya da zararlı diye vermezseniz oğlunuz da bu durumda olur. Orçun için neler yaptığımı biliyorsunuz. Dayanacak gücümüz kalmadı, bunu da bilin.

   Diğer teneffüs, rehberlik öğretmeni ile görüşmesini sağladım. Müdürle de konuştular.

   Çocuk psikiyatrına gitti. İlaçlarının dozu arttırıldı. Bir hafta kadar sınıfta uyukladı. Yavaş yavaş canlanmaya başladı. Sene başındaki gibi olmasa da sınıfı ve beni rahatsız etmeye devam ediyor. Çok mücadele ettim  olmadı, olmuyor. Önce ailesinin durumu kabul etmesi gerekiyor.İnternetten bilgi topladım, öğrenmeye çalıştım.Ne yaptıysam başarılı olamadım.Bunaldım.

 Derse giriş krizinin yaşandığı anlardan birinde, nöbetçi olan eşim sınıfımıza geldi.

-Neler oluyor böyle?

-Daha ne olsun...

  Çocuklar anlatmaya başladı.Susmak bilmiyorlardı.

 -Benim sınıfıma gelir misin Orçun?

 - Gelmem.

Öğrencilerimin hep bir ağızdan

-Git ne olur git!

-Gelirim öğretmenim.

Sınıfım sevinç naraları atıyordu.Orçun gidiyor !Yarın kutlama yapalım arkadaşlar!Oley!Bu nasıl bir çoşku anlayamadım.Eşim Orçun’un elinden tuttu ve sınıfına götürdü.İnanamadım,inanamadım.İki hafta kendime gelemedim.Çok yıpranmışız.Sınıfça rahatladık.Biz rahatladık da eşim ve sınıfı aynı problemleri yaşamaya başladı.Sakin bir yapısı olan eşim, Orçun ile geçirdiği ilk haftanın sonunda, eve gelince başladı anlatmaya.

 Ben Orçun'u anlatırken ,bana neler söylüyordun hatırladın mı sevgili eşim

 -Hanım sakin ol.Her çıkardığı sesi duyma.Her yaptığını görme.Görmemezlikten gel,sakin ol.

 Sevgili eşime aynı şeyleri söyledim .

Sakin ol bey.Duyma ,görme!Olduğu gibi kabul et!

  Yaşadıklarımız bizi çok yıprattı.Orçun’un davranış bozukluklarını düzeltemedik.Öğretmenlik yaşantımda bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum.Zor çocuklar hep olmuştur da,sınıfta çaresizlik  bu olsa gerek.Neler yaparsak Orçun kurallara uymayı öğrenir? Biz çözüm bulamadık.

 

    

    

 

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...