ANESTEZİK FARKINDALIK ile ACININ İÇİNDEN GEÇMEK...
14/04/ 2015 tarihinde saat 12:00- 13.15 arasında geçirdiğim, aslında basit bir ameliyat hikayesi idi bu...
Dünyada 21 milyon genel anestezi alan 30 bin şanssız insandan biriyim artık. Yani 1/ 1000 ihtimalin içindeyim.
Tıp dilinde ANESTEZİK FARKINDALIK...
Bu fiziksel travmayı henüz atlatamadığım şu sıralarda, bu durumun bazı farkındalıklarımı geliştrdiğini hissediyorum ve bunu yazmak, yazarken de anlamaya çalışmak istiyorum...
Bilinç ve bilinçsizlik arasında geçen tahmini 20 dakika... Her şeyin farkında olmak ve hiçbir şeye müdahil olamamak... Bedensel kısmi felç hali... Bilinç ise tamamen yerinde.
Hayat senin kontrolün dışında ilerliyor ve sen orada hem varsın hem de yok. Yani bir HİÇLİK söz konusu...
Ameliyat masasında elini, kolunu, kaşını, gözünü kımıldatamıyorsun. Buna rağmen bedenine yapılan her dokunuş tüm acıları ile seninle... Tıp dilinde ANESTEZİK FARKINDALIK... İnsanın çaresizliğinin ne büyük bir HİÇ olma hali...
Ben buradayım, her şeyin farkındayım, her şeyi tüm acılarıyla hissediyorum diyememek... Gözlerimin aralığından her hareketi izlemek ve tepki verememek...
Ve sonunda teslimiyet... Bir beden olarak aslında HİÇ olduğunu KABUL EDİŞ...
ACIYA TUTUNMAK= HAYATA TUTUNMAK
Bu bilinç ve bilinçsizlik esnasında GÜÇLÜ olmaya karar vermek...
Bazen çaresizlik de insana çok şey öğretiyormuş. Öyle ki yaşadığın o anların sadece KABUL ile sonlanacağını bilmek insana GÜÇ veriyormuş. Öyle ki tahmini 20 dakikalık yaşanmışlığın ilk yarısında mücadele ediyorsun ve bunun faydası olmadığını fark ettiğinde kabul ediyorsun. Ve işte o an ACI ilk andaki gbi seni etkilememeye başlıyor.
HAYATIN NORMALE DÖNMESİ İÇİN, ACININ İÇİNDEN DE GEÇMEK GEREKMİYOR MU?
Öyle anlar yaşarız ki evrene hükmetme çabamızın aslında ne kadar boş olduğunu fark ederiz.
BİR ZAMAN TÜNELİ BELKİ DE YAŞAM...
Ve biz o tünele girdikten sonra geri dönüşün olmadığının farkına vardığımız an hissediyoruz HİÇliğimizi...
Her bedenin, ruhun bir acı eşiği var elbet. Kimi durumda yüksek kimi durumda düşük. Ya tamamen kontrolü dışında gerçekleşenlere karşın nasıl olurdu acı eşiğimiz? Hiç düşündünüz mü? Ben düşünmedim, düşünemedim...
14/04/2015 12.30- 13.00 ANESTEZİK FARKINDALIK ile geçirdiğim ameliyeta kadar...
Artık biliyorum ki ACI sadece beynimizde oluşturduğumuz şemalarla ve sınırlarla çizili... Öyle bir an gelir ki, sınırlarınız hayal bile edemeyeceğiniz kadar genişler. Çünkü siz o TÜNELe bir kez girdiniz ve çıkmak için tek çareniz içinden geçmek...
Yıllardır belki de bir çoğumuzun orada burada şurada bir şekilde karşılaştığı, hatta söyleyenin kim olduğunu bile bilmediğimiz bir söz ilişti şimdi şuracıkta kulaklarıma...
"Tanrım, Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET, Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR, İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ver..."
Reinhold Neibuhr
Yaşadığım kimine göre talihsiz- korkunç olay, aslında insan ruhunun bedeni ile SABRI öğrenmesinin mucizevi sonuçlarını gösteriyor. Ne gibi mi?
HAYATA TUTUNABİLMEK, YENİDEN DERİN BİR NEFES ALABİLMEK... gibi...
O anları değiştiremeyeceğimi kanaat getirdiğimde SABRETMEYİ öğrendim. Eğer ki bu acı dolu zaman tünelinden kurtulmak istiyorsam, bu acının içinden geçmenin en büyük CESARET olduğunu farkettim. O anlarda değiştiremeyeceğim şeylerin farkına varmak ise nasip olan AKLIM idi.
Evren bazen insana mesajlar verir. Bu mesajları alırız ya da görmezden geliriz. Öyle anlar olur ki bu öğreti öyle bir olay ile yüreğinize iner ki, işte o an
KÜLLERİNİZDEN YENİDEN DOĞARSINIZ...
Küllerinizden yeniden doğarsınız da algılamaya çalıştığım bir farklı duygu ise, yaşadığım o en acı anlarda neden sevdiklerim yoktu zihnimde ? Misal kızım, annem, babam, kardeşim, eşim, dostlarım... Hiç ama hiç kimse yoktu o an zihnimde... Bir ben vardım, bir de benden gayrı içinde yaşadığım tünel... İnsan acaba böylesine bir anda sedece kendiyle mi kalıyordu ? Hani bir yolculuksa bu, gerçekten de tek başına çıkılan bir yolculuk muydu? Varolmaya çalışmak, çabalamak ve yaşamak için bir büyük çaresizlik duygusu...
Yaşamak güzel şey, ümitli şey... Hayata tüm benliğin ile ve bambaşka bir ruh ile yeniden inadına tutunabilmek... Nefes almak ve aldığın her "an" için aslında bunun bir mucize olduğunu farkedebilmek...
Sonrasında öğrendiğim kadarıyla bilmsel olarak bu kadar yüksek anestezik farkındalık halinde acı şoku yaşamamış olmak ve kalp atışlarımın nihayi sona ulaşmaması bir büyük mucize ( Anestezi Uzmanı Dr. Ozan Karcı arkadaşımdan duyduklarım)
Peki neydi beni bu kadar hayata bağlayan ? Acı eşiğimi bu denli yüksek tutan? Bu soruya cevap arıyorum bir kaç gündür, diğer sorgulamalarımın yanında...
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİKLERİM VAR BENİM...
Bilinç ve bilinçsizlik arasında geçen bir deneyimin ardından...
Ah bütün sevdiklerim, her şey, herkes...
Anlıyorum birbirinden mukaddes...
Alıp verdiğim her nefes...
Ziya Osman SABA
ANESTEZİK FARKINDALIK ile geçirdiğim ameliyatımın öncesinde ve sonrasında varlıklarıyla her daim yanımda olan tüm sevdiğim insanlarıma... Sayenizde VAROLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ ni yaşıyorum... MİNNETTARIM... |
Güneş ERKAN
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Güneş insan ne yazacağımı bilemedim önce..bir film izliyormuşum hissi oldu.Hayatın, hayatımızın bu kadardan ibaret olduğunu anlattın..Güneşim yaşadığın ne kadar olumsuz gibi görünse de acılarına rağmen o bilinç halini deneyimlemek büyük bir şans..bana hissettirdikleri çok farklı..bütün bunlardan aldıklarım bana şu an çok iyi geldi..iyi ki hayatımdasın..
Hoşeda Ebru Kaynar
17.4.2015
Hoşedam seninle de konuştuğumuz gibi evrenin bize bazen mesaj vermesine izin vermek gerekiyor sanırım. İyi ki varsın...
Güneş Erkan
17.4.2015
Adeta gözümün önünde canlandı yazdıkların..o anları hisseder gıbı bi şeydi..bu önemli çünkü o duyguyu grcırebılmek karşındaki yazdıklarınla hiç de kolay degıldır. En etkilendığım kısmı ise 'kabul' ile yazdıkların..bununla ilgili çok düşünüp okuduğum bı dönemde senin paylaşımın ıyı geldi..'acı' Verse de deneyımın güçlenerek çıkmış olman armağanı hayatın sana..sen hep yaz..
Hatice sevinç akyollu
17.4.2015
Haticem adına KABUL ya da TESLİMİYET her ne dersek diyelim, tam da bu noktada başlıyor varlığımızı devam ettirebilme gücü. Yani bir yok oluşu değil de o tünelden çıkmak için farkında olmadan var oluşu seçmek gibi bir şey... İyi ki varsın...
Güneş Erkan
17.4.2015
Canım öncelikle çok geçmiş olsun.Acı ile varolmak, acı ile yoğrulmak ve hayata tutunma çizgisinde gidip-gelmek.O anda kendinden başka hiç kimsenin olmaması durumu...Aslında senden başka herkes aklında.Tüm sevdiklerin...Sevmeye devam edemeyeceğini düşündüklerin...Yıllar önce benzer bir durum yaşamış biri olarak iyiki sevdiklerinle berabersin diyorum. ..
Havva Atalay
17.4.2015
Havva Hocam acı ile yoğrulmak hayata tutunma çizgisi... Sizin de benzer deneyimi yaşamış olmanız etkiledi beni. Bir gün mutlaka üzerine konuşmak isterim. Sevgilerimle...
Güneş Erkan
17.4.2015
Güçlü bir anlatım. Üzerine düşünülmesi gereken anlamlı bir farkındalık olmuş. Emegine sağlık. Geçmiş olsun.
Ü. Erçin Kimmet
17.4.2015
Sevgili Erçin Hocam, bu yaşantının mutlaka psikolojik temelleri vardır. Daha doğrusu hayatıma yansıması olacaktır. Teşekkür ediyorum.
Güneş Erkan
17.4.2015
Güneşçiğim öncelikle çok geçmiş olsun canım benim. Sonrasında da ruhuna, kalemine sağlık. Aslında yaşam başlı başına bir " anestezik farkındalık süreci" değil mi yazdıklarını okurken bu geçti aklımdan ancak bu koşturmaca içinde anlayamıyoruz bu durumu. Yıllar önce " Anlamak için durmak" adında bir deneme okumuştum. Ruhumuz o denli geride kalıyor ki bazen 'an'da olamadığımız için 'an'layamıyoruz. Senin içinden geçmeyi başarabildiğin bu tünel tam da durduğun, hatta belki de acılarını bile deneyimleyebilme fırsatı bulduğun bir zaman diliminde derin bir tecrübeye dönüşmüş. Ne mutlu sana. Tam da yaşamın özetini yapmışsın canım. Seni seviyorum. Canımsın.💖
Deniz Güntan
17.4.2015
Denizim "Anlamak için durmak" bir kış üzerine konuştuğumuz şeyi böyle bir yaşantı ile anlamış, anlamlandırmış oldum. Sendeki yansıması beni yüzeyde ve arka planda her dem etkilemiştir. Artık "an"lıyorum, anlamlandırıyorum yaşananları... Demek öğrenecek çok şey var... Sevgilerimle kucaklıyorum seni :)
Güneş Erkan
17.4.2015
Geçmiş olsun Güneş hocam, yürek beyin ve elini bu denli dengeyle yazıya döken sevgili dost iyi ki varsın. Yazını okurken çıktığım içsel yolculuk için de teşekkürler.
sedat subaşı
17.4.2015
Sevgili Sedat Hocam, yaşadığım süreçte yüreğimi ve beynimi bir dengeye oturttuğum gerçeğini farkedişim, dolayısıyla kendi tabirim ile " tünelin sonunu" görüşüm sanıyorum kalemime yansıdı. Öyle ki 3 gündür toparlamaya çalıştığım cümlelerim nihayete erince, artık hafiflediğimi hissediyorum. Yüreğimden geçenlerin sizdeki yansımasını görmek benim için çok değerli Sizler de iyi ki varsınız. Sevgiyle...
Güneş Erkan
17.4.2015
Öncelikle geçmiş olsun Güneş Hocam. Yaşadıkların tarifi güç şeyler ve sen bunu anlatımınla zihnimde tam olarak canlandırdığına göre derin izler bırakmış olmalı sende. Anladığım kadarıyla bu enteresan deneyim sana farklı boyutlar açmış. Zihnin, benin, kaderin ... yeniden yorumlanması bu şekilde düşmüş senin payına . Velhasıl yeniden hoşgeldin
Baykal Deniz
18.4.2015
Baykal Hocam sizdeki yansımayı paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Yaşadıklarımı zihnimde toparlamak için aslinda uzun çaba sarfetmedim. Çünkü tüm canlılığıyla oradaydı... Çabam o anları unutmaya, soluklaştırmaya fırsat vermeden aktarmaktı. Bir nevi yüzleşmek diyelim biz buna...Yeniden yenilenerek geldiğimin farkında olarak HOŞ BULDUM Sevgili Baykal Hocam 😊
Güneş Erkan
18.4.2015
Okumaya ancak fırsat bulabildim bu anlamlı, içten ve cesur paylaşımı. Son zamanlarda okuduğum en etkileyici yazılardan biri...
Bu kısa süren operasyonun sende yarattığı duygu, düşünce ve farkındalıklar, "Bir derdim var, bin dermana değişmem." türküsünü hatırlattı.
Acıların geçmiş, huzurun daim olsun...
Mustafa Göktaş
19.4.2015
Mustafa Hocam, sana yansıyan türkü paylaşımın yüreğimin bam teline dokundu bile... Sevgiyle...
Güneş Erkan
19.4.2015
Güneş Hocam geçmiş olsun.Bende kalın bağırsak ameliyatı oldum.Genel anestezi oldum ve hiç bir şey hissetmedim ama uyandıktan sonraki acılarımı anlatamam.Narkozun yan etkisi bir ay boyunca devam etti.Tekrar geçmiş olsun...
Mustafa MISTIK
20.4.2015
Mustafa Hocam size de çok geçmiş olsun. Acı yaşandı ve bitti. Biz göğüsledik. Hayat devam ediyor...
Güneş Erkan
20.4.2015
Yaşadığınız deneyimi öyle güzel resmetmişsiniz ki... bu "acı" değil başka bir duygu olsaydı keşke diye geçti içimden... geçmiş olsun hocam. Bazı travmalar, bir havai fişek gösterisine dönüşürmüş sonrasında diye duymuştum. Umarım sizinki de öyle olur, var oluşunuza yeni renkler katar...
Dilber Engin
20.4.2015
Dilber Hocam tam da dediğiniz gibi bu ACI aslında yeniden varoluşu simgeliyor artık bende... Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ...
Güneş Erkan
21.4.2015