OTUZ İKİNCİ YIL MUTLULUĞU
http://ekampus.orav.org.tr/file/50646/ece.docx
19 Aralık 1983 Tunceli’nin Arpalı köyünde yolu, suyu, elektriği olmayan, iki köyün ortasında bir okulda göreve başlamıştım.Öğretmenliğimin 32.yılına girdim bugün, daha dün gibiydi.
Sınıfıma günaydın derken Ece dikkatimi çekti. Yalnız başına sınıftaydı. Ninesini aradı , dayısını aradı gözlerim yoktular. Üç aydır velisiz sınıfa giremeyen, tuvalete gidemeyen Ece, okula yalnız gelmişti. İnanamadım, mutluluktan uçulsa uçabilirdim o an.
-Kendim geldim öğretmenim. Erkenden kalktım, giyindim, geldim.
Alkışladık, tebrik ettik.
-Anneannemi arar mısın öğretmenim, sınıfta olduğumu söyleyin…
Geçen yıl, bir ayda okulu bırakmıştı. Bu yıl da aynı şeyleri yaşarken kendi sınıfıma almıştım öğretmeni pes etmek üzereyken. Geçen hafta okumaya ve yazmaya da başladı. Dayı, gece nöbetinden sonra Ece’yi alıp sınıfa geliyordu. Bazen iki, bazen üç ders kalıp gidiyorlardı. Bir ders daha kalın dediğimde yorgun, uykusuz ve aç olduğunu söylüyordu. Son zamanlarda Ece,’ kalalım dayı’ diye ceketini çekiştiriyordu. Anneanne geldiğinde dört ders kalabiliyorlardı.Bir gün anneanne küçük torununu da alıp gelmişti.İkinci ders eve göndermiştim ,küçük çocukla gelemezsiniz. Okula gelmedikleri gün arayıp nedenini soruyordum.
-Her gün geleceksiniz, bir ders bile olsa…
Rehberlik öğretmenim sonunda durumun bizi aştığını söylese de pes etmedim. Sonuna kadar gideceğim. Son konuşmamızda gidebileceği doktoru belirlemiştik. Maddi imkânsızlıklardan dolayı çevremizde sorunu çözebilecek devlet doktoru araştırdık. Psikiyatr ücretleri malum.
Ece’nin gelmediği saatler ve günlerde yaptığımız etkinlikleri düzenli bir şekilde dedenin çalıştığı iş yerine götürdüm. Gerekli bilgileri verdim. Teneffüslerde yalnız kalmaması için uğraştım. Bir arkadaşının elinden tutturup sınıfın dışına çıkmasını sağladım, dayısı peşinde bile olsa. Son iki hafta ' dayını sınıftan senin çıkartmanı istiyorum' telkinlerinde bulunuyordum. Her gün giderken sarılıp, öpüp:
-Yarın sınıfa bekliyorum, seni seviyorum. Demeyi hiç ihmal etmedim.
Üç ay boyunca okulda tuvalete gitmeyen Ece derste tuvalete gitmek istediğini, tuvaletin yerini bilmediğini söyledi. Bir arkadaşıyla birlikte tuvalete gittiler. Diğer ders yine tuvalete gitme isteği… Ece’yi bugün okula başladı diye düşündüğüm için izin verdim. Haftaya sınıf kuralları Ece için de başlayacak. Öğlen arası okulun yakınında lokantada yemek yedik,sohbet ettik Kutlamaydı bizim için. Öğlen yemeklerini evden getirecekti bundan sonra, anlaştık. Çok koydurtup bana da verecek. Öyle söyledi. Dün saçları kesilmişti. Anneanneme kestirttim öğretmenim. Keşke daha önceleri yalnız gelseydim öğretmenim. Korkulacak bir şey yokmuş.
Rehberlik öğretmenim heyecanla sınıfıma girdi:
-Hocam, Ece’yi koridorda tek başına gördüm.
Durumu anlattım. Çok sevindi.
Ece’nin üzerinde beyaz bir mont vardı, botları da yeniydi. Kış günü incecik eski bir hırka ve eski ayakkabıyla geliyordu. Dün almışlar ve okula gitmezsen geri vereceğiz demişler. Gerçekten şıktı. Ece’yi okula getiren beyaz mont ve kırmızı ayakkabıları mıydı? Çözemedim. Okula tek başına geldi ya. Önemli olan sınıfa tek başına girebilmesiydi. Sonunda başardı.
32.yılıma böylesine mutlu girdim. Hedefime ulaşmanın huzuru var içimde. Kızlar okumalı, geleceğin anneleri eğitimli olmalı…
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...