PARATONER misali!
Hani hep derim ya bende paratoner var diye.Çekiyorum ben.Nerede kurt kaynayan kazan misali kıpır kıpır çocuk varsa hepsi bana geliyor.Hem de 20 yıldır.Şöyle sessizlik hiç vuku bulmadı.Yok yok var bende bir şey! "Paratoner" kelimesi az gelir aslında..Başka uygun kelime de bulamadım. Dedim ya, huyumdan mıdır, suyumdan mıdır, çekiyorum işte!
Doğrusunu söylemek gerekirse %100 başarı hiç elde edemediysem, yılların verdiği tecrübemle ve de edindiğim bilgilerle %70'e yakın başarı sağlamışımdır.Tabi bunda ÖRAV'ın katkısı da çok...
Hangisinden başlasam ki? Özellikle bu yılın 1.sınıf olması, kuralların taıtılması, uygulanması ve geçen süreçle birlikte çocukların kıpır kıpır hallerinin zamanla sınıf içinde veya dışında sorun davranışlar sergilemesi...Önlemek adına sabırla, inatla müdahale çalışmaları.Doğrunun, yanlışın gösterilmesi, anlatılması...(Yahu biz neymişiz? Her işi yapıyoruz valla.)
Öncelikle, her adımda olumlu bir süreçle başlamanın ve devam ettirmenin çok önemli olduğunu belirtmeliyim.Aslında bu bende bir alışkanlık haline dönüştü.Artık çocuklarım da alıştılar.4 aydır benimsediler desem, yalan olmaz.
İlk haftalarda seçtiğimiz sınıf başkanı bile bu sürece uyuyor."Öğretmenim, siz yokken sınıfta şu,şu,şu.... uslu durdu." diyerek konuşmasına başlıyor ve bana sınıfın durumunu bildiriyor.Hele şu harflerin hepsini bir bitirelim, tahtaya uslu duranların isimlerini de yazmaya başlar.Çoğunlukla çocukların yerinde oturduğuna şahit oluyorum sınıfa girince. Bu da beni mutlu ediyor tabi.
Ders anlatırken,etkinlik yaparken gereğinden fazla ses çıkartan öğrenciler haliyle sınıfı haretlendiriyor.İlk yıllarımdaki gibi "sus!" demiyorum aslında.Hakikaten dikkatini bana vermiş bir öğrenciye bakarak, "Sessiz olduğun ve beni dinlediğin için sana teşekkür ederim." demeyi tercih ediyorum.Anında beni rahatsız eden öğrencinin 180 derece değiştiğine hep şahit olmuşumdur.Usanmadan, sıkılmadan hep olumluya dönük konuşmak, örnek vermek sınıfın sessiz olmasına hep yardımcı olmuştur.Denemesi bedava!
Çok korkarım çocuklarım, birbirine zarar verici davranışları sergilerler diye...Elbette zaman zaman teneffüslerde şahit olduğum davranışlar oluyor.Sonrası da bitmek bilmeyen şikayetler!...Offff ne korkunç anlardır o anlar!
Gördüğüm ya da duyduğum anda yaptığım ilk hareket bu öğrencileri sınıfın dışına çıkartmak.Sırayla neler olduğunu dinliyorum."Bu hareket sana yapılsaydı neler hissederdin?" diye sorduğum soruyla düşünmesini/lerini sağlıyorum.Bıkmadan, usanmadan sürekli yaptığım en doğru hareketin bu olduğunu düşünüyorum.Sınıf içinde değil de, dışında kendileriyle konuşmam, başkalarının yanında rencide olmalarını da engellemiş oluyorum aslında.Özür dilemenin bir erdem olduğunu öğretmek hiç de kolay değil.Böyle böyle öğrenecekler işte.
Hani daha önce yazdığım "şip-şak kurallar" vardı ya, ki bunların arasında "arkadaşlarımıza doğru şekilde davranalım" maddesi de var. Bu kurallara uyanların yıldız çizelgesinde bir yıldızı boyanıyor.Yarış ediyorlar aslında.Acaba bugün kimlerin yıldızı parlayacak?...Etkili de oluyor.
Bağırmadan, çağırmadan, öfke göstermeden, doğru iletişim metotlarını kullanarak ve en önemlisi olumlu bir süreç izlenerek, sınıfın yumuşamasını,bal-kaymak haline gelmesine katkıda bulunuyorsunuz.Sabırla, zamanla sorun davranışların azaldığına şahit olmak inanılmaz keyif veriyor bana.
Varsın paratonerim olsun..Gelen şimşekleri ateş haline getirmem ben!
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...