Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME 2 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME

Hürseyit ÖZTÜRK

 Eğitim Denetmeni-İzmir

ÖZET

Öğretme öğrenme sürecinin en temel, en bütünleştirici parçası, ölçme ve değerlendirme etkinliğidir. Yenilenen ilköğretim program tasarılarının ölçme ve değerlendirme anlayışı, sadece bireylerin öğrenme ürününü değil, onların öğrenme süreçlerini de değerlendirmektir. Süreç temelli, tamamlayıcı ölçme ve değerlendirme yaklaşımları; öğrencilerin başarı ve erişilerinin ölçülüp, değerlendirilmesinde, geleneksel ölçme araçlarından öte performansa dayalı ölçme ve değerlendirme araçlarından (performans görevi, proje, öğrenci ürün dosyası… vb.)  yararlanmayı gerektirmektedir.

Anahtar Kelimeler: Performans değerlendirme, performans görevi, proje, öğrenci ürün dosyası (portfolyo)

 

GİRİŞ

Okullarımızda uygulanan öğrenme-öğretme süreçlerinin beklentiler doğrultusunda sonuçlanması, bir yandan yeni uygulamaya konulan öğretim program tasarılarının sağlam ve işe vuruk olmasına, diğer yandan da bireylerin gereksinimlerini karşılayacak etkililikte öğrenme fırsatlarının yaratılmasına bağlıdır. Bir dersle ilgili hazırlanan öğrenme-öğretme sürecinin istenen ürünleri eksiksiz olarak vermesi için, bu sürecin adım adım izlenmesi ve her adımda görülen eksiklik ve aksaklıkların daha sonraki adıma geçmeden önce giderilmesi gerekir. Böyle bir izleme ise, yapılan eğitsel etkinliklerin ölçme ve değerlendirme hizmetleriyle desteklenmesini gerektirmektedir. 

Program tasarılarında yer alan amaç ve kazanımlardan hangilerinin öğrenciler tarafından kazınılıp kazanılmadığının tespit edilmesi, düzenlenecek eğitim faaliyetinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerini, öğrenme güçlüklerinin neler olduğunu, öğretim ve öğretim materyallerinin etkinliklerini belirlemek, öğrencilerin gelişimlerini izlemek, onların gelişimlerine yönelik geri bildirimlerde bulunmak ve öğretim program tasarılarının yeterliliğini belirlemeye yönelik bilgi sağlamak için eğitimde ölçme ve değerlendirme hizmeti önemli ve zorunlu bir ihtiyaçtır.

Öğretmenler uzun yıllar, öğrencilerinin kitaplarda yazılan ve sınıfta anlatılan bilgi ve becerileri ne derece kazandıklarını belirlemeye dönük başarı testlerinin geliştirilmesiyle ilgilenmişlerdir. Bu yolla öğrencilerin ancak hatırlama ve ezberleme gerektiren alt zihinsel becerileri ölçülebilmiş ve ölçme sonuçları öğrencilerin sınıflarını geçip geçmediklerini belirlemek amacıyla kullanılmıştır. Oysa günümüzde bilginin hızla değişmesi ve çoğalan bilgileri mükemmel biçimde depolayan teknolojik araç gereçlerin bulunması ve yaygınlaşması eğitimde de bazı anlayışların değişmesine neden olmuştur. Bu durum, bilginin depolanmasına önem veren eğitim anlayışından, bilgi ve becerilerin yeni durumlarda özellikle gerçek yaşam durumlarında kullanılmasına önem veren bir eğitim anlayışına doğru yönelmenin de ateşleyicisi olmuştur (Kutlu, 2002).

Yukarıda sözü edilen gerçek yaşam durumlarının kullanılmasını esas alan yeni öğretim program tasarıları, öğrencilere ezber bilgileri değil; okuduğunu anlama, kritik etme, yorumlama, bilgi toplama, analiz etme, bir sonuca ulaşma, grafik ya da tablo halinde verilen bilgilerden sonuç çıkarma, gözlem yapma, gözlemden sonuç çıkarma,  araştırma yapma, öğrendikleri ile gerçek yaşam arasında ilişki kurma gibi üst düzey becerileri kazandırmayı hedeflediği için, eğitim-öğretim sürecinde yapılacak ölçme ve değerlendirme etkinliklerinin de bu yaklaşımın ruhuna uygun olması gerekmektedir.

Bu doğrultuda yeni öğretim programlarında benimsenen ölçme ve değerlendirme yaklaşımının özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

1) Öğrencilerin bildiklerini ortaya koymalarını sağlar. Onların neyi bilmediğini değil, ne bildiklerini görmeye yarayan bir araçtır.

2) Değerlendirme ile sadece öğrenme ürünü değil, öğrenme süreçleri de izlenir.

3) Öğrencilerin gerçek yaşamla kendi bilgileri arasında ilişki kurmasını ve karşılaştığı problemlere farklı çözüm yolları üretebilmesini sağlar.

4) Not vermenin yanı sıra etkili ve zamanında dönüt vermeyi temele alır.

5) Ne kadar öğrenildiğini tespit etmenin yanı sıra nasıl öğrenildiğini de belirler.

6) Değerlendirme sürecinde öğrenci de bulunur.

7) Klasik ölçme ve değerlendirme araçlarının yanı sıra öğrenci merkezli ölçme ve değerlendirme araçlarını da önerir.

8) Sadece öğretimin sonunda değil, öğretimin her aşamasında sürekli ölçme ve değerlendirme etkinlikleri gerçekleştirilir.

9) Örtülü, belirsiz ölçütlerden ziyade açık ve belirgin ölçütleri tercih eder.

10) Öğrencilerin, bilgiyi hatırlamalarından ziyade uygulamalarına, yapılandırmalarına ve üst düzey becerilerini sergilemelerine önem verir (Anonim, 2006 b).

Yapılandırmacı yaklaşımı esas alan ve uygulanmakta olan yeni öğretim program tasarılarının öngördüğü kazanımlara ne derece ulaşıldığının belirlenmesinde, öğretmenler, şimdiye kadar kullandıkları geleneksel ölçme araçlarının (kısa cevaplı, uzun cevaplı, çoktan seçmeli, doğru-yanlış, eşleştirmeli testler) yanı sıra performansa dayalı, otantik (gerçek yaşam durumlarına dayalı)  (performans görevi, proje, öğrenci ürün dosyası… vb) çağdaş ölçme ve değerlendirme araçlarını kullanmalarını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca bu değerlendirme yaklaşımı farklı dereceli puanlama anahtarlarından (rubric), kontrol listelerinden ve farklı değerlendirme formlarından (grup değerlendirmesi, özdeğerlendirme, akran değerlendirmesi… vb) yararlanmayı gerektirmektedir. Yeni program tasarılarının ortaya çıkardığı ölçme ve değerlendirme yöntemleri aslında yeni bulunmuş, yeni ortaya çıkarılmış değildir. Ancak, bizim eğitim sistemimizde, ilk ve ortaöğretimde uygulamaya geçilen bu program tasarıları ile eğitim literatürümüze girmiştir.

Özellikle ilköğretimde, öğrenme eksiklerini, yanlışlarını ve yarım yamalak öğrenmeleri belirlemek, öğrenciye gerekli yardımı yapmak, eksikleri gidermek amacıyla yapılan biçimlendirme ve yetiştirmeye dönük değerlendirme, öğrenci başarısının notla değerlendirilmesinden (sonucun değerlendirilmesinden) önce gelmektedir. Grup değerlendirme, özdeğerlendirme, akran değerlendirme, tutum ölçekleri vb. değerlendirme araç ve yöntemlerinin eğitim ortamında kullanılmasının temel amacı, biçimlendirme ve yetiştirmeye yönelik değerlendirme yapmak içindir.

Bu yazıda, geleneksel ölçme ve değerlendirme araçlarından öte, öğretmenlerin yeni program tasarıları ile birlikte karşılaştıkları “Performans Değerlendirme” üzerinde durulmaktadır.

Performans Değerlendirme

Performans değerlendirme, öğrencilerin bireysel farklılıklarını göz önüne alarak, onların bilgi ve becerilerini gerçek yaşama aktarmalarını sağlayacak etkinlikler aracılığıyla değerlendirme yapmaktır.  Performans değerlendirme, gözlenebilen bir performans (örneğin bir müzik parçası çalma), ya da somut bir ürünle (örneğin bir harita çizme) sonuçlanmalıdır. Performansa dayalı ödevlerin/görevlerin, tek bir cevabından öte birden çok cevabı olabilmektedir. Bu nedenle performans ödevleri/görevleri, iyi tanımlanmış ölçütlere sahip, dereceli puanlama anahtarları (rubric)  ile değerlendirilmelidir. Performansı ortaya koymaya dayalı görevlerin/ödevlerin değerlendirilmesinde, öğrencilerin kendilerinden ne beklenildiğini bilip ona göre çalışmalarını biçimlendirmeleri amacıyla, bu görevler öğrencilere dereceli puanlama anahtarı ile birlikte verilmelidir. Öğretmenler, değerlendirme ölçütlerini belirlerken, öğrencilerin görüşlerinden yararlanabilirler  (Anonim, 2006 a ; Anonim, 2006 c).

Öğrencilerin performanslarını değerlendirmek için en çok kullanılan araçlar; performans görevleri, projeler ve öğrenci ürün dosyalarıdır (portfolyolar).

Performans Görevleri

Öğrencilerin kazandıkları bilgi ve becerileri, gerçek hayata aktarmalarını sağlayan kısa sürelerde yapılabilecek çalışmalardır (Anonim, 2006 b). Örneğin; Bir konu hakkında makale yazma, sınıftaki öğrencilerin yaş ve boylarını değişik grafiklerle ifade etme, bir haritadan sonuçlar çıkarma, deney yapma, bir filme, bir öyküye eleştirel yazı yazma, bir müzik parçası çalma, bir dans sergileme, tanıdığı bir kişinin biyografisini yazma, boyanmak istenen bir evin duvarlarının kaç m² olduğunu ve maliyetini hesaplama gibi konular birer performans görevi olabilir.

Performans görevleri; öğrencilerin seviyelerine, yaşadıkları sosyo ekonomik koşullara, yerel olanaklara, programdaki kazanımlara uygun, öğrenciler tarafından yapılabilecek özellikte olmalıdır. Bu görevler, öğrencilerin yarıyıl notlarını etkilediğinden, görevin belli aşamalarının öğrencilere ya sınıf ortamında yaptırılması ya da öğrencinin yaptığı çalışmayı sınıfta öğretmenine ve arkadaşlarına sunum yaparak paylaşması sağlanmalıdır  (Anonim, 2006 d). Performans görevlerinin bir sınıfın tüm öğrencilerine, aynı konu başlığında ve aynı zamanda verilmesi doğru değildir (Anonim, 2007) 

Öğrenciler, her yarıyılda derslerden bireysel ya da grup çalışması şeklinde en az bir performans görevi hazırlarlar (Anonim, 2006 c). Not çizelgesinde, performans görevlerine ait sütun sayısı her ne kadar üç ise de üçten fazla ya da daha az sayıda performans görevi verilebilir. Verilen performans görevlerinin aritmetik ortalaması alınır (Anonim, 2006 d).

Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının yazısında, Görsel Sanatlar ile Teknoloji ve Tasarım Derslerinin ölçme ve değerlendirmesinde, performans görevine yer verilmemektedir (Anonim, 2006 e). Bu durumda, bu iki dersin dışında öğrencilere diğer tüm derslerden, her yarıyılda en az bir performans görevi verilmesi, Yönetmelik gereği zorunlu kılınmaktadır.

Projeler

Projeler de aslında birer performans görevidir. Ancak, içeriği daha kapsamlı ve uzun süre gerektiren ayrıntılı ödevlerdir. Örneğin: “Dört temel gıda maddesi tespit edilip, yaşadığınız çevredeki üç marketten sekiz hafta boyunca fiyat takiplerinin yapılması, yapılan tespitler sonucunda elde edilen verilerin grafiğe dönüştürülerek en ekonomik marketin belirlenmesi, fiyat artış oranları göz önünde bulundurularak önümüzdeki yıl seçilen gıda fiyatlarının ne olabilecekleri üzerinde tahminde bulunmaları”, bir projeye konu oluşturabilir. Projeler, bireysel ya da grup çalışması şeklinde yapılabilir. Proje konuları, öğretmenin kendisi ya da zümre öğretmenler tarafından belirleneceği gibi, öğrenciler de kendi ilgi duydukları alanlara göre proje konusu belirleyebilirler. Proje geliştirme süreci uzun, karmaşık ve zorlu bir süreçtir. Bu ödevler, öğrencilerin yaratıcılık, araştırma, iletişim gibi üst düzey zihinsel becerilerini geliştirmektedir. Proje çalışmasında bilgi öğrenciye doğrudan verilmediği için, öğrenciler proje konularında yaparak, yaşayarak, inceleyerek bilgi kazanırlar. Grup olarak yapılacak projelerde, gruplar oluşturulurken grup üyelerinin cinsiyet ve başarı durumları bakımından karışık olmalarına özen gösterilmelidir. Gerek projenin yükünün bir iki öğrencinin omzuna yıkılmasını önlemek, gerekse sonuçtaki başarı ya da başarısızlık duygusunun paylaşılması amacıyla, grup üyelerinin her birine ilgi ve yetenekleri doğrultusunda sorumluluk verilmelidir. Bu dağılım, grup üyeleri tarafından yapılıp, öğretmenin onayı alınmalıdır. Projenin her aşamasında grup üyelerinin çalışmaları öğretmenler tarafından takip edilmeli ve grup üyelerine geri bildirim sağlanmalıdır (Anonim, 2006 b). 

Öğrenciler, bir ders yılında istedikleri ders veya derslerden bireysel ya da grup çalışması şeklinde en az bir proje hazırlarlar (Anonim, 2006 c). Öğrenciler istedikleri takdirde farklı derslerde ya da aynı derste birden fazla proje hazırlayabilirler. Aynı dersten birden fazla proje alan öğrencilerin proje notu, projelerden aldıkları puanların aritmetik ortalaması alınarak belirlenir. Projeler teslim edildikleri yarıyılda değerlendirilir. Öğrencilerin proje çalışmalarını hangi dersten alacakları, 1-4. sınıflarda sınıf öğretmenlerince, 5-8. sınıflarda ise şube rehber öğretmeni gözetiminde belirlenir, ilgili branş ya da sınıf öğretmenlerinin gözetiminde ve rehberliğinde gerçekleştirilir (Anonim, 2006 d).

Bu açıklamalar doğrultusunda; performans ödevlerinin, Görsel Sanatlar ile Teknoloji ve Tasarım Derslerinin dışındaki tüm derslerden, her yarıyılda en az bir tane verilmesi Yönetmelik gereği zorunlu iken, projelerin tüm derslerden verilmesinin zorunlu olmadığı, öğrencilerin ilgi ve istekleri doğrultusunda talepte bulunmaları halinde verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Gerek müfettişlerce yapılan genel denetim ve rehberlik çalışmalarındaki tespitlerden, gerekse Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere, öğrencilerin proje ve performans ödevlerini çoğunlukla internet üzerinden hazırladıkları, çalışmaların öğrenci katkısı içermediği, hazırlanan ödevlerde daha çok görselliğin öne çıktığı, internet çıktısının dosyalanıp ödev olarak sunulduğu görülmektedir (Anonim, 2007) 

Öğrencilerin; inceleme, araştırma, görüş geliştirme, yeni bilgilere ulaşma, çıkarımlarda bulunma gibi becerilerinin geliştirilmesinde bir araç olma özelliği taşıyan proje ve performans ödevleri, internet üzerinden aynen yapılan alıntılar biçimine dönüşünce bu özelliklerini yitirmektedir. Bu nedenle, öğrencilere proje ve performans ödevi verilirken öğrencilerin sadece internete bağlı kalmamalarına, bilgisayar teknolojisinin yanı sıra özellikle öğrencinin çevresinde bulunan kütüphanelerden, kaynak kişilerden, fotoğraf ve belgelerden, tarihi, kültürel ve sosyal olanaklardan yararlanmaları hususlarında öğretmenlerce önlem alınması gerekmektedir.

Öğrenci ürün dosyası (portfolyo)

Öğrencilerin çalışmalarının toplandığı bir dosyadır. Bu dosya, öğrencinin anlamlı ödevlerini içerir ve öğrencinin en iyi çalışmalarının bir yansımasıdır (Anonim, 2006 b).  Ürün dosyasına, öğrencinin eğitim ortamında yaptığı her ürünü değil, yaptığı çalışmalardan kendilerini en iyi yansıttıklarını düşündükleri yazılar, fotoğraflar, performans ödevleri, projeler, ses veya görüntü kayıtları, kontrol listeleri, dereceli puanlama anahtarları, öğretmen mektupları, velilerden gelen bilgiler… vb yer almalıdır (Anonim, 2006 a). Her dönem boyunca dosyaya konulacak ürün sayısı 4-6 arası olabilir (Anonim, 2005).

Öğrenci ürün dosyaları, 1-4. sınıflarda öğrencilerin farklı derslere ilişkin çalışmalarının toplandığı tek bir dosya şeklinde hazırlanabilir. 5-8. sınıflarda ise, öğrenciler tüm dersler yerine ilgi duydukları, başarılarını ve gelişimlerini göstermek istedikleri derslere ait ürün dosyası hazırlarlar. 5-8. sınıflarda öğrenciler ders yılı başında ürün dosyası hazırlamak istedikleri ders ya da derslerin öğretmeni ile görüşerek, ürün dosyası hazırlamak istedikleri dersleri belirlerler ve kararlarını şube rehber öğretmenlerine bildirirler. Portfolyo dosyaları, önceden hazırlanmış olan dereceli puanlama anahtarı (rubric) ile değerlendirilir. Öğrencilerin “Ders içi Performans Notları” belirlenirken, ürün dosyası için yapılan değerlendirme, öğretmen tarafından dikkate alınır (Anonim, 2006 d).

Yukarıdaki açıklamalar ışığında, öğrencilerin bütün derslerden ürün dosyası tutması gerekmemektedir.  

Öğretmenlerin; öğrenme öğretme sürecinde yeni öğretim programlarının felsefesine uygun yapacakları ölçme ve değerlendirme etkinliklerinde, çeşitli güçlüklerle karşılaştıkları, uygulamada zorlandıkları bilinmektedir. Karşılaşılan bu güçlüklerin kaynakları irdelenecek olursa;

a) Öğretmen tutumlarından kaynaklanan sorunlar : “Notum silahımdır” mantığının egemen olduğu anlayışı sürdüren öğretmenlerin, yeni ölçme ve değerlendirme sistemine uyum sağlayamamaları,

b) Yeterlilik sorunları: Ölçme ve değerlendirme yaklaşımının uygulanmasıyla ilgili bilgi eksikliği,

               c) Ders yükü:  Özellikle bazı branş öğretmenlerinin ders yüklerinin çokluğu nedeniyle, sürece dönük değerlendirme etkinliklerini aksatabilmeleri,

               d) Öğrenci sayısı: Öğrenci sayısının kalabalık olmasıyla; proje, performans görevi, portfolyo dosyası, öz değerlendirme, akran değerlendirme, grup değerlendirme, tutum ölçeği gibi süreç ölçüm araçlarının uygulanıp değerlendirilmesinin sorun teşkil etmesi,

               e)YGS-LYS ve SBS: Merkezi öğrenci yerleştirme sınavlarının mevcut haliyle devam etmesi,

Yeni ölçme ve değerlendirme anlayışını ve uygulamasını olumsuz yönde etkilemektedirler.

                Tespit edilen bu sorunlar tabiî ki süreç içerisinde giderilebilecek, daha çok niceliksel sorunlardır. Niteliğin, niceliğe feda edilmemesinin yolu, yeni öğretim program tasarılarının ruhuna uygun, yeni ölçme ve değerlendirme uygulamalarının hayata geçirilmesidir.

                Program tasarılarının uygulanması sürecinde, öğretmenlerin en çok şikâyetçi oldukları konuların başında değerlendirme formlarının fazlalığı gelmektedir. Oysa bu formlar, öğretmenler her yerde, her zaman kullansınlar diye kitaplara konulmamıştır. Yapılan her etkinliğin sonunda, bu etkinliğe ait bir formun doldurulması beklenilmemektedir. Bu konu ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığınca, Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen yazıda: “ Öğretmenler, eğitim öğretim sürecinde sınıfta yaptıkları etkinliklerin her birinin sonunda değerlendirme yapmak yerine, ünite/tema ölçeğinde aralarında benzerlik, yakınlık, tamamlayıcılık ilişkisi bulunan birkaç kazanımla ilgili etkinliklerin uygulanmasından sonra ya da çok özel bir etkinliğin sonunda, programlarda önerilen değerlendirme etkinliklerinden uygun gördükleri bir veya birkaçını uygulayabilirler” denilmektedir (Anonim, 2005).  Örneğin, öğrencinin bir derse karşı duygularını, tutumlarını, kendine güvenlerini ortaya çıkarma amacına dönük kullanılan “tutum ölçeklerinin”,  biri öğretim yılı başında, diğeri de öğretim yılı sonunda uygulanması, çıkan sonuçlarla öğrencideki değişimin gözlenmesi, bu arada öğretmenin bu süreçte kendini değerlendirmesi yeterlidir. Her ay ya da üç ayda bir o derse ilişkin tutum ölçeği uygulamanın bir gereği yoktur. Öğretmenin önüne gelen her formu doldurup, dosyaya koymasının, elde ettiği bulgularla yeni öğrenme fırsatlarını eğitim ortamına taşımadıktan sonra, kısaca ölçmeyi değerlendiremedikten sonra ne anlamı olabilir ki? Kaldı ki, kitaplarda verilen çeşitli formların, moda mod kullanılması da gerekmemektedir. Öğretmenler, değerlendirme formlarını, okullarına, sınıflarına ve kendilerine göre uyarlayarak kullanabilirler. Şurası unutulmamalı ki, en iyi değerlendirme formu, öğretmenin kendi özgün çalışması ile yapacağı formdur. 

 

Proje ve performans görevlerinin değerlendirilmesinde kullanılan Dereceli Puanlama Anahtarnını (rubric)  nota çevrilmesi ile ilgili bir uygulama örneği:

 

DERECELİ PUANLAMA ANAHTARI

Adı                    :

Sınıfı                 :

Puan

GÖRÜNÜM

4

Afiş titizlikle hazırlanmış, afişin görünümü temiz ve düzenli. Afiş ilgi çekicidir.

3

Afiş titizlikle hazırlanmış, afişin görünümü temiz ve düzenli. Afiş ilgi çekici değil.

2

Afişin görünümü temiz ve düzenli değil. Afiş ilgi çekici değil.

1

Afiş titizlikle hazırlanmamış, görünüm kirli ve düzensiz. Afiş ilgi çekici değil.

Puan

İÇERİK

4

Amaç açık ve anlaşılır olarak belirtilmiş.  Afişin konusu kısa ve öz şekilde vurgulanmış.

3

Amaç açık ve anlaşılır olarak belirtilmiş.  Afişin konusu vurgulanmış.

2

Amaç belirtilmiş.  Afişin konusu eksik vurgulanmış.

1

Amaç eksik belirtilmiş. Afişin konusu vurgulanmamış.

Puan

SLOGAN

4

İçeriğe uygun çarpıcı bir slogan bulunmuş.

3

İçeriğe uygun slogan bulunmuş ama çarpıcı değil.

2

Slogan bulunmuş ama içeriğe uygun değil.

1

Slogan hiç kullanılmamış.

Puan

ÖGELERİN KULLANIMI

4

Görsel ve yazılı öğeler konuya uygun ve yeterli düzeyde kullanılmış.

Yazılı ve görsel öğeler arasında uyum sağlanmış.  Gereksiz detay kullanılmamış.

3

Görsel ve yazılı öğeler konuyla ilgili ama yetersiz kalmış.

Yazılı ve görsel öğeler arasında uyum sağlanmış. Gereksiz detay kullanılmamış.

2

Görsel ve yazılı öğeler konuyla ilgili ama yetersiz.

Yazılı ve görsel öğeler arasında tam uyum sağlanamamış. Gereksiz detay kullanılmış.

1

Görsel ve yazılı öğeler konuyu desteklemiyor.

Yazılı ve görsel öğeler arasında uyumsuzluk var. Gereksiz detay kullanılmış.

Yukarıda verilen dereceli puanlama anahtarına göre öğrencileri değerlendirirken, her bir ölçüt düzeyinde öğrencilerin eksiklikleri varsa belirlenir. Bu eksiklikleri gidermeye yönelik önlemler alınır. Not vermek için ise puanların yüzde karşılığı bulunur ve nota dönüştürülür.

Örneğin, yukarıdaki Dereceli Puanlama Anahtarında öğrencinin alabileceği en yüksek puan: 4 x 4 = 16’dır. Bir öğrenci değerlendirme sonucu 10 puan almış ise, performans notu şöyle hesaplanır: (10 :16) x 100 = 62.5 dir.

 

Formüle dönüştürecek olursak:(Öğrencinin aldığı puan: öğrencinin alabileceği en yüksek puan) x 100 = sonuç puan  

 

SONUÇ VE ÖNERİLER

               1. Yönetici ve öğretmenlerin,  programların felsefesine uygun ölçme ve değerlendirme uygulamaları ile ilgili yerel hizmet içi eğitimlere alınmaları,

2. Milli Eğitim Bakanlığınca, öğretmenlere yardımcı olmak amacıyla yeni ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarını örneklerle açıklayan kolay, anlaşılır, uygulamaya dönük basılı dokümanların okullara gönderilmesi,

               3. Bazı branşlarda öğretmenlerin ders yükleri, süreç temelli ölçme ve değerlendirme uygulamalarını olumsuz yönde etkilediğinden, öğretmen dağılımlarının gereksinimleri karşılayacak şekilde yapılması,

               4. Okullardaki öğrenci sayılarının yoğunluğu, hem programların uygulanmasını, hem de buna bağlı yeni değerlendirme etkinliklerinin sağlıklı yürütülebilmesinde engel teşkil ettiği için, bu sorunun çözümlenmesi için gerekli önlemlerin alınması,    

               5.  Ölçme değerlendirme yaklaşımı, uygulamada teknolojik araç gereçlere gereksinimi artırdığından, okullara yeterli sayıda bilgisayar, fotokopi, projeksiyon makinesi gibi ekipmanların sağlanması,       

6. Öğrencilere proje ve performans görevi verilirken onların sadece internete bağlı kalmamalarına, bilgisayar teknolojisinin yanı sıra özellikle öğrencinin çevresinde bulunan kütüphanelerden, tarihi, kültürel ve sosyal olanaklardan yararlanmaları hususlarında öğretmenlerce önlem alınması,

                               

                                                       

                                              

 

KAYNAKLAR    

 

               Anonim, (2005). Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 24.11.2005 gün ve 12225 sayılı yazısı.

               Anonim, (2006, a). Ölçme ve Değerlendirme, http: //ttkb. meb.gov.tr. Erişim tarihi: 25.12.2006

               Anonim, (2006, b). Ölçme ve Değerlendirme ile İlgili Temel Kavramlar, http: //iogm. meb.gov.tr. Erişim tarihi: 24.12.2006

               Anonim, (2006, c). İlköğretim Kurumları Yönetmeliği. Resmi gazete: 02.05.2006, sayı: 26156

               Anonim, (2006, d). İlköğretim Kurumlarında Ölçme ve Değerlendirme, http: //ttkb. meb.gov.tr. Erişim tarihi: 23.12.2006

               Anonim, (2006, e). Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 20.12.2006 gün ve 012641 sayılı yazısı.

               Anonim, (2007). İnternet Üzerinden Hazırlanan Proje ve Performans Ödevleri, http: //iogm. meb.gov.tr. Erişim tarihi: 25.01.2007

               Kutlu, Ömer. “ Yeni İlköğretim Programlarını Değerlendirme Sempozyumu”. 14-16 Kasım 2005. Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi-Tekışık Eğitim Araştırma geliştirme Vakfı.

 

 

 

 

                

 

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...