Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Tatsız Şeker 6 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Tatsız Şeker

Sırtta, kucakta taşıdığım günler uzak geçmişte kaldı. Arada gözlerini açtığında bir meyve yedirebilmişsek, bir meyve suyu içirebilmişsek manevî bir huzur kaplıyordu içimi; vazifesini eda etmenin rahatlığında... Öyle ya hangi ana-baba istemez gözlerinin önünde eriyen gül tenlisinin iki lokmacık yiyebilmesini.

            Bulamayacaksa deva, doktor ayağına gitmezmiş onun. Doktor gelmeyince biz gider olduk doktora... Ne fayda! Kader-i ilâhî o an şifadan yana değilse siz de gitseniz doktorun ayağına çare olmuyor. Lokman Hekim'in Seyhan nehrine düşürdüklerinde yazılıymış devası.

            İnsan fıtratı, ana-baba gönlü... bir lokma yerse gözünün nuru, bir adım atarsa gözünün nuru için, huzura erer! Tamam işte vazifemi yaptım. Okşadım ya başını, bir buse kondurdum ya solmuş yanaklarına, götürdüm ya doktora...vazifemi yaptım ya...yaptım ya... Yapmadım mı?

            Hayır hiçbir iyilik yok. Azıcık ayılıyor sonra yine saatlerce uyku. Bir lokma yer veya yemez yine uyku… Su yine su…

            Bir dert var amma doktorlar da bulamadı çaresini. E geze geze geldik buraya. Buranın doktorları daha mı iyidir. Bir de onlar mı görsünler…

            Uykulu haliyle beyaz örtülü yatakta uyuyor. Ak örtülü hemşireler, doktorlar da sevdiler. Her biri istekle koşuşturuyor. Uzaklarda dingin görünen deniz manzaralı odalarda, koridorlarda...

            Bir küçücük alette bir büyücek rakam gördü akça örtülü doktor hanım: "Bu yüksek bir oran!! Bizim üstatlarımız var Kaf dağında onlara götürün."

            Ben duymuştum bu büyücek rakamın sebebinin adını. Annesi dört dönerdi dört bir yanında kızcağızının. Saatlere böldükleri günde vakitten menzilleri hiç aksatmazlardı, sebebin devası için.

            İkiden çok fazla damla gözyaşı içime, iki damla gözyaşı dışıma aktı. Teselli etmeye çalıştı akça örtülü sarıca saçlı doktor.

            Gurbet kuşu iken yakalanmıştık çaresiz çaresizliğe. Kaf dağına gitmek için ambulans gerekliydi. Yol yordam, imza para, bin naz, işlem tamam. Mavi sesli, akça tenli, dört siyah tekerli ambulans homurtuyla indi yokuştan. Çığlıklar attı dağlara, ağaçlara, gökyüzüne; naif yüküne üzüntüsünden. Kara asfalt kaplı karayolunda kıvrım kıvrım uçtu gitti. Beni de sürükledi peşinden şeytan uçurtmasının kuyruğundaki son halka gibi.

            Onlar mı kaçtı ben mi takip ettim. Hırçın Kara Deniz, yeşil Karadeniz, mavi gök, beyaz martı, bir görünüp bir saklanan mavi sesli, akça tenli, dört kara tekerli ambulans... Kolunda serum takılıydı yavrum, yarı baygındın.

            Vardık Kaf dağına. Akça libaslı, karaca saçlı doktorlar vardı, hemşireler vardı ötekilerin üstatları, ötekilerden bilge. Güler yüzleri, şefkatli bakışları, "Diabetus Mellitus" diyen dilleri vardı.

            Diabetus Mellitus... Günü vakitten menzillere bölersiniz. Her menzilde sayılı lokmalarınızı yersiniz. Adımlarınız sayılı olmalı, yedikleriniz sayılı olmalı, ilaçlar almalısınız her gün, insülin zerk etmelisiniz biteviye…  

 

            Derkenar: Yukarıdaki yazı “gözümün bebeği”nin şeker hastalığına yakalandığı ve tanı konulma sürecidir.

Hamiş: TIP1 Diyabet hastaları insülini dışardan iğne veya pompayla alarak hayatlarını sürdürürler. Şeker seviyesinin tespiti için şeker ölçüm cihazı ve çubukları gereklidir. Şekerinizin kaç olduğunu bilmeden insülin almak risklidir. Şeker ölçüm çubukları o zaman (yukardaki olayın geçtiği dönem) çok pahalıydı ve bedelini Emekli Sandığı karşılamıyordu. İdari Mahkeme’ye dava açarak ancak bedellerini alabilirdik. MEB Bakanlık yetkilileri niçin ödenmemesi gerektiğine dair insanlık dışı gerekçeler gönderirlerdi(!?) Davalar çoğalınca ayda üç kutuya kadar ödemeye başladılar. Ama daha güzeli diyabetli öğrencilerin korunması ve kollanmasıyla ilgili genelgeler yayımlanmaya başlandı. Dünya Diyabet Günleri (14 Kasım) ve benzeri etkinliklerle halkın bilinçlenmesi ve toplumsal duyarlılık sağlanıyor.

Görüntülenme Sayısı:Google.Apis.Requests.RequestError User does not have sufficient permissions for this profile. [403] Errors [ Message[User does not have sufficient permissions for this profile.] Location[ - ] Reason[insufficientPermissions] Domain[global] ]

  • ...

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • ...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Enes Hacımehmedov

    7.7.2013

  • Gözlerim doldu okurken... Ne güzel anlatmışsınız, ne içten dökmüşsünüz kendinizi. DM hastası bir çok öğrencim oldu. Ailelerinin, sınıf öğretmenlerinin ve söylediğiniz gibi tüm toplumun bilinçlendirilmesi, bu çocuklara en azından hastalıkla birlikte en iyi nasıl yaşanabileceği konusunda bir nebze ışık, destek olacaktır. Böyle duyarlı bir şekilde aldığınıza göre kaleme bile, vazifenizi değil çok daha fazlasını yapmışsınızdır eminim Mehmet bey...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Dilber Engin

    8.7.2013

  • Mehmet Öğretmenim; Göz bebeğiniz için bu kadar güzel yazılır. Arif olan anlar. Sizler yazdıkça duyarlılığın daha çok artacağına inanıyorum. Sağlıcakla...

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • Hanikimizaman söz biter de susulur ya; siz işte tam da o anda konuşmaya başlamışsınız...Acının bal eylenmesi belki ya da balın kişiye göre değeri misali... Herkes yiyebilir mi balı? Yiyemezmiş işte, insülinin kaç derler önce... Hastalığı karşılamak ölüme alışmaktan zor derler. Bedenin her zerresi misali kabul edince -ki zor biliyoruz işte- işte o vakit anlamlı ve değerli kılabiliriz bu hediyeyi. Hediyenizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim... Öğrenmenin de öğretmenin de sonu yok ya, işte bunu seviyorum...

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • Hayal meyal hatırlıyorum o günü . Çok sevdiğim taktir ettiğim bir aile büyüğümün biriciği tedavi nerdeyse imkansız bir hastalığa yakalanmıştı. Çok üzülmüştüm çok. Bizim aileden kan bağımız olan benim bildiğim ilk şeker hastasıydı. Sormaya bile çekinirsin . Kıymetli abimize hatırlatıp üzülmesin diye. Madem burada satırlara dökmüşün yaşadıklarını o vakit geçde olsa Rabb'in takdirine sual olunmaz diyerek şifasınıda yaradan aynı kapıdan dilemek gerek. Allah yardımcınız olsun.

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Akın Gürel

    15.7.2013

  • Rabbim kimseleri yarusuyla imtihan etmesin heleki hastalık çok zor .Bu yazı bir çok hasta yakınlarını ve hastaları eminim çok duygulandırmıştır ve aynı zamanda birçok gerçeğin farkına varılmıştır diyabet hastalığı en zor ve en kötü hastalıklardan birtanesi ALLAH bizleri şifasız dertlerle imtihan etmesin inşallah  bütün hastalara acil şifalar diliyorum  yazınız içinde ayrıca teşekkür ediyorum elinize  yüreğinize sağlık..

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Narin gürsoy

    15.7.2013

Yorum Yap

İsim*

email*Sizi bilgilendirmek için kullanılacak

Yorumu Ekle